5.BÖLÜM

9.7K 204 19
                                    

Multimedya : Selin , Derin ve Umut

Bu kadar mutlu olmam normal değildi. Sadece onu beğenmiştim o kadar. Yani öyle görünüyordu. Hem sürekli aşk kitaplarında geçen tamamlanmışlık hissi içerisinde olduğumu hemde gerçek bir aile gibi olduğumuzu düşünüyordum. Bu durum benim huzurlu ve mutlu hissetmeme neden oluyordu.

Klasik haftasonu planımızı gerçekleştirmek için evden çıktık. Tabi ki parka gidecektik. Arabada giderken yolun kenarında ki kaldırımda beklmekte olan Derin'i gördüm. Sürekli yolun sağına ve soluna bakıyordu. Arabayı kaldırıma tam olarak yanında durdurdum. Cami indirdim ve

"Hey Derin !" ona seslendiğimde kafasını aşağı eğip bana bakmaya başladı.

"Ne yapıyorsun burada ?"

"Ihm bir arkadaşımla buluşacağız. "

Hayır saçmalama tabi ki kıskanmıyorum.

"Yarım saattir taksi geçer diye bekledim ama gelmedi. Bende arayarak çağırdım onu bekliyorum. "

"Boşuna daha fazla bekleme ben seni gideceğin yere bırakırım.  "

"Ah teşekkür ederim ama siz gideceğiniz yere geç kalmayın."

"Parka gidiyoruz , sorun değil. Gel hadi."

Teşekkür etti ve samimi bir gülümseyle yüzü aydınlandı. Ah şu kadın! Beni bu kadar çok etkilediğinden haberi yok.
Arabaya bindiğinde Umut ile sohbet etmeye başladılar. Bende dikiz aynasından onları izleyip gülüyordum. Bir ara göz göze geldik ve o ara gülümsüyordu ona baktığımı görünce bakışlarını kaçırdı. Sanki ... Sanki utanmış gibiydi. Gerçekten şu midemde uçuşan kelebeklerin ve bu kalbimde oluşup tüm vücuduma yayılan huzurun hiç bitmesini istemiyorum. Ama tarif ettiği yere gelmemize yaklaşık beş dakika almıştı. Of! Ben bunları düşünürken Derin'in telefonu çaldı. O konuşurken dediği yere gelmiş ve arabayı durdurmuştum.

"Merhaba Elif gelmek üzereyim ... Ah yok önemli değil eşinin annesi iyi mi ? Geçmiş Sun canım çok üzüldüm.

Evliymiş çok şükür.

Veda ediyor telefonu kapattıktan sonra yüzüme baktı. Mahcup olmuş görünüyordu. Ayrıca gözlerime bakarken dudaklarını ısırıyordu. Hadi ama kızım ! Zaten kendimi zor tutuyorum. Eğer Umut olmasaydı. Neyse kendini gel Selin.

"Özür dilerim Selin. Arkadaşım hastaneye gitmiş acilen. Sizi de buraya kadar yordum. "

"Saçmalama Derin. Problem değil. Arkadaşınla yemeğe yemek mi yiyecektiniz ?

Lütfen evet de.

"Ah evet. "

Oh thanks God ( Ah teşekkürler Tanrım ).

"Peki. Bizde yiyecektik zaten bizimle gelmek ister misin ?"

Neden kararsız duruyorsun evet de gitsin işte.

"Derin, eğer gelirsen mutlu oluruz. Değil mi Umut ?"

"Tabiki. Lütfen siz de gelin öğretmenim. "

İşte benim oğlum.

"Peki o zaman. Tekrar teşekkür ederim. " Ona kocaman gülümseyip sordum.

"Hmm peki nerede ve ne yiyelim. "

Araba zaten durmuştu ve içinde karar vermeye çalışıyorduk.

"Anneciğim ! Hamburger yesek olur mu ?"

Evet ellerini çoktan çenesinin altında kavuşturmuş hayır diyemeyeceğim bir ifadeyle bakıyordu. Kafamı Derin'e çevirdim o da istiyor gibi görünüyordu.

"Tamam o zaman hamburger yemeye gidiyoruz güzel şeyler. "

Bunu dedikten sonra önce Umut'a sonra da Derin'e göz kırptım. Umut buna kıkırdarken Derin önce gözlerini kocaman açtı ve gülümseyerek gözlerini kaçırdı. Sanırım yine utanmıştı. Zaten yanaklarını süsleyen kızarıklıktan bunu anlamıştım. Arabayı çalıştırıp gideceğimiz yere sürdüm. Arabadan iner inmez Umut'un elini tuttum. Karşıya geçtik. Yolu kontrol etmek için baktığımda Derin'in de Umut'un elini tuttuğunu gördüm. Sanki aile gibiydik ve bu durum baya hoşuma gitmişti. Sohbet ederek karnımızı doyurduktan sonra hesabı ödeyip  - ki yarı yarıya ödedik ve Derin'in aslında baya bir inatçı olduğunu öğrendim - ve yemekte parka gideceğimizi söyleyip Derin'i de davet ettik o da kabul edince yola çıktık.

Karakalem gelene kadar Umut'u , okulu ve Umut'un derslerini konuştuk. Tam bir aile gibi olduğumuzu söylemiş miydim ? Ve tabiki Umut'un bütün dersleri iyiydi. İşte benim oğlum demiş miydim ?
Sonunda paralar vardığımızda arabadan inip içeri girdik. İlk önce dönme dolaba binmeye karar verdik. Aslında ikisi korkuyordu ama ben severdim. Parasını ödedijten sonra kabine girdik. Umut ve Derin'i yan yana oturttum ve bende karşılarına oturdum. Umut ile otursaydım Derin'i dışlanmış gibi olurdum öbür yandan Umut'u tek başına zaten oturtmazdım. Yani bu en iyisiydi. Dönme dolap hareket etmeye başlayınca yüzlerinde biraz heyecan ama daha çok korku okunuyordu. İyi idare ediyorlardı. Ta ki dönme dolap en yukarıya çıktığımızda sallanarak durana kadar. İkisi de korkuyla Çiğli attılar. Aşağıya baktığımda yeni insake kabinlere biniyordu o yüzden durmuştuk.
Uzanıp ikisinin de ellerini tuttum ve konuştum. " Sorun yok ben buradayım. " Yeni insanlar için durduğumuzu , herşeyin yolunda düğünü söyledikten sonra rahatladılar.
Bu hep yaşadığımız bir olaydı Umut ile. Bu seferkinin tek far vardı o da Derin. Hayatımıza girmesini ve kesinlikle gitmemesini umuduğum kişiydi. Derin'in elini tuttuğumda gözlerinde gördüğüm şey , tam olarak ona Umut ile olan geçmişimizi anlattığımda ki bakışların aynısıydı.










OĞLUMUN ÖĞRETMENİ LGBTΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα