Bölüm 16 (좋다고 말해)

4.7K 365 318
                                    

Bölüm Şarkısı: 좋다고 말해 (Tell Me You Love Me) - 볼빨간사촌기 (Bolbbalgan4)

ㅣㅣㅣㅣㅣ Medyada Var.ㅣㅣㅣㅣㅣ

Öldüm mü gerçekten? Bedensel olarak belki hayır ancak ruhumun kanatları çıkmış bedenimden uzaklaşmak için çıpınıyordu sanki.

'Tanrım şimdi değil'

Ruhumun bu denli heyecanlanması normal miydi? Ruhumun bile...

Koskoca bir yıl olmuştu ona bağlanalı. Peki kaç ay? Yedi miydi? Sekiz olmuş muydu? Bir insana bu kadar bağlanmam, bir insandan bu kadar etkilenmem normal miydi? Eğer o kişi Park Jimin ise evet!

Belki öylesineydi bana sarılması ancak benim için kesinlikle öylesine değildi. Oldukça önemliydi...

Bedenlerimiz ilk defa bu kadar yakınlaşmıştı, ilk defa bu kadar yakındım sevdiğim insana. Hayallerimden daha gerçekçiydi. Çünkü gerçekten hissetmiştim...

'Hep böyle olmasını istiyordum, hep bu kadar yakın ol bana Park Jimin...'

Kalbim maratonda yarışan bir sporcu gibi koşarken Jimin'in vücudunu hissettim.

'Tanrı hepimizi korusun'

Kollarını yavaşça omuzlarıma dolayarak kendine çekmiş ve başını hafifçe başımın kenarına koymuştu. Nemli saçları yüzümü gıdıklarken derin bir şekilde aldığı soluğu kulağımda yankılanıyordu. O kadar mükemmel bir histi ki hep orada kalmasını istedim. Ve bu olmadığı için içimden lanet ettim.

O anki heyecanla donup kaldım ve Jimin ona sarılamadan yavaşça geri çekildi.

Aslında uzun süren bir olay değildi sadece bana bir asır gibi gelmişti. Uzun bir sarılma gibi ama benim ona sarılamadığım. Ardından oluşan boşluktan bahsetmiyorum bile...

'Cidden aptal mıydım?' Nasıl olurda sarılamazdım.

Beni ne denli etkilediğinin farkında mısın Park Jimin?

Aslında kendime kızmam haksızlıktı düşüp bayılmadığıma şükretmeliydim. Sadece onu hissetmiştim tüm içtenliğimle... Bu bile yeterdi bana.

Jimin gülümseyerek geri çekildi kısa bir süre göz göze geldik. Ardından hemen yan tarafta bekleyen arkadaşlarının yanına koşturdu. Hepsi birlikte buluşarak sımsıkı bir şekilde birbirlerine sarıldılar.

Benim için önemli olan Park Jimin bir o kadar da arkadaşları için önemliydi. Birbirlerini sevip kollayan kocaman bir aile gibiydiler... Her zaman bir olan ve bir olacak.

O kadar güzellerde ki sanırım tüm gün sıkılmadan izleyebilirdim.

Sarılmadan sonra Namjoon geri çekilerek, Jimin'in saçlarını tatlı bir şekilde karıştırdı ardından bir abi edasıyla omuzunun altına aldı.

"İşte bu!"

Jimin yalandan somurtarak saçlarını Namjoon'dan kurtarmaya çalıştı. Ama içten içe memnuniyeti yüzünden okunuyordu. Kaşlarını hafifçe çatsa da yüzünde sevimli bir gülümseme vardı.

Yanında duran Hoseok elini yumruk yaparak Jimin'in omuzuna hafifçe vurdu.

"Kimin arkadaşı be! Aynı bir ben."

Diğer taraftaki Taehyung, yüzünü buruşturdu Hoseok'u kolundan tutarak çekiştirdi. Jimin'in yanında kendine yer açmaya çalıştı. Ardından parmağını Hoseok'a doğru uzattı.

TwiLove // JiKookWhere stories live. Discover now