MORLUK

553 30 27
                                    

Ben bir yandan kendime gelmeye çalışırken bir yandan da yere bakarak Lloyd'un arkasında ilerliyordum. Yada öyle sanıyordum... Çünkü kafamı kaldırdığımda Lloyd dışında kimi isterseniz bulabilirdiniz. Ama Lloyd dışında... Oflayarak şu yeşim kılıcı denen şeyi aramaya başladım. Bu yeşim kılıcı denen şeyin neye benzediğine dair en ufak bir fikrim yoktu. Belkide şu Chen denen adamı biraz dinleseydim neye benzediğini öğrenirdim. Oflayarak ilerlerken biraz ilerde şu pelerinli kız ile mor ve yeşil saçlı diğer iki kız Jane'e saldırıyorlardı. Üçe karşı bir mi? Bu hiç adil değildi! Aslında yardım etmekte istemiyordum ama bir anda kendimi olayın tam ortasında Jane ile sırt sırta vermiş bir şekilde buldum! Şu durumda yapabileceğim birşey yoktu. Ya dövüşecektim ya dövüşecektim... Hemen dövüş pozisyonu aldım.

"Bana yardım etmek ha? Benden hoşlanmadığını sanıyordum."

"Sana ediyor olmam senden hoşlandığım anlamına gelmez!"

*gerçekten mi? bakışları atar*

"Tamam, tamam cici kızlar! Unutmayınki şuan etrafınız sarıldı!"

"*aynı anda* Cici kız?"

"*aynı anda* SEN BANA MI DEDİN? BAK CANIM BENİM SENİ YOLARIM!!"

"*aynı anda* BENİ TEKRARLAMAYI KES!"

"*aynı anda* ASIL SEN KES!"

"İyice sıktınız! Neyse biz işimize bakalım."

"Lacivertliyi ben istiyorum Skylor!"

"Peki Camilla seni çok istekli gördüm. Bende şu diğerini alayım. Sende Tox, pek gerekmeyeceğini düşünüyorum ama de tetikte dur. Nolur ne olmaz!"

Üzerime gelen mor kafanın ilk hamlesinde olanları kavramaya çalıştığım için hazırlıksız yakalanmıştım. Ve bu da yere yapışmamı beraberinde getirmişti.  Eğer bunun izi kalırsa bu kızı ölmekten beter ederim!

Hemen yerden kalkıp kendini bir şey sanan şu mor kafaya uçan tekme attım. Yeri boylayan mor kafaya 'kimmiş cici kız' bakışları attıktan sonra Jane'in durumuna bakmak için arkamı döndüm. O da hallediyordu diğer yellozu. Tekrar önüme döndüğümde mor kafa yoktu! Onun yerine Lloyd vardı. Ve çok kötü bakıyordu... Kin ve nefret... Bu az önce beni öpen kişi miydi? Yo yo yo olamaz! Hayır! Lloyd beni boynumdan tuttuğu gibi ağaca yapıştırırken ben zorlukla nefes almaya çalışıyordum. Etraftaki sesler iyice uğultuya dönüşürken  sanırım Lloyd'u durdurmaya çalışan Jane'di. Ama neden onu durdurmaya çalışıyordu? Ayrıca ben neden tepki vermiyordum? Ah! Dogruya çünkü birazdan sevdiğim insan tarafından boğularak ölüceğim!! Sanırım ben burada Lloyd'un ellerinde can çekişirken Jane'in sesine gelen diğerleri ile birlikte Lloyd'u benden uzaklaştırdılar. Ben güçlükle nefes alırken Jane ise elimi yüzümü yıkıyordu.

Birazdan kendime gelince karşımda diğerleri ve iki Lloyd vardı... Ben ikisinede teker teker bakarken birinin öldürücü bakışları, kin ve nefret dışında hiç bir duygu içermeyen yüzü, diğeri ise endişeyle ve korkuyla bakıyordu. Onun dışında Kai yoktu, Cole karnını tutarken, Jay bornozluydu. Ve ellerinde kılıçlar vardı. Sanırım yeşim kılıcı dedikleri şey buydu. İki dakika sonra Lloyd'lardan biri ellerinden kurtulup kahkaha atarak bizim mor kafalıya dönüştü. Cole yakalamak için peşinden koşarken onu durdurdum. Ne gerek vardı ki? Hemen birer yeşim kılıcı bulmalıydık. Ayrıca ben onu sonrasımda kafamın sakin olduğu bir ara halledebilirdim!

"Jane acilinden birer yeşim kılıcı bulmalıyız. Yoksa buraya elveda diyebiliriz."

Etrafımızda yeşim kılıcı var mı diye ararken şu mor kafanın Lloyd olarak beni yapıştırdığı ağaçtan bir parıltı gözüme çarptı. Ağaca çıkarken Lloyd'un o bakışları aklıma geliyordu da... Aslında ben bana öyle bakmasını beklemiyor muydum zaten? Yinede içimin ürpermesine ve elimin boğazımı sıktığı ve şuan mosmor olan yere gitmesine engel olamıyordum. Ağacın tepesine çıktığımda parıltının iki yeşim kılıcından geldiğini gördüm.

LEGO NİNJAGO: Lacivert Ninjanın KaderiWhere stories live. Discover now