Kyungsoo'yu başarılı bir adam olarak büyümüş, bir kadınla evlenmiş ve çocukları olmuş bir şekilde gördüğü sürece,

Jongin için sorun yoktu.



Ancak bir gün sokakta kazara Yura ile çarpıştığında yüreğine bir umut oturmuştu.

Belki bir umut olabilirdi.

Belki hala her sabah Kyungsoo'yu görebilirdi.



Yura.



Yura onun tatlı kaçış yolu olacaktı.

Yura sayesinde, kalma imkanı yakalayabilecekti.

Yura sayesinde, Kyungsoo'nun babası kuşkusuz kalmasına izin verecekti.

Belki Yura'ya da aşık olabilirdi.

Belki de Yura ile evlenir ve bir çocuk yetiştirme imkanı bulurdu.

Bu fikir o an için kulağa oldukça güzel gelmişti.

O fikrin asla bu ıstıraba dönüşeceğini bilemezdi.

Ama Jongin biliyordu ki, o an yaptığı bencillikten başka bir şey değildi.

Ve tam olarak bu yüzden yaşamayı hak etmediğini düşünüyordu.

Tembelce uzandığı koltuktan kalkmış ve mutfağa doğru ilerlemişti. Yaşlar hala yanaklarını okşuyordu. Üst kapağı açtığında kendisini iki kutu ilaç karşılamıştı. Biri anti depresan diğeri ise uyku ilacıydı. Kyungsoo'ya bu ilaçları kullanmayı bırakmasını söylediğini oldukça net hatırlıyordu.

Şimdi bunu tam olarak kendisi yapacaktı ve ona kullanmamasını söyleyecek kimse yoktu. Çünkü kimsesi yoktu. Yalnızdı. Her zaman geride bırakılan o olmuştu. Ve belki de şimdi giden kişinin kendisinin olması fikri bu yüzden kulağa oldukça güzel geliyordu. Yeterince bıkmıştı.

"Bu acıyı çekilir kılmak için ne kadar ilaç yutmalıyım, hepsini sonlandırmak için?" kendi kendine mırıldanmıştı.

Yapabildiği kadar ilaçları karıştırmıştı. Bir avuç dolusu ilacı ağzına atmış ve büyük bir yudum suyla yutmuştu. Dakikalar geçtikçe ilaçlar etkisini göstermiş, yorgun ve sersemlemiş hissetmesine yol açmıştı. Bacakları titriyor ve şakaklarında boncuk boncuk ter damlaları birikiyordu. Yorgunluk hissi bütün bedenini sarmış, onu yere, soğuk zemine uzandırmıştı. Belki de onun için artık sonsuza kadar uyuma zamanıydı.

_________________________________________

İlk başta, Jongin bedeninin sarsıldığını hissetmiş ve her şeyin bulanık olduğunu fark etmişti.

"Jongin?" Tanıdık bir ses adını söylüyordu.

"Kyungsoo?" Jongin'in gözleri genişlemişti.

Kyungsoo daha da yaklaşıp Jongin'in kendisine bakmasını sağlamak için yüzünü kavramadan önce kıkırdamıştı.

"Seni seviyorum." fısıldamıştı.

"Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum..." Kyungsoo parmak uçlarıyla Jongin'in yanağındaki göz yaşlarını silerken söylemişti. Onu nazikçe öpmüştü. Jongin gözlerini kapatarak ana kendini kaptırmak istemişti ancak tekrar gözlerini açtığında Kyungsoo çoktan gitmişti.

Önünde yedi yaşında bir oğlan duruyordu.

"Hey, sen neden buradasın?" Jongin küçük oğlana biraz yaklaşmıştı ancak eli soğuk pürüzsüz bir yüzey ile karşılaşmıştı. Bir aynayla.

Last January ||  ÇeviriWhere stories live. Discover now