Ek bolum: Düğün gunu!

Start from the beginning
                                    

-"Heey." dedi Elena ona sarilirken. "Gelinimiz nasılmış bakalım?" Caroline gülümsedi. "Heyecanlı olamayacak kadar meşgul." Herkese tek tek sarıldı. Damon ayrılmadan yarım ağızla söylendi. "Eğer olur da psikopat sadist biriyle evlenmenin hata oldugunu düşünmeye başlarsan diye, gelinliğinin altına spor ayakkabı giy." Ellerini kaldırarak geri cekildi. "Sadece söylüyorum."

Rebekah yanlarına gelmisti. "Yukarı kattaki iki oda sizin icin, bence giyinsek iyi olur. Özellikle de gelin." Caroline onu onayladı ve hepsi ust kata çıktılar.

Caroline odasına girdiğinde hazırda iki kuaför ve bir makyozu bekliyordu. Onun sacları yapılırken Elena ve Bonnie iceri girdi. Elena mavi şifon, uzun bir elbise giymişti. Bonnie ise siyah, kollarından göğüslerine kadar dantel olan mini bir elbise. Ikisi de bir seyler anlatıyorlardı, Caroline kendisi adına mutlu olduklarını anlayabiliyordu.

Makyajıne geçildigi sırada içeri Henrik girdi. Hafif utangac adımlarla ona dogru yaklasti. "Tanrım Henrik." Elena gulumseyerek yanına diz çöktü. "Senin yuzunden hepimiz gölgede kalacağız." Henrik elbisesini tutarak yana sallandı.

Caroline gülümsedi. "Bir de beni düşünün. Surekli onun yanında geri planda kalıyorum!" dedi sızlanır gibi. Henrik gülerek gelip onu izlemeye basladi.

***

Klaus alt kata indi. Stefan, Damon,

Matt ve Jeremy aşağıda bir şeyler içiyorlardı. Arkasından Elijah geliyordu. "Hosgeldiniz." dedi Klaus ve digerleri onu selamladı. Havanın sıcaklığı ve son beyzbol oyunu gibi seyler konuşurken iceri Marcel ve diger toplulukların üyeleri girdi. Klaus bahçeye baktığında konukların cogunun geldigini gördü. "Misafirlerle ilgilenmeliyiz." dedi Rebekah merdivenlerden inerken. Koyu yesil yerlere kadar uzanan bir elbise giymiş, sacını kıvırcık bir sekilde omzuna bırakmıştı. Matt ona gulumseyince karşılık verdi. Hepsi dışarı yöneldiler.

***

Caroline gelinliğini giymiş, aynanın karşısında kendine bakıyordu. Sacları dağınık topuzdu ve makyajı yüzünde ilkbahar tazeliği gibiydi. Straplez gelinliğinin ust kısmı komple kıymetli taslardan yapılmıştı. Belini saran ipek kumaş arkada birleşiyor ve çiçek buketini andırıyordu. Eteği cok kabarık ve cok uzundu, kafasındaki duvakla yerlere kadar uzanıyordu. Kulağında inci küpeler ve duvaginin basında parlak bir tac vardı. New Orleans'ın kraliçesine uygun bir sekilde.

Caroline daha önce bu kadar heyecanlı oldugunu hatırlamıyordu. Henrik'in kendisini buyuk bir hayranlıkla izlediğini gördü ve eğilip onu öptü. Elena gizli gizli ağlıyor ve gozlerini siliyordu, Bonnie ile birlikte gelip ona sarıldılar. "Hayatımda gördüğüm en guzel gelinsin." dedi Bonnie gulerek. Sonra Henrik'in elinden tuttu ve Elena'yla beraber asagi yürümeye başladılar.

Onlar yerlerini alırken Caroline merdivenin basına geldi. Aşağıda onu Klaus'a teslim etmek icin Bonnie'nin babası bekliyordu. (Caroline'in babası kotu melezle yaptıgı düğününe gelmemişti.) Caroline inince onu yanağından öptü ve Caroline koluna girdi.

Kapıdan çıktığında herkes ayağa kalktı. Henrik önlerinde çiçek atıyordu. Klaus beyaz çiçeklerle süslenmiş platformda ellerini onunde birleştirmiş ona bakıyordu, herkes iki yanında buyuk bir hayranlıkla onu izliyordu. Caroline Jeremy'nin fotografını çektiğini gördü ve onların bi sıra arkasında Marcel'in yanında oturan Cami'ye gülümsedi. Yürürken nefes almayı bile unutmuş gibiydi.

En sonunda sonsuzluk gibi süren yurusten sonra platforma vardı. Bonnie'nin babası onun elini alıp Klaus'un avucuna yerleştirdi ve geri cekildi, Caroline avucundan yayılan sıcaklığı hissedebiliyordu. Klaus'un gözünde daha once görmediği parıltılar vardı ve kendisine apayrı bi aşkla bakıyordu.

Papaz Kieran'a döndüler ve o soruyu sormasını beklediler. "Niklaus Mikaelson. Hastalıkta, saglıkta, mutlulukta ve üzüntüde, sonsuza dek Caroline Forbes'i es olarak kabul ediyor musun?"

Klaus Caroline'in elini daha sıkı kavradı. "Ediyorum."

Kieran, Caroline'a döndü. "Caroline Forbes. Hastalıkta, saglıkta.."

-"Tanrım, ediyorum, evet, ediyorum." dedi Caroline telaşla lafını keserek. Konuklar güldü.

-"Pekala." dedi Papaz da gulerek. "Ben de sizi karı koca ilan ediyorum."

Klaus Caroline'i kendine çekip oyle bir öptü ki, sanki daha önceki öpüsler hicbir şeydi. Caroline dudaklarından sonsuzluğun ve askin somut tadını aldığına yemin edebilirdi.

Konuklar artık yalandan öksürmeye başlayana kadar (ve aslında Damon kafalarına kuruyemis atmaya başlamıştı) opusmeye devam ettiler.

Orkestra tam belirlenen dakikada müziği çalmaya basladi. Ilk dans icin Klaus elini uzattı ve ikisi birlikte dans pistine yürüdüler.

-"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Bayan Mikaelson?" dedi Klaus kulağına.

-"Ah, buna alışmam hic zor olmayacak." dedi Caroline, heyecandan yanakları kizarmisti.

Cevresine bakındi. Elena ve Damon dansa kalkmıştı. Ardından Bonnie ve Jeremy. Cami ve Marcel. Davinia ve Josh. Rebekah ve Matt. (Caroline bu ikisinin gelişeceğini hissediyordu nedense.) Elijah cadılardan biriyle dans ediyordu, hatta Caroline'in yasli amcası Bob ve halası Mary bile kendi etraflarında dönüyordu.

-"Oldukca iyi bir danscisin." dedi Klaus gözlerinde muzipce piriltilarla.

-"Hiim.. Ben şahsen Baya Mystic Falls seçilmiştim." dedi Caroline. Ikisi de ilk danslarına gönderme yapıyordu. Klaus güldü.

-"Ben de dans etmek istiyorum." dedi Henrik, alttan Caroline'in eteğini cekistirerek. Klaus güldü ve onu kucağına aldı. "Ben de bir gun Caroline kadar guzel olup senin gibi yakışıklı biriyle evleneceğim baba." dedi Henrik. Boyle bir sey mümkün degildi tabi ama Klaus sara krizine yakalanmış gibi tepkiler vermişti. "Bunlar icin.. Hiim.. Erken." diyebildi en sonunda. Caroline Henrik'in isinin zor oldugunu düşündü. Bu sırada Henrik ona dogru egildi ve bir öpücük verdi.

Sevdiği adam elini tutuyor, cocugu ona tapıyordu. Hava gunesliydi. Bundan sonraki hayatının habercisi gibi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 05, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

However Long It Takes.Where stories live. Discover now