8 ♛ DENİZ VE KAYBOLAN

1K 146 52
                                    

8

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

8. Bölüm

DENİZ VE KAYBOLAN

Batı Denizi

Batı Denizi'nin Diyar kıyısındaki karlar yerini soğuk sulara bıraktı. Güneş gündüzleri artık sadece birkaç saat görünse de hava ısındı.

Ve Deniz Prensesi, Kış Kraliçesi'nin ölümüyle Gece Kraliçesi'nin kuzeye varışını hissetti.

Bir zamanlar savaştığı sirenlerle yeniden savaştı. Kuzey Denizi'nin gri suları yerini Batı Denizi'nin mavi sularına verdi. Aiolis'in kollarındaki ve gövdesindeki altın dövmeler denizde de parıldamaya başladı.

Aiolis ülkesine dönmedi. Mercan Saray'daki üç kardeşinin yanına dönmedi. Bir diğer kardeşinin ölümüne sebep olanların yanına dönmedi.

Dört siren muhafızını Kuzey Denizi'ne geldiği ilk anda, üç siren muhafızını ise Batı Denizi'yle olan güney sınırında yaraladı. Sınırdan geçtikten sonra bu kez karşısına Faelenis'in yeni muhafızları çıktı. Onlara karşı sahip olduğu Ejder Gücü'nü kullandı ve onlardan sonra karşısına çıkan Batı Denizi muhafızlarıyla da bu şekilde mücadele etti. En sonunda deniz sınırını geçmeyi başardı.

Fakat bu kez de aldığı yaralar yüzünden yavaşladı. Diyar sınırları içerisindeyken o kadar yorulmuştu ki eskisi kadar hızlı yüzemiyordu. Diyar sınırından çıkana dek de dinlenmeye vakit bulamamıştı. Sınırdan geçtikten sonra da biraz dinlenebilmişti.

Diyar'da ne olduğunu merak ediyordu. Batı Denizi'nin halkının Faelenis'e isyan edip etmediğini, Faelenis'in diğer kardeşlerini sürgüne gönderip göndermediğini merak ediyordu.

Bunları en yakın kıyıya çıkınca öğrenebilirdi. O da kesin değildi. Zaten kıyıya varmak için önce diğer deniz insanlarının yanından geçmeliydi. Belki onlar Aiolis'e yardım edebilirdi. Etmezlerse ne yapacağı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.

Tek bildiği sarayda duyduklarıydı. Saray kütüphanesinde okuduklarıydı. Bilge Eilasa, Faelenis ve Leiseris'in ona öğrettikleriydi.

Ve bildiği şeylerden bağımsız deniz halklarının barışçıl olmadığı sonucuna varıyordu. Adalara yakın olmayanların bir yöneticisi bile yoktu.

Güvendiği şeyler ise sahip olduğu Deniz Ejderi'nin Gücü ve pek tanımadığı annesi Kraliçe Karelias'ın bağımsız halkla olan ittifakıydı.

Aiolis'in su yüzeyine çıkma amacı Diyar'da olup bitenler hakkında birkaç şey daha öğrenmekti. Gökyüzünün renkleri ve havanın ve suyun durumu aynı zamanda Diyar'la ilgili haberlere sahipti.

Başını sudan çıkardığı anda bir zamanlar onu neredeyse öldürecek olan havayı yeniden ciğerlerine çekti. Vakit geceydi, ay ve yıldızların parıltısı ve yansıması Batı Denizi'ne vuruyordu. Bir kolunu sudan çıkardığında dövmelerinin hala altını andırdığını gördü. Gözlerini kapatıp sessizliği dinlerken etrafını saran karartıyı fark etmedi. Saçlarının suyun üzerindeki yarısı dövmeleri gibi altına parıldarken sudaki saçlarının dalgalanmasını hissediyordu. Gözlerini açtığında yıldızları gölgeleri andıran bulutların kapladığını fark etti. Yüzdüğü suyun da rengi kararmıştı. Çevresinde oluşan karartıları fark edince gözlerinin rengi aniden yeşile döndü. Bir eli sırtındaki ablasının muhafızlarından aldığı mızrağa gitti. Başını suyun altına daldırdığında ona doğru gelen karartılar belirginleşti.

Aiolis elini mızrağından çekti. Bağımsız deniz insanlarıyla bu kadar çabuk karşılaşmayı beklemiyordu. Yine de hazırlıklıydı. Ona doğru gelen deniz insanları yavaştı ve ellerinde silah yoktu. Onların hızlandığını fark ettiğinde ani bir manevra yapıp denizin dibine döndü. Aşağıya doğru hızla yüzmeye başlarken diyeceklerini bir kez daha aklından geçirdi.

Yapacaklarını.

Amacını.

Yüzünde bir gülümseme belirirken mızrağını eline aldı. Başını çevirerek geriye baktığında tahmin ettiği gibi dört karartının onu izlediğini gördü.

"Sana zarar vermek istemiyoruz." dedi bir kadın sesi.

Aiolis onu dinlemedi. Dibe ulaşana kadar yüzmeye devam etti. Dakikalar sonra, mercanların arasından sıyrılarak dibe vardı ve elini bir kez kuma değdirerek yukarı döndü. Dört deniz insanının ona doğru gelmesi birkaç dakika aldı.

Aiolis onların hızını ölçtü. Fazlasıyla hızlılardı, yine de Aiolis onlardan istese kaçabileceğini düşünüyordu. Bu sefer de gidecek bir yeri yoktu. Sonucu ne olursa olsun onlarla yüzleşmesi gerekecekti.

Aiolis'ten biraz yüksekte durdular. Onlar Aiolis'i incelerken Aiolis de onları inceledi. Başlarındaki kadının kuyruğu açık yeşildi. Karanlıkta fark edilecek kadar parıldıyordu. Saçları da ve teni de fazlasıyla açık renkliydi. Aiolis diğerlerini mercanların ve kayaların ardında seçemiyordu. Kadın konuşmaya başladığında Aiolis onun az önce konuşan kadın olduğunu anladı. "Biz sınır devriyesiyiz. Bağımsız Halk'ın Nereus topluluğu sınırı korur. Ben Nereus Prensesi Orianna." Aiolis'e biraz daha yaklaştı. "Şimdi söyle bize, neden bizi dibe çektin, kimsin ve burada ne arıyorsun?" Altın benekli çekik gözleri açık yeşildi. Saçları açık sarıydı ve ten rengi beyaza yakındı. Zırhında ve alnındaki gümüş ipin üzerinde inci ve açık yeşil taşlar vardı. Alnındaki taşlar bir çeşit taca benziyordu. Aiolis o yaklaşınca onu daha iyi fark edebilmişti.

Aiolis lafı uzatmaya gerek duymadı. Gözlerinin rengini kendi isteğiyle parlak deniz yeşiline çevirdi. Aynı dili konuşuyorlardı. "Evarel'den geldim, Prenses Orianna. Bir zamanlar Diyar'a bağlı olan Elhiras Evareles'in Prensesi'yim." Kelimeleri özenle seçmeye çalışıyordu. Bu yüzden daha iyi açıklamak için Diyar Denizi'nin prensesiyim demişti. Ve bir tacı ne de düzgün bir zırhı vardı. Gümüş zırhı yarımdı, göbeğinin üzerini örtüyordu ve Gümüş Göl'den bulmuştu. "İsmim Aiolis. Deniz Kraliçesi Karelias ve Deniz Kralı Madeinos'un kızıyım. Yeni hükümdar olan ablam Faelenis buraya doğru geliyor olduğumu size haber vermiş olmalı."

Prenses Orianna açıklama ihtiyacı hissetti. "Haber verdi."

"Beni aranıza almak ya da almamak sizin seçiminiz o halde." Elindeki mızrağın pek yardımcı olmadığını anlayınca onu sırtındaki kına geri yerleştirdi. 

Yanındaki adamın uyarısına rağmen Orianna gülümsedi. "Biz Kraliçe Faelenis'e bağlı değiliz bildiğin üzere, Aiolis. Her ne kadar bir unvanım olsa da Nereus halkı kendi kararını kendi verecek. Eğer katılmak istediğin başka bir bağımsız topluluk yoksa seni evimize götüreceğiz."

"Yok." dedi Aiolis. Zaten başka bir bağımsız halk da bilmiyordu.

"Deniz Ejderi'nin Gücü'ne sahipsin. Duyduğuma göre bizden destek alan annenin de senin kadar olmasa da gücü vardı." Aiolis yanıt vermeyince Orianna konuşmaya devam etti. "Gidelim o halde." Yanındaki iki muhafız onu takip ederken diğer adam son bir kez Aiolis'e baktı.

Yüzmeye başlayan Aiolis onun bakışlarında tehlike sezse de asıl tehlikenin Orianna olduğunu biliyordu.

Tehlikeli sularda yüzüyordu. Doğduğu ve büyüdüğü ülkeden çok daha farklı bir yere adım attığının da farkındaydı.


23.07.2017, 20.47

EÖ: 452.148, 40.783, 8.5

AK: 86.235, 9.795, 5.8

KŞ: 3.448, 486, 681

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIIWhere stories live. Discover now