GEZİ

394 34 15
                                    

Sabah erken kalkmıştım. Kalkar kalkmazda banyoya girmiştim. İşimi çok uzatmayıp çıktım. Saçımı kabarmasın diye çok kurutmadan taradım. Saçımı açık bıraktım ve hmm acaba hangi tacımı taksam... Chase'in verdiği ve üzerinde Rainbow Dash'in olduğu tacımı yoksa Lloyd'un aldığı  lacivert ve yeşilin hakim olduğu tacımı yada Misako'nun aldı şu çiçekli şeyi mi? Hmmmm? En iyisi önce üstümü giyiyim. Bugün gezi vardı serbest gidemiyorduk. Mavi okul formamı giyip Chase'in verdiği tacı takıp saçımı düzeltim ve mutfağa gittim. Misako'nun yaptığı omleti yedim. Güzel olmuştu. Doyduktan sonra banyoya gidip elimi ağzımı yıkayıp dişelerimi fırçaladım. Bugün ders olmayacağı için ne çantaya ne de kitaplara ihtiyaç olmayacaktı.  Bu yüzden yanıma küçük bir sırt çantası aldım. İçine su ve atıştırmalık koydum. Bunlar olmazsa olmazlarımdı. Artık herşeyim hazırdı. Çantam sırtımda bahçede Lloyd'u beklemeye başladım. Etrafa biraz bakındım daha gelmemişti. Bende dün gece çalıştığımız alana gittim. Yarık sabahleyin daha netti. Ben şimdiden böyleysem büyüyünce nasıl olacaktım acaba.

"Amy burada ne yapıyorsun?"

"Chase? Ne zaman geldin?"

"Soruma soruyla cevap verme! Ayrıca buraya ne olmuş böyle?"

"Kankanın mütüşlü güçleri var."

"Mütüşlü? Yok artık bunuda mı sen yaptın? İnanmıyorum! Amy ama nasıl?"

"Bende bilmiyorum. Dün Lloyd ile çalışıyorduk. 10 tane tahta falan getirdi. Vur dedi. Vurunca böyle oldu."

"Ama bu toprak elementi değil mi?"

"Evet ve daha bu hiç birşeymiş. Bugün okul çıkışı başka bir element için tekrar çalışıcağız."

"Vay canına! E o zaman dediğin gibi mütüşlü güçlerin var."

"Zaten vardı Chase."

"Vardı ama arttı. Ve daha fazla güç daha fazla sorumluluk demek bunu biliyorsun değil mi?"

"Yüzüme vurma"

"Herneyse. Hadi gidelim."

"Ama Lloyd..."

"Seni her zaman o bırakıyor birgün birlikte gitsek sorun olmaz herhalde."

"Tamam ama önce Misako'ya haber verelim."

Tamam anlamında başını sallayıp mutfağa gittik. Misako'ya haber verip çıktık. Chase yine Borg şirketinin ürünlerinden bahsediyordu. Bende dinliyordum. Okula vardığımızda birçok kişi gelmişti bile. Bizde bekleyenlerin yanına geçtik. Çok geçmedende servis gelmişti. Servisin tekerlekleri yoktu ve uçuyordu. Son teknoloji işte! Chase ile serviste en arkanın bir önüne oturduk. Ben hemen cam kenarını kapmıştım. Hehe! Chase tüm yol arkamızda oturan Mike ile konuşurken ben camdan dışarıyı seyrediyordum. Chase'in okulda çok arkadaşı vardı. O, bana kıyasla daha çok arkadaş canlısıydı. Ama ben zamanında dersimi almıştım. Fazla arkadaşa gerek yoktu. Bence bir insana birkaç tane gerçek arkadaş yeterdi.

Şehir merkezine geldiğimizde o kadarda büyülenmemiştik aslında. Sonuçta biz böyle şeylerle içli dışlıydık. Bizim okulumuz ne şehirin çok dışında ne de çok içindeydi. Herkes sırayla servisten indi. Biz arkalarda oturduğumuz için inmemiz uzun sürmüştü. Sonunda herkes inince servisde gitti. Öğretmenler herkesi tam sıraya dizmiştiki arkamızda bir kaza oldu. Büyük bir kaza değildi. Külüstür sayılabilecek hatta sayılan tekerlekli antika(!) bir servis ve bir araç çarpışmıştı. Umarım servisteki öğrenciler iyidir. Öğretmenler diğer kızları sakinleştirirken antika servisten... YOK ARTIK!!!! İnanmıyorum bu toprak ustası! Lloyd öğretmenliğe başladıklarını söylemişti ama aynı gün ve aynı saatte geziye gideceğimizi söylememişti. Ahh sonunda bu gezi ilgimi çekmeye başladı! Toprak ustası araçları ayırdıktan sonra önce Sensei Wu sonrada ninjalar ve öğrencileri aşağı indi. Ne kadar şanslı öğrenciler ya!!  Sensei Wu beni görünce biraz şaşırdı ama ninjalara belli etmedi.

LEGO NİNJAGO: Lacivert Ninjanın KaderiTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon