BÜYÜK

377 33 5
                                    



Gözlerimi açtığımda başım acayip ağrıyordu. Dareth ise korkmuş gözlerle bana bakıyordu. Onu bu kadar çok korkutabilecek hangi çayı dökmüş olabilirki? Şimdi fark ettimde arkasında yaşlı bir kadın vardı. Sanırım buranın sahibi bu kadın. Ama neden sinirli değilde acırmış gibi bakıyor?

"Dareth neden öyle bakıyorsun? Ne döktün üzerime?"

"Sadece bir çay..."

"Çok mu kötü duruyor?"

"Kötü değilde... biraz ımm... büyük gibi..."

"N-nasıl bü-büyük? Ne diyorsun sen!"

"K-kendin b-bak..."

Yaşlı kadın bana (artık nerden bulduysa) bir boy aynası getirirken bende ayakta durmaya çalışıyordum. Boy aynasına baktığımda... buda kimdi? Saçları uzun, mavi gözlü biri vardı. Ama bu kişinin yaşı benim yaşımda çok büyüktü. B-bu ben olamazdım değil mi? Hayır hayır hayır! O-olamaz!

Yerdeki camların arasında bir kağıt vardı. O kağıdı aldığımda üzerinde kocaman harflerle 'Yarının Çayı' yazıyordu. Altında ise bir not vardı. Notta 'İçen yada üzerine dökülen kişinin yaşını büyütür! Dönüşü yoktur!' Bu nasıl bir not! Dareth! Sen bittin!

"DAAAAREEETH!!!!! Gel buraya çabuk parçalıcam seni! Paramparça edicem seni!!! Gel dedim sana!!" (bayağı bir kovalamaca olur)

"B-ben bit..tim! Ama seni yinede par(nefes alır)çalıyacağım!"

"Sen bana(dizlerini tutar ve soluklanır) hiç birşey yapamazsın!"

"Biliyor musun ben senin yerinde olsam böyle büyük konuşmazdım.(dik durur)"

"Neden?"

"Çünkü ben bir element ustasıyım.(uçar ve Dareth'ın yakasına yapışır.)  Ve sen bittin!"

Dareth'a tam yumruğumu yapıştırıyordum ki

"Dur!!"

"Ne var?"

"Ben ölmek için çok yakışıklıyım!"

Eceline susamış! Tam anlamıyla susamış! Yakışıklıymış hah!

"Bana daha geçerli bir sebep bulmalısın yada düşününce bütün bu olanları biri Misako'ya açıklamalı ve bunu sen yapacaksın."

"Vazgeçtim öldür beni!"

"Misako'ya birşeyler açıklamak bu kadar zor olmamalı!"

"Hmm...  tamam tamam. Gidelim ve açıklayalıyım."

Uçarak gitmek varken niye yürüyeyim ki? Dareth'ı tuttuğum gibi yükseldim. Bakalım neler yapabiliyorum. Her zamanki gibi yaptım ama bu sefer sınırlarımı zorladım. Şuan Rainbow'un tabiriyle rüzgarı yelelerimde hissedebiliyorum yani ben saçlarımda hissediyordum ama olsun. Buraya gelmemiz belki saatlerimizi almıştı ama dönüşümüz en fazla 15 dakika ya sürmüştü ya sürmemişti. Hemen aşağı inip zili çaldım. Bir yandanda Dareth'i tutuyordum. Şimdi nolur ne olmaz birde onunla uğraşmayayım!

Kapıyı Misako açtı. Beni tanımamasının yanı sıra Dareth'ı tuttuğumu görünce acayip şaşırdı!

"Kimsiniz ve Dareth'dan ne istiyorsunuz?"

"Çocukluğum desem Misako..."

Misako anlamamış bir ifadeyle bana bakarken devam ettim

"Konuş bakalım Dareth!"

Dareth anlatmaya tam başlamıştı ki Misako konunun öyle ayaküstü konuşulmayacağını fark edip bizi içeri aldı. Lloyd'a, Sensei'e ve... ve özelliklede Chase'e ne diyecektim ben! Diğerlerine anlatırdımda Chase! Ah Dareth ah!

"Amy şimdi bu sen misin?"

"Misako bende durumun farkındayım anlaması çok güç! Ben bile inanamıyorum ama Dareth sağolsun! Sonuç olarak dönüşü olmayan bir şekilde hmm... resmen evrim geçirdim. Daha birkaç saat önce küçücükken.."

"Tamam Amy. Zorlama kendini. Evet belki seni ben anlamayabilirim ama seni en iyi anlayacak kişi Lloyd. Umarım çabuk gelirler."

"Imm şey ben artık gidebilir miyim?"

"Tamam Dareth artık gidebilirsin."

"Misako ben odamda olucağım."

"Tamam Amy."

Odama gidip kapıyı açtığımda herşey, herşey çok garip geliyordu. Bir yandan sanki yıllardır burada değilmişim gibi hissederken diğer yandan sadece birkaç saat öncesine kadar daha 11'inde küçük bir kız olduğum aklımdan çıkmıyordu. Gözüm duvardaki fotoğraf çerçevesine kaydı. Şu üçlü olanlardandı. Birinde Chase ve ben birindeyse Lloyd'la bir fotoğrafım vardı. Ortadakindeyse ikisinide zorlayarak çektirdiğim üçlü fotoğrafımız vardı. İstemsizce güldüm. Bu fotoğrafı çektiğimiz gün daha dün gibiyken şimdi koskocaman bir genç kız olmuştum.

"Amy şuan müsait değilim ve kapı çalıyor! Müsaitsen bir baksana!"

İçinde olduğum duygu patlamasından sıyrılıp kapıya baktım. Gelenler Sensei, Wu, Nya ve Pixal'di. Sensei beni fark etmemişti bile! Ne olmuştu acaba? Koşarak normalde antreman yaptığımız yere gidip ellerindeki eşyaları kurdular. Ne yapıyorlardı bunlar? Sessizce onları izlerken onlar ninjalar ve bir uzay gemisi hakkında konuşuyorlardı. Ne yani ninjalar uzaya mı gitmişti?


Tamamdır! Bu sezonun bitmesinede az kaldı! Yani sona yaklaşıyoruz!

Bu arada özel bölüm iki-üç gün içerisinde gelir merak etmeyin! Baya baya upuzun bir bölüm olduğu için bu kadar uzun sürdüBen daha fazla uzatmadan susayımda sizde uyuyun artık!

LEGO NİNJAGO: Lacivert Ninjanın KaderiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin