Ateşlenen silahın sesiyle Saphire istemeden Jack'in kollarında titredi. Jack, Saphire'ı daha sıkıca kavradıktan sonra arkasına döndü. ''Merhaba Jackie!'' Silahı ateşleyen Jack'in babası Kapan Teague'di.
''Merhaba baba!'' Jack gülümseyerek babasına selam verdi.
Jack ve Saphire, Kapatan Teague'in yanına ilerlediler. ''Çok korktum!'' Saphire masum gözlerle Kaptan Teague'e baktı.
''Ben sana bir şey olmasına izin vermezdim ki, tanrıçam.'' Jack, Saphire'ın yanağına bir öpücük kondurdu ve babasıyla içeri girdi.
''Benim endişem sendin!'' Saphire kaşlarını çattı.
Saphire'ın bu tepkisine gülen Kaptan Teague kolunu Saphire'ın omzuna attı. ''Mürettebat topladığınızı duydum.''
''İnsanlar bunu durmadan söylüyorsa, doğru olmalı.''
''Gideceğiniz yeri de duydum. Gençlik Pınarı.'' Kaptan Teague içkisinden bir yudum aldı.
''Sen hiç gittin mi?'' Jack merakla sordu.
''Bu surat Gençlik Pınarı'nı görmüş gibi duruyor mu?'' Kaptan Teague yüzünü gösterirken sordu.
''Işığa bağlı.'' Jack şaka yapmaya çalıştı ama Saphire burnuna fiske attı. ''Ow!''
''Gençlik Pınarı. Doğru ayin için bazı şeylere ihtiyacın var. İki kadeh.''
''İki mi?'' Saphire kaşlarını çatarak Kaptan Teague'e baktı.
''Harita da sadece bir tane vardı.'' Jack, Saphire'ı onayladı.
YOU ARE READING
Jack's Gem
FanfictionSaphire Turner. Will Turner'ın biricik kız kardeşi. Will kardeşini tüm kalbiyle seviyordu fakat aşka kendini fazla kaptırmıştı. Belkide Jack'den beklenmiyecek bir hareketti ama yavaş yavaş Saphire'a aşık oluyor ve onu hayatı pahasına koruyordu!