《9》Kim Bu Şeyin Sorumlusu?!

Start from the beginning
                                    

"Yeter ama!  "

Sonunda müdür konuşmuştu.

"Siz çıkın ben sorumluyum dedim."

Diyen Ender'e bu sefer Erva karşı çıktı.

"Olmaz. Sen Karışma. "
"Asıl sen Karışma. Çıkın dedim."

Diyen Ender'e bu sefer karşı çıkmadık.

Hepimiz teker teker çıktı.

Zümrüt ve Erva düşünüyor, hatta Polat da. Atakan Üzgün bir şekilde yere bakıyor,  Ahenk ile Bediz Erva'nın tepesine moral amaçlı çıkıyor, Pars ve Utku konuşuyor, ve ben de acayip duyguya kapılarak değişik şeyler düşünüyordum. Zaten moralim alt üst olmuştu.

"En fazla Erva okuldan ayrılır,  biz de mutsuz mutsuz yaşamaya devam ederiz. Bu moruklar hariç."
"Çok iyi moral verdin Ahenk!"

Diye ben bağırınca birden kapı açıldı.

Ender her zamanki gibi sırıtarak bize baktı.

"Oof! Kesin okuldan gidecek!"

Diye bağırınca Ender bana döndü.

"Hayır. Okuldan ayrılmayacak. Sadece hepimiz çöp toplamaktan daha da ikna edici bir ceza alacağız ve kınama için savunma yazmamız gerekiyor. Yıl sonunda sicilden silinecek ama iki dönem belge alamayacaksınız. Ben zaten belge alamadığım için sorun yok ama aranızda önemseyenler olduğunu biliyorum ama üzgünüm. Bu kadar anlaşabildim."
"Nasıl ? ne?,"

Erva hala şaşkın bir şekilde Ender'e bakıyordu.

"Ceza ne?"

Soruyu Utku bıkkın bir şekilde sormuştu. E haklı yani. Her gün ceza alıyoruz.

"Basketbol sahasını temizlemek."
"Ya bu hizmetliler ne işe yarıyor ben anlamıyorum ki?!"

Bediz yine isyan etmişti.

"Ender, nasıl babamı ikna ettin?"
"Bir sihirbaz asla sırrını açıklamaz."
"Bu bir sihir gösterisi değil." Erva kesin ve net bir şekilde cevap istiyordu.
"Her neyse basketbol sahasını temizleyelim sonra siz tartışırsınız."

Yine mantık yine mantık!  Tabi ki Polat.

Erva Ender'e görüşeceğiz bakışı atmıştı.

º•.○●º•.○●º•.○● º•○●

Kapalı basketbol sahasına hepimiz ayak basmıştık.

Erva, Zümrüt ve ben camları siliyor, Bediz ve Ahenk de yerleri vilada ile siliyorlardı.

Erkekler ise kendi hallerindelerdi. Arada Ender, Atakan ve Polat'ın izleyici koltuklarını Düzelttiklerini görmüştüm.

Elimdeki bezle camı ovalarken yankılanan bir ses duydum.

"Aah! Hayvan! "

Arkamı döndüğümde Ahenk'in kafasını tuttuğunu gördüm. Ve Utku'nun da basketbol topu nu işaret parmağında çevirdiğini...

Bediz ile Pars da ciddi bir şekilde bakıştığını. İkisi de göz teması kuruyorlardı.

Ahenk sinirle seledeki toplardan birini aldı.

Bu işin sonucu belli.

Ahenk koşarak topu Utku'nun omzuna attı.

Utku da omzunu tutarak elindeki basketbol topunu yerde sektirerek koşmaya başladı.

Bediz çoktan Pars'ı süpürge ile kovalıyordu.

Ben hiç durur muyum?  Hatta Erva ve Zümrüt de katıldı.

Ben elimdeki tozlu bezi Atakan'ın suratına sürüyor,  Zümrüt Bezi kırbaç gibi kullanarak Polat'ı acımasızca dövüyor, Erva da olayın şokunda değişik hararetler yapıyordu.

-yarım saat sonra-

Hayır bu sefer müdürün odasında değiliz.

Müdür bizim yanımızda.

Hepimiz Müdüre şirince gülüyorduk.

Müdür de suratı kıpkırmızı bir şekilde nefes almaya çalışıyordu.

"Pekala,  bu sefer size kızmayacağım. Hatta ceza bile veremeyeceğim. Çünkü siz ceza alınca bile olay çıkarıyorsunuz. Kim yaptı diye sormayacağım çünkü hepiniz gözümde aynısınız. Sizi okuldan da atmayacaģım. Çünkü puanlarınız yüksek ve aranızda müthiş reklamlar var. Ne kadar çaresiz olduğumun farkındasınızdır umarım. Şu hale bak! Basketbol Sahası eski halindeyken bile daha temizdi. Şimdi derhal odalarınıza! Hatta derse girin çabuk! "

º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●º•.○●º•.

Bediz ile ben 9/B' ye, Ahenk , Erva ve Zümrüt ise 9/A'ya girmişlerdi.

Şu sınıflar ayrı olmasa ne güzel olurdu!

Bediz ile hemen boş bir sıraya oturduk.

Atakan ve Pars da aramızdaydı. Ne güzel!

Ve öğretmen bize tip tip bakarak ders anlatmasına devam etti.

"Eveet. Nerede kalmıştık? "

Gamze parmağını kaldırarak cevapladı.

"Aşk nedir demiştiniz hocam!"

Bediz ayağa kalkarak konuştu.

"İğrenç ötesi,  iğrenç vıcık vıcık bir şey! "
"Neden öyle düşünüyorsun? Hiç aşık oldun mu?"
"Hayır hocam ne dediğinizin farkında mısınız siz?!"

Hoca gülerek bana döndü.

"Sen açıkla bakalım Eftalya?"
"Bilmem?  Hiç bu duyguyu tatmadım ama güzel bir duygudur herhalde. Yani aşk mutlu eder dimi?"

Bediz kusarak gibi yapınca daha da gülümsedim.

"Yani bazılarını."

Ders bitince kapıdan Çıktık.

Ahenk , Erva ve Zümrüt de bizi bekliyordu.

Atakan aniden karşıma çıkınca biraz utandım.

"Aşk Hakkında gerçekten böyle mi düşüyorsun?"
"Yani evet."
"Aşk her zaman mutlu etmez. Ailene bakman yeterli."

Diyerek yanımdan ayrıldı.

Ne demek istiyor bu? Benim ailem evet dört dörtlük değildi ama gözümde mükemmel insanlardı. Birbirlerinin gözlerine bakarken gözlerinin içleri gülerdi. Hala bile.

Zümrüt bana bakarak sordu.

"Ne dedi sana?"
"Ben de anlamadım ki? Bir şeyi kanıtlamak hakkında konuştu. "
"Neyi kanıtlamak? "
"Eee şeyyyy aşkın insanı her zaman mutlu etmeyeceğini."

Cevabı verince Ahenk kahkaha patlattı.

"Ahenk! Bu komik değil!  Ciddi bir şey konuşuyoruz şurada! "
"Gerçekten inandın mı? "

Bu soruyu düşündüm ve galiba gerçekten inanmıştım.

Ne bileyim ilk defa Atakan'ı bu kadar ciddi görmemiştim.


Yatılı OkulWhere stories live. Discover now