TwiLove // JiKook

Bölüm 14 (이상한 나라)

Bölüm Şarkısı: Gugudan - Wonderland (이상한 나라)

ㅣㅣㅣㅣㅣ Medyada Var.ㅣㅣㅣㅣㅣ

Sabah görüp mutlu olmanız için bölümü şimdi paylaşıyorum.~

Maç oldukça iyi gidiyordu. Bizim takım yaklaşık yirmi puan öndeydi. Üstelik yalnızca üç kişi olmamıza rağmen! İşte Park Jimin ile aynı takımda olmak böyle bir şeydi.

Aslında benim için önemli olan maçtan çok Jimin'in yaptığı hareketlerdi.

Topu bacaklarının arasından geçirişi. Turnikeye girişi. Pas atarken gözlerimin içine bakışı...

Hatta önemli olan şey direk olarak Jimin'di!

Her ne kadar yorulmuş, terlemiş olsam da her şey Park Jimin'le beraber olmaya değerdi.

"Jungkook!"

Bana bağrılmasıyla hızla arkama doğru döndüm. Jimin'le göz göze geldik. Hızla Jin'in önüne geçtim ve topu bana atması için önümü açtım.
Yaptığım hareketle Jimin beklemeden topu hızla bana doğru attı.

O an Jimin'in üzerine yapışmış tişörtünü, dağılmış ve ter yüzünden küçük kaküllerinin anlına yapışmış olmasını umursamayarak topu yakaladım.

Bir yandan da içimden kendimi uyarıyordum.

'Maça odaklan... Sadece maça. Jimin'e değil! Jimin'in saçlarına da! Jimin'in tişörtünün içinden görünen kaslarına da! Jimin'in hiçbir şeyine!'

Üstelik baskette hızlı olmak gerekiyordu. Seri ve atik. Yoksa karşı takım topu çoktan elinden almış olurdu. Ve şuan son istediğim şey Jimin'in önünde hata yapmaktı.

Topu aldığım gibi hızla potaya doğru ilerlemeye başladım. O sırada Jimin hızla yanıma doğru yaklaştı. J-Hope'un önümü kapatmasıyla Jimin'e pas verdim. Jimin potaya doğru döndü.

Ve.

"Basket!" Hızla ellerimi zafer kazanmışcasına havaya kaldırdım. Zaten kazanmıştık da!

Jimin gülümseyerek koşar adımlarla yanıma geldi ve havada olan ellerime vurdu. Omuzumu pat patlayarak  bana doğru döndü.

"İyi işti."

Kafamı sallayarak gülümsedim.

Taehyung saçlarını karıştırdı bıkkınlıkla söylendi. J-Hope ise kendini yere attı.

"Bu haksızlık ama!"

Suga ellerini dizlerine koymuş soluklanıyordu. Kafasını kaldırarak Taehyung'a baktı.

"Neden haksızlık oluyormuş. Kazandık işte."

Rap Monstar tellere dayanarak derin bir nefes aldı.

"Bu kadar yeter. Ölmek üzereyim neredeyse!"

Jimin küçük bir kahkaha attı ve su şişesini kafasına dikti.

Hani çok bilindik bir söz vardır ya; Bazen sadece su şişesi olmak istersin.

Bazen cidden düşünüyorum su şişesi olsaydım eğer... Beni yavaşça eliyle kavrardı, kapağımı açardı ve dudaklarıyla buluşurdum. Jimin'in dolgun, mükemmel dudakları. Pembemsi, yumuşak...

'Tanrı'm ne kadar harika'

Dudaklarımı yalayarak Jimin'e baktım.

Jimin, iki üç yudumda bitirdiği su şişesini tek eline alarak köşede duran boş tenekenin içine attı.