Bölüm 1 (바보처럼)

8.9K 624 287
                                    

Bölüm Şarkısı: Twice (트와이스) - Like A Fool (바보처럼)

ㅣㅣㅣㅣㅣMedya'da Var. ㅣㅣㅣㅣㅣ

Anahtarı çevirdim ve kapıyı açtım. Annem mutfakta arkası dönük bir şekilde bir şeylerle uğraşıyordu. Büyük ihtimal yemek hazırlıyordu.

"Hoşgeldin."

Annem, bize doğru döndü, hafif bir şaşkınlıkla kaşlarını yukarıya doğru kaldırdı, ardından suratına tatlı bir gülümseme yerleştirdi.

"Sen de hoşgeldin Jin."

Jin doksan derece eğildi.

"Hoşbulduk Bayan Jeon"

Jin'in resmi selamından sonra annem yanımıza gelerek Jin'in omuzuna elini koydu. Sitemle bana döndü.

"Bak Jungkook, ne kadar kibar bir çocuk, her geldiğinde bana böyle selam veriyor. Ne tatlı, keşke sende biraz Jin'i örnek alsan."

"Zaten alıyorum anne, yeterince kibar değil miyim?"

Kollarımı kendimi belli edercesine iki yana açtım ardından, tatlı bir şekilde gülümseyerek annemin yanağından bir makas aldım.

Annem sinirli görünmeye çalışırcasına kaşlarını çattı.

"Seni haylaz çocuk."

"Biz ders çalışacağız."

Hızlıca Jin'i odama çektim. Odaya girdiğimizde aceleyle çantamı kenara fırlattım ve laptopu kucaklayarak kendimi yatağa attım. Ardından kafamı kaldırarak Jin'e baktım.

Jin sanki ilk defa gelmişcesine bir eliyle çantasının askısını tutarken diğer yandan da etrafa şaşkınca bakışlar atıyordu.

"Hadi ama ilk defa gelmişsin gibi utanmayı kes ve yanıma gel. Sonuçta burasına senin evin sayılır, rahat ol."

Jin benim aksine, dikkatlice çantasını yere bıraktı ve yanıma geldi.

"Ne yapmayı düşünüyorsun?"

"Şimdi görürsün."

Laptoptan Twitter'a girdim. Ardından Jin'e döndüm.

"Şimdi takma bir isim bulmamız gerekiyor."

Jin, saçlarını hafifçe havalandırarak eliyle karıştırdı. 

"Nasıl yani?"

"Hadi ama."

Jin'i takmayarak devam ettim.

"Jikook...nasıl? Yok olmaz, çift(couple) ismi gibi oldu."

Jin anlamsızca suratıma bakmaya devam etti. Bıkmışçasına kendini yatakta geriye attım.

"Hadi ama küçük bir oyun oynayacağız ve bir takma isime ihtiyacımız var."

Jin hafifçe gülümsedi, anladığını umarak tekrar oturur hale geldim.

"O zaman kim olduğunu gizlemen gerek."

"Evet."

Onu onayladığımda ekrana boş boş bakınmaya devam ettim.

"Loveman nasıl?"

Jin'e 'hadi ama' bakışı attıktan sonra umutsuzca tekrar önüme döndüm.

"Kookiekookie...bu nasıl?"

Onaylarcasına kafamı salladım, her ne kadar saçma gelsede Loveman'den iyidir. Ardından klavyede seri hareketlerle parmaklarımı gezindirdim.

"Tamam, şimdi bir de şifre gerek."

Aklımdaki ilk şeyi şifre olarak girdikten sonra, açılan sayfayla Jin'e doğru dönerek hafifçe gülümsedim.

"Profil fotoğrafı ne olsun?"

Jin ayaklarını yatakta toplayarak sırtını dikleştirdi.

"Bence yüzü olmayan yada arkası dönük bir şekilde duran birini koyalım."

Zafer kazanmışcasına elimi yumruk yaparak havaya kaldırdım.

"İşte bu!"

Bir kaç sayfada gezinerek fotoğraflar bulduk ve aralarından birini seçerek profil fotoğrafı olarak ayarladım.

"Bence bize güvenmesi ve anlamaması için paylaşım yapmalıyız ve bazı kişileri takip etmeliyiz."
Jin hızlıca kafasını salladı. Surat ifadesine bakılırsa baya eğleniyor gibi görünüyordu.

"Önüne gelenleri takip et."

Jin'in dediğini yaparak önüme gelenleri takip ettim. Ardından bazı kişilerden çaldığım durumları paylaştım.

"Tamam şimdi onu takip edelim."

Jin'in dediğiyle yavaşça yutkundum.

Parmak uçlarım terlemeye başlamıştı bile, içimdeki bir kısım buna karşı çıksa da diğer kısım bunu yapmam için beni zorluyordu.

Jimin'in sayfasına girdiğimizde, fotoğrafını gördüğümde neredeyse kalbim yerinden çıkıyordu.

Medyada var. (Aslında Jungkook'un resmi gördüğünde hissettikleri=Ben >•<)

"Aman Tanrı'm." Diyerek hafifçe mırıldandım.

Turuncumsu saçlarıyla kafasını hafifçe yana yatırmış ve gülümsemişti. Gözleri gülümsediği için kaybolmuş dolgun yanaklarıysa gözünün altında toplanmıştı. 'Tanrı hepimizi korusun'

Oku yavaşça 'takip et' butonuna getirdim ve durdum.

Onu neredeyse bir yıldır gözlemliyordum ve herşeyini biliyor sayılırdım. Okula gelirken giydiği kazakların renklerini, ki onunla pişti olmak için tahminler yaparak aynı renkleri giymeye bile çalışmıştım. Aynı renkleri giydiğimizde ise ergenler gibi sevinmiş, yanından sürekli geçerek beni fark etmesini sağlamaya çalışmıştım. 'Tanrı'm tam bir ergenim'

Kantinde sürekli kahve içtiğinden kahveyi çok sevdiğini. Bazen arkadaşlarının zoruyla futbol oynasada aslında basketbola ilgisi olduğunu. İlgiyi sürekli üstüne toplamak istemesinden, tek kardeş olduğunu bile anlamıştım. Şimdi bir yıldır ona karşı duyduğum duyguları onunla paylaşacaktım. 'Lanet olsun'

"Hadi ama ne bekliyorsun." Jin'in dürtüklemesiyle kendime geldim.

Gözlerimi kapatarak 'takip et' butonuna tıkladım. Umarım tıklamıştım çünkü gözlerim kapalıydı.

"Oldu mu?" Parmaklarımdan bazılarını açarak ekrana baktım.

Jin büyük bir rahatlıkla.
"Oldu."  Diyince, çok büyük hata yapmışcasına yatakta tepinmeye başladım.

"Tanrı'm takip ediyorum!? Ne yaptım ben!? Geri çekicem! Unfollow yapıcam." 
Ellerimi tam laptopa uzatacakken Jin elime vurdu.

"Hayır o kadar uğraştın, hem takip etmekle seni anlamaz. Baksan ne kadar çok takipçisi var, günlük kaç kişi takip ediyordur." Jin mantıklı bir şekilde konuştuğunda düzgünce oturdum.

"Evet, peki ne yapacağız?"

"Bir kaç gönderisini favorilerine alalım...hatta çoğunu." Diyerek laptopu kendine çevirdi ve Jimin'in paylaştığı sözleri favorilere aldı.

"Tamam, umarım fark eder, gerisi ona kalmış." Jin sözünü bitirir bitirmez.

Bir mesaj geldi. Jin ile birbirimize döndük. Yavaşça yutkundum, 'hadi ama o olamazdı değil mi? Daha yeni takip etmiştik, bu kadar sosyal miydi?'
Titreyen elimle mesaj kutusuna tıkladım. 'Lanet olsun cidden hayatımda gördüğüm en sosyal çocuktu.'

@chimchim: Tanışıyor muyuz?

Y/N: Evet ilk bölümle karşınızdayım. Umarım beğenmişsinizdir. Desteklerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Takipte kalın.

LoveYou ^•^

TwiLove // JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin