Bölüm 14 (İkili)

2.4K 97 4
                                    

Çok geç kalmıştım. Ben aşağıya inene kadar Tim kapıyı açmış ve Trevis'ten iyi bir yumruk yemişti, tam burnuna. Koşarak yanlarına gittim.Tim'in burnu kanıyordu. Önce onun yanına koştum. Diz çöktüm ve yarasına baktım. Kanıyordu ve benim yapabileceğim bir tek şey vardı ; Trevis'i durdurmak !

Hızlıca ayağa kalktım ve şaşkın gözlerle bana bakan Trevis'i ittim. Neye uğradığını şaşırdı.

-"Sen ne yaptığını sanıyorsun, Trevis!"

-"Asıl sen ne yapmaya çalışıyorsun, Katya ! Sana kim olduğumu göstereceğim demiştim. O it bu mu?"

-"Sanane, Trevis, sanane. Sen kimsin ya çık git hayatımdan !"

-"O..it..bu..mu Katya ?" Eliyle Tim'i gösteriyordu. Kelimelerin üzerine basa basa ve anlamam için de yavaş yavaş söylemişti.

-"Evet, bu o, nolacak yani şimdi öldürecek misin onu?"

-"Gerekirse, evet !" dedi ve yeri adeta dövercesine gitti. Ben yerde yatan ve bana şaşkınca bakan Tim'e eğildiğimde arabasının sesini duydum. Üzerimdeki hırkayı çıkartarak burnundaki kanı güzelce temizledim. Ama bana hala şaşkın bakıyordu.

-"Ne var? "

-"Şey, ben senin sevgilin olduğunu bilmiyordum ve beni ona sevgilim diye tanıtman evet bu güzel ama bunu içten söylemedin bu yüzden özür dilerim bence de daha sonra görüşmek daha mantıklı..." diyerek kalkmaya yeltendi ama ben elimi onun göğsüne koydum, gitmesine izin vermedim ve biraz daha yaklaştım yüzüne. Bir süre böyle bakıştık ve ben onun dudaklarına bakınca tekrar kalkmaya çalıştı.

-"Katya ben-"

Konuşmasına izin vermedim ve dudaklarına kısa ama güzel bir öpücük kondurdum.

-"Lütfen bu gece benimle kalır mısın? "

-"Ama, Katya, sevgilin?"

-"Korkuyorum, Tim, lütfen. Sana bir şey yapmasından korkuyorum." diyerek bir kere daha öptüm onu.

-" Katya ben polisim ve kendimi koruyabilirim." diyerek kemerinin içindeki Glock marka silahını gösterdi.

-"Peki ya, ben?" deyince hiçbir şey demedi sadece gözlerini devirdi ve tamam anlamında kafasını salladı. Burnunun kanamaya devam ettiğini farkettim ve tekrar hırkamla silmeye yeltendim ama bu sefer o beni durdurdu.

-"Lavabo nerede? " Kalkmasına yardım ettim ve elimle merdivenin altındaki kapıyı gösterdim. Yine hiçbir şey demedi ve kapıya doğru ilerledi.

-"Böyle davranmaya devam mı edeceksin ?"

-"Sana olan sevgimi kullanıyorsun,Katya. Beni sevmediğini biliyorum ama yinede sana kıyamıyorum."

-"Ben seni kandırmadım, Tim, lütfen böyle konuşma. Ayrıca yanıldığın bir nokta var. Trevis benim sevgilim değil. Aslına bakarsan o benim hiçbir şeyim değil dün tanıştık ve annemin öldüğünü öğrendi ve beni kendi himayesi altına almaya çalışıyor bu yüzden korkuyorum."

Gerçekten mi der gibi bakıyordu. Bense ona arkamı dönerek mutfağa yürümeye başlamıştım. Yerden hırkamı aldı, burnunu çabucak ona sildi ve arkamdan Amerikan mutfağın penceresinin önüne gelerek (bende orada duruyordum) konuşmaya başladı.

-"Katya, çok özür dilerim önce seni dilemeliydim, ben çok aptalım lütfen yapma böyle," o bunları söylerken ben pencerenin karşısındaki tezgaha geçmiştim bu şekilde ona sırtımı dönmüş oluyordum. Biraz sonra yanıma geldi ve arkadan sarılarak kulağıma:

-"Beni affedilecek misin? "dedi. Kafasını sağ omzuma koymuştu ve ben onun olduğu tarafa kafamı çevirerek:

-"Bir daha lütfen önce beni dinle, olur mu? "dedim ve kollarının arasında ona doğru yüzümü döndüm. Ve göğsüne yüzümü yasladım. Bu şekilde ne kadar durduğumuzu hatırlamıyorum çünkü onun nabzını dinliyordum, çok sakin atıyordu ve çok dinlendiriciydi. Çenemden tuttu ve yüzümü ona cevirdi. Bu şekilde ona bakmamı sağladı.

-"Sen acıkmadın mı bakayım?" gülüyordu. Yanımda olmaktan mutluydu ve işin garibi bende kendimi iyi hissediyordum.

-"Acıktım ama ben yemek yapamam senin bir fikrin varsa eğer neden hala beklediğini sorabilir miyim? "

-"Yalnız yaşamaya başladığımdan beri sadece makarna yapmayı öğrenebildim. Genelde ya merkezde ya da dışarıda yemek yerim."

Güldüm ve " İyi bir ikili olacağız desene."

LanetliWhere stories live. Discover now