HER TÜRLÜ KAÇIŞ

477 33 13
                                    

Tamı tamına 6 ay. Koskoca 6 ay. Dile kolay gelen 6 aydan sonra yine bu berbat okuldaydım. Neden buranın güzel olabileceğini düşünmüştüm acaba. O diğerlerindende berbattı. Doğum günümden hemen sonraki gün benden nefret eden birkaç kişiyi toparlayıp bir grup kurdu ki o günden sonra hergün ama hergün bana ya fiziksel ya da piskolojik baskı yapıyorlardı. Ve bunların yanı sıra her seferinde okulda herkesin önünde beni rezil ediyorlardı. Herkes bana karşı olan saffa geçmişti. Her şeyim dediğim Jess bile bana karşı çok ama çok kötü davranıyordu. Herkesin sevdiği kız iken bir anda istenmeyen olmuştum. Arada sırada nasıl böyle biri olduğunu düşünüyorumda açıkca ortada zaten bu kötülük ona geçse geçse babasından geçmiştir.

' Boşversene Amy' diyen iç sesime hak veriyorum. O artık beni sevmiyor, beni takmıyor,beni umursamıyor.

'Hani boşverecektin!' iç sesime hak verip bu seferde sağıma döndüm.  O sırada bir ses duydum.Camın olduğu taraftan geldi bu ses. Yavaş yavaş oraya ilerledim. Bu oydu. Lloyd'u her gördüğümde neden içim acıyor ki?

"Uyumadın mı?"

B-bu bana sorumu sormuştu? Kesin birşeyler karıştırıyor.

"Cevap vermeyeceksin herhalde. Peki zaten o kadarda umrumda değil."

Şimdi fark ettimde üstünde siyah bir pelerin vardı.

"Nereye?"

Sesim soğuk ve monoton bir şekilde çıkmıştı. Soruma gülüp geçti. Neden sormuştum ki? Yani hangi akla hizmet sormuştum?

"Bugün benden kurtuluyorsun."

Tam olarak birşey anlamamıştım 'yani' dercesine baktığımda anladı. Belkide içinde hala o eski çocuktan kırıntılar duruyor mu diye düşünecektim ki vazgeçtim.

"Gidiyorum buradan. Sende benden kurtuluyorsun. Artık okuldayken dik,yıkılmayan kız iken geceleri korumasız ve duygusal olmana gerek kalmayacak. Ben nasıl biliyorum merak ediyorsun değil mi? (Biraz sessizlik oluyor) Bak sen her gece benim yüzümden ağlıyorsun ve ben bunu bilirken ıııı ben uyuyamıyorum."

Hala yüzüne bakmamıştım ama yüz ifadesinin neye benzediğini tahmin edebiliyordum.

"Neyse benim gitmem ger...."

"NE YANİ GİDİYOR MUSUN?"

"Evet ama sana ne?"

"Nasıl sanane? Sen bana bunu nasıl söylersin? Sen bana ne yaparsan yap biz arkadaşız. Hem gidersen arkandakileri hiç düşündün mü? Arkadaşların,baban,öğretmenler,müdür ama en önemlisi ben. Eğer vazgeçmezsen beeeen hmmm beeen buldum! Bende seninle gelirim."

İyice sinirlenmeye başlamıştı. Belkide çok ileri gittim.

"Bak sende diyorsun ben gidersem arkadaşlarım,babam,müdür ve belkide öğretmenler ama sen sana birşey olursa sana kim üzülecek? Senin kimsen yok! Ailen yok! Senin arkadaşların yok! Senin hiç kimsen yok anlıyor musun!"

Bu sefer beni çok kırmıştı. Şimdiye kadar yatağıma böcek koyduğunda yada alerjim olan şeyleri yemeğime koyduğunda ya da hepsini geçtim sınıfta abuk subuk mekanizmalar kurup beni herkese rezil etmesine falan hiçbirine kırılmamıştım. Hepsinde onu affetmiştim ama bu sefer tam olarak damarıma bastı. Kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım.

"Senin derdin ne? Ben sana ne yaptım? Sana dediğim tek şey biraz daha sabırlı olmamızdı. Aramızda hiçbirşey değişmeyecekti. Ama sen biraz daha sabredemedin. Sırf böyle dediğim için herkesi bana karşı tuttun, herkese rezil ettin, psikolojik baskı yaptın kısacası yapmadığını bırakmadın.  Ve şimdi de en zayıf noktamdan vuruyorsun. Ama biliyor musun sen haklıydın ben onun için senden vazgeçtim ama ne o ne de diğerleri vefalı çıkmadı. Şuan herkes bana karşı ve istediğin oluyor Lloyd. Artık senden tamamıyla nefret ediyorum. Keşke, keşke seni hiç tanımamış olsaydım. Keşke hayatıma hiç girmemiş olsaydın. Şimdi istersen cehennemin dibine git umrumda bile değilsin!!!!ARTIK MUTLU MUSUN HI MUTLU MUSUN?"

"Aslında hayır"

Bunu fısıltı şeklinde söylemişti ama duymuştum. Arkamı döndüm ve kendimi yatağıma attım. Ve şuna emindim ki onu uzun bir süre göremiyecektim.

Üç ay sonra

O gitti. Ve onu bir daha hiç görmedim. Ona olan nefretimse her geçen gün arttı.Ama onun dışında herşey aynı kaldı. Herkes bana hala düşman ve en kötüsü gidişinden tamamıyla ben sorumluymuş gibi davranıyorlar. Piskopatlar işte. Neyse zaten bende bugün buradan kurtulyorum.

"Evet sayın seyirciler geçen haftaya  göre bu hafta haliyle daha sakin. Geçen hafta ki savaştan sonra Lord Garmadon artık iyi biri. Ninjalara çok şey borçluyuz. Ama özellikle altın ninjaya. Ayrıca Ninjago şehrindeki temizlikler ve arama kurtarmalar devam ediyor. Şimdi hava durumunu sunması için karşınızda Jane  Benny (soy isim bulamadım)"

Ah evet geçen hafta koca bir savaş yapıldı. Lord Garmadon ve bizim Lloyd Garmadon savaştı. Hıh ben hala onun iyi biri olabileceğine inanmıyorum ama olsun.Dediklerine göre ortalık bayağı bir dağılmış. Ama biz çok etkilenmedik çünkü dağ başındayız ve etrafımız ormanlık. Yani olaylar bize ulaşamadan bitti. Her neyse  kaçış planının üstünden son kez geçelim bakalım.

Birkaç saat sonra

Saate baktım ve tam zamanıydı. İpi bir kendime birde cama bağladım. Yavaş yavaş aşağı indim. İpi çözdüm. Okulda boş zamanlarda ezdiğim tebeşirlerden hazırladığım tebeşir tozundan ellerime sürdüm.Okulun duvarına tırmaya başladım. Evet çıktım ama aşağı inmek biraz biraz zor gibi. Atlamak istemiyorum ama yapıcak birşey yok. Üç , iki , bir atla!! O kadarda zor olmadı aslında. Şimdi birşey kalmadı. İlerle ve abini bul. Evet muhteşem bir plan değil ama işe yarıyacak yani öyle düşünüyorum. Yavaş yavaş ilerlemeye henüz başlamıştım ki biri kolumdan tutup çekti ve ağzımı kapattı. Uzun gri saçları vardı. Bir kaftan giymişti. Çok tanıdık bir siması vardı. Yakında çıkar kokusu.

"Sessiz olursan ağzını açarım."

Tamam anlamında başımı salladım. Ve o da açtı.

"Siz kimsiniz ve neden beni takip ediyorsunuz?"

"Sesiz ol ve beni takip et."

"Size nasıl güvenebilirim ki? Sonuçta bu saatte burada olan ve beni ağzımı kapatıp çekiştiren birisiniz."

"Biliyorum ve bu sana kalmış birşey ama en doğrusu benimle gelmen. Ayrıca gecenin bu saati nerede kalmayı düşünüyorsun Amy."

"S-siz ismimi nereden biliyorsunuz?"

"Bak ben seninle ilgili çok şey biliyorum.ama benimle gelmen lazım."

Merakım sağolsun o adamı takip etmeye başladım. Acaba ne anlatacaktı? Ya da beni ne kadar tanıyordu? Abimin nerede olduğunu biliyor muydu acaba?

"Geldik."

Kapıda kocaman bir şekilde "DOJO" yazıyordu. İçeri girdik. Sonra bir kadın geldi ve

"Hoşgeldin Garmadon  yanındaki da kim?"

Düşündüğüm kadar kısa olmadı. Ama diğer bölümlere göre bir kaç yüz kelime kısa. Ve tabi ki sırf bu yüzden (bir de diğeri geç geldi diye ama çaktırmayın)erken geldi. Olaylar yavaş yavaş sarmaya başladı. Ama daha tam olarak bir şey başlamadı. Az daha sabır. Diğer bölüm geç gelebilir. Hadi kendinize iyi bakın. ;) ;) ;)

LEGO NİNJAGO: Lacivert Ninjanın KaderiWhere stories live. Discover now