2(VARLIĞIN ARAYICISI)

1.2K 119 5
                                    

Ölüm böyle bir şey miydi? Ama ben ölümü daha farklı biliyordum. Acı ve yok oluş. Ama ben ne acı çekiyorum nede yok oluyorum.

Öyleyse ben ölmedim. O zaman ben niye böyle karanlık bir yerdeyim. Neden bu kadar hafif hissediyorum.

Vücuduma bakmak istiyorum ama karanlıktan başka bir şey görmüyorum. Sonra elimi hareket ettiriyorum ve varlığını teyit ediyorum. Yani şuan vücudum var.

Sonra bir şimşek çakıyor beynime kendi kendime
"Acaba burası yok okuşun ilk katmanı mı?" Diye soruyorum.

Ama burası böyle anlatılmadı ki. Bana burası acı çekilen bir yer olmadı lazımdı. Burası yok oluşun ilk efendisi olan 5 metre boyundaki zangaborun mekanı idi.

Bana zangaboru öyle bir anlatmışlardı ki sadece üflemesiyle bizim gezegenden zerre bile kalmadan yok olurdu. Boyuna 5 metre demişlerdi.

Vücudu ateşin en kor halinden yaratılmıştı gözleri binlerce ölünün ruhundan yaratılmıştı. Ve bu yaratık yok oluşun efendisi idi.

En güçlüler arasında bile en güçlüydü. Ama burada ne ateş vardı nede bir canlı.

Zaten ateş olsa bu zifiri karanlıkta görünürdü. Ben bunları düşünürken bir ses geldi dört bir yanda yankılandı bu ses.

Ses sadece "gellll " dedi ama bende yarattığı etki muazzam derecede idi.
Bu ses bütün duygulardan ayıklanmıştı. Sanki evren yok olsa umrunda olmayacakmış gibiydi.

Ben bunları düşünürken yine aynı ses tüm karanlıkta yankılandı. Ama bu seferki seste farklı bir şeyler vardı.

Bu seferki ses kızgınlık içeriyordu. Sadece birazcık kızgınlık bulunan ses bile benim göz bebeklerimi bile dondurmuştu.

Ses ise sadece ve sadece şunu diyordu
"GELL!" Sadece bu kelime bile beni kitlemişti. Ama bu kitlenme benim için çok iyi oldu sanırım. Çünkü kitlendiğimde hafif bir ateş gördüm.

Bu ateş ses kızgınca gel dediğinde görüldü. Ben ise hemen gitmek istedim ama kitlendiğimi unuttum. Hemen kendimi sakinleştirip vücut hareketlerimi geri kazandım.

Ve koşmaya başladım zaten bir suikastçı olduğum için hızla ateşin geldiği yöne doğru koşmaya başladım.

Ama şöyle bir şey vardı. O da şuydu; ben bir adım ileriye gittikçe sanki o ışık benden on adım geriye gidiyordu ama benim umrumda değildi bu sadece sesin sahibine ulaşmak istiyordum.

Ve koşmaya devam ettim.

Bir saat sonra

Hala koşuyordum. Sadece bir saat olmuştu ama bu beni yormazdı ben ki üzerimde 500 kilo olduğu halde 11 saat koşmuştum.

Beş saat sonra

Hala koşuyordum ve yorulma belirtisi yoktu. Ben ise her attığım adımda o daha geriye gidiyordu.

Birinci gün sonunda

Yorulma belirtileri yeni yeni kendini küçükten gösteriyordu. Ama daha küçükten olduğu için kale almadım.

Bir hafta sonra

Şuan hala aralıksız koşuyordum. Ama bitmiştim. Sadece oraya gitmek için oluşan inat yüzünden devam ediyordum. Zaten her zaman bu inat yüzünden ölümlerden dönüyordum

Loncanın başkanını da bu inat yüzünden öldürmek istedim. Handa bir adam tutturdu ne kadar iyi suikastçı olursan ol lonca başkanını öldüremezsin.

Böylece inada bindiğim için böyle bir şey yaptım.

Bir ay sonra

Yorgunluktan ölüyordum ama yine pes etmiyecem. Hem şuan koşmuyorum sürünüyorum

Bir ay daha sonra

Şuan karşımda bir insan var. Ama heybetli biri olduğu her yerden anlaşılır. Ben son bir hareket daha ettikten sonra yıkıldım.

Adam yanımda belirip sadece üfledikten sonra tüm enerjimi geri kazanıp ayaklandım adam ise sadece bana bakıp şefkatli bir ses ile
"Tebrikler insan ırkından olan genç adam. Zangaborun testini %89 luk azimle bitirdin" dedi

Biraz durup tekrar konuştu
" Şuan seni Azak' ın testine gönderiyorum " dedi ve göz kırptı

Benim ise gözlerim kapandı tekrar.








Yn: Sa sevgilinin okurlar. Nasılsınız?

Hadi yazar sizi seviyor.

BAALBERİTH (DURDURULDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin