Bölüm 16 (Güveniyordum)

2K 77 1
                                    

Onu da sinirlendirmiştim. Üzerine mecburen dünkü kıyafetlerini giydi ve yüzüme bile bakmadan, odanın kapısını çarpıp çıktı. Bense yatağımda kalıp sakince kahvaltımı ettim ve tepsiyi yakınımdaki sehpaya bıraktım, uyumaya devam ettim. Ne kadar rahatım değil mi ?

Uyandığım da kendimi daha dinç ve iyi hissediyordum ama aşağıdan bir ses geliyordu. Yataktan nasıl kalktığımı bilemedim. Koşarak merdivenleri indim ve kapıyı açtım. Trevis kapıya yaslanmış bir yandan zile basıyor, bir yandan kapıyı açmamı bekliyordu.

Kapıyı açınca direk içeriye  girmeye çalıştığı için neredeyse düşüyordum.

-"Yavaş ol !" dedim sinirli bir şekilde ama gözü kimseyi görmüyordu, beni bile.

-"Nerede o ?"

-"Gece nerdeydin ? Önemli bir işin mi vardı ?" Üzerime gelmeye başlayınca, söylediğim şey için kendime lanet ettim.

-"Dün gece..burada mı..kaldı ?"Böyle  bir şey yapacağıma inanamıyordu. Ben o kızlardan değildim çünkü. Beni çok kısa zamanda tanımış olmasına rağmen, neleri yapıp, neleri yapmayacağımı çok iyi biliyordu. (Hakkımda bu kadar çok şeyi nereden öğrendiğini bilmiyordum.)

Normal de Tim'in kalmasına izin vermezdim de zaten beni mecbur bırakmıştı belki de kıskandırmak istemişte olabilirdim ama, herneyse.Başımı önüme eğip, utana sıkıla cevap verdim.

-"Evet, gece buradaydı." Gözlerine bakmaya cesaretim yoktu ama tahmin edebiliyordum ; Şaşkınlık ve öfke bir aradaydı. Bir iki adım daha attı ve kollarımdan tutarak beni sarstı, cümlesini tamamlayınca ellerini çekti üzerimden.

-"Katya, sen bunu nasıl yaptın? Inanamıyorum sana, sen diğerlerinden farklıydın...Ah ya da ben öyle sanmışım. Çok özür dilerim, rahatsız ettim!"

Arkasını dönmeden gözlerine bakmayı başarmıştım, hayal kırıklığı vardı ve bunu gizlemeye çalışmıyordu.

-"Trevis bekle ! Dün gece Tim'le aramızda hiçbir şey olmadı. Sadece yarasına baktım sonra da yattık. Aslında burada kalmasının diğer bir nedeni de senin ona zarar vereceğinden, korkmuştum. Yani onu burada öldüresiye dövünce...Bulduğun yerde öldürürsün sanmıştım." Arkası dönüktü ama dikkatle beni dinliyordu. Bana döndüğünde sinirinin hala geçmemiş olduğunu gördüm.

-"Eğer onu o gece görseydim öldürebilirdim. Kendimi konrol edebilmek için bir bara gittim. Çünkü sana güveniyordum. Onun evinde kalmasına izin vermeyeceğini biliyordum." Onun gözlerimi doldu yoksa bu zekamın bana bir oyunumuydu. Sanırım bir anlık bir yanılsama gördüm ya da kendini çabuk toparladı. Keşke insanların ne düşündüklerini bilebilseydik.

-"Eğer buraya gelip olay çıkarmasaydın, o gece o kendi evine gidecek, bizde şu anda bunu tartışıyor olamayacaktık."

-"Suçlu ben oldum yine öyle mi ?" Neredeyse koşarak geldi yanıma ve bacaklarımdan tuttuğu gibi omzuna attı.

-"Trevis napıyorsun, bırak beni." Çok fazla bağırmıştım. Ama beni duymamış gibi yaptı. Arabaya geldiğimizde ön koltuğa atmıştı beni resmen. Kendisi de sürücü koltuğuna geçti. Ama o kadar hızlıydı ki arabanın diğer tarafına geçene kadar arabadan inmeyi bırak, kapıyı daha yeni açmıştım.

-"Nereye gidiyoruz, Trevis ?" Sesim endişeliydi ama içimde bir yerlerde bir mutluluk vardı.

-"Çeneni kapatmazsan seni uyutmak zorunda kalacağım !" Eline bir bez parçası aldı, bu sayede bana, bir yerlerde eter şişesi olalabileceğini düşündürmeyi başardı.

LanetliWhere stories live. Discover now