Aşkın Doyumsuzluğu

9.1K 384 2
                                    


Dudaklarımızla birbirimizi sanki birdaha bulamayacakmışcasına öperken, ellerimizle dokunabildiğimiz heryere dokunuyor, sarılıyor ve okşuyorduk. Nefesimiz kesilip kısa bir ara verince David,

'' Dokunmanı istediğim bir yerim daha var bebeğim. Onun da şu an ona dokunmana ve taktir etmene çok ihtiyacı var.''

''Hımm, acaba neren olabilir? Bir bakalım.'' derken elimi yavaşça göğsünden karnına doğru kaydırıp, parmağımla karın kaslarının üzerinde çizgiler çizmeye başladım.

''Buradaki kaslar olabilir belki. ''

''Onlar da hoşnut ama dokunman için çıldıran yerim orada değil, biraz daha aşağıda bebeğim.''

Bunu söylerken pis pis sırıtıyordu.

''Ben burası oldukça emindim tatlım, emin misin burası olmadığına?'' derken ellerim hafifçe birkaç santim aşağıya çizgiler çizip tekrar yukarı çıkıyordu.

''Bulman için yardımcı olayım öyleyse.'' diyerek serleşmiş olan penisi kasıklarıma değdirince

''Şimdi göremesen de hissedebiliyorsundur sanırım.''

''Hı hı, kesinlikle hissediyorum...'' diyerek parmaklarımı biraz daha aşağıya indirerek okşamam için beni bekleyen erkelliğine yönlendirdim. Avuçlarımın arasına alıp parmaklarımla sıkıştırdığımda David gözlerini kapatarak derin bir şekilde inledi.

''Off, işte şimdi buldun onu bebeğim...''

''Burası olduğuna emin misin bebeğim?' derken avuçlarımdaki sertliğini tutan elimi aşağı yukarı hareket ettirerek ona daha fazla tatmin sağlamay çalışıyordum.

''Kesinlikle.. Ahh... Durma bebeğim.. Ahh.. Sakın durma...''

Elimi kısa bir an için ayırarak şortunu hafifçe aşağı indirdim ve coşkuyla dışarı fırlayan erkekliğini suyun içinde tamamen çıplak bir şekilde elime alarak okşamaya başladım.

''Sen beni... Öldüreceksin Jess...Ohh.. Tanrım..''

Kalçalarımda duran ellerinden birini hırsla geri çekerek boynumdan beni yakaladı ve dudaklarıma asıldı.

Dudakları parçalarcasına öperken, dilini ağzımın içine sokmuş tamamen hükmedercesine öpüyordu. Ben bir yandan onu elimle aşağı yukarı okşamaya devam ederken dudaklarımdan ayrılan dudakları yanağım boyunca öpmeye devam ederek kulaklarıma ordan boynuma ulaştı.

Aldığı her derin ve kesik nefeste ne kadar heyecanlandığını anlayabiliyordum çünkü ben de ne az onun kadar heyecanlıydım. Sadece ellerimle onu bu kadar etkileyebiliyor olmaktan dolayı çok hoşnuttum ve bu benim daha da arzuyla onunla sevişmeme yol açıyordu.

Kulak mememi bir kaç kez emip ısırdıktan sonra

''Seni delicesine istiyorum Jess... Hayatımda hiçbir şeyi senin kadar istemedim... Sana sahip olmak zorundayım... Yoksa çıldırmamam mümkün değil Jess..''

Boynumu öpmeye devam ettikten sonra yeniden fısıltıları kulağımdaydı.

''Al beni içine...''


***********************


Havuzdaki sevişmemizden sonra David'in sipariş ettiği kahvaltımızı etmiş, şezlongda miskince uzanıyorduk.

David, sürekli krem sürme bahanesiyle parmaklarını üzerimde gezdiriyor, bende buna itiraz etme gereği hissetmeden yağlı yağlı güneşin altında uyukluyordum.

Çalan telefonun sesi ile içeri geçen David, cep telefonuyla konuşarak yanıma geldi. Kız kardeşi ile konuştuğunu anladığım  anda, konuşmak zorunda kalmamak için uzandığı yerden doğrularak, dudak hareketleriyle çok sıcakladım, havuza giriyorum diyerek kendimi suya attım.

Bugüne kadar David'in kız kardeşiyle veya anne babasıyla yaptığı konuşmara dahil edilmekten kendimi bir şekilde kurtarmıştım. Şu an bile David kardeşiyle konuşurken adımın geçtiğini duyabiliyorum. Benim adıma kız kardeşine bahaneler uydururken kaşlarını çatmış, dikkatle beni izliyordu. Bakışlarımız çakıştığı anda ben hemen göz temasını kesmek için havuzda yön değiştiriyordum.

Megan ile bu konuyu her konuşmamızda benim bu korkumun üzerine gitmem gerektiği yönünde baskı yapıyordu. Ancak ben aynı kabusu ikinci kez görme riskini düşünürken, hemen uyuma konusunda tereddüt ediyordum. David'le ilişkiye devam edeceksem, ki devam etmemem için bir neden yoktu, bu sorunu çözmek zorundaydım.

Korkularımın galip geldiği bu durumdan nasıl çıkacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Sorunlarla yüzleşmek iyi olmadığım bir husustu. Belki de bu yüzden hikayeler yazma konusunda iyiydim. Tamamen kendi kontrolümde gelişen olay örgülerini, istediğim gibi şekillendirebiliyor ve sürpriz gerçeklerle yüzleşmek ve uğraşmak zorunda kalmıyordum.

Hayalperestliğimin iyi yönlerinin yanı sıra hayattan kaçış için gereken dünyayı bana sunduğu için bazen bu yönünden nefret ediyordum.

Mantıklı ve rasyonel yönüm böyle bir olasılığın ikinci kez beni bulmayacağı yönündeydi. Ama içimdeki kırılgan tarafım, tekrar böyle bir durumla karşılaşırsan ne yapacaksın diyip duruyor ve gerçekliği göz ardı etmem için elinden geleni yapıyordu.

David telefon konuşmasını bitirince, yüzündeki ciddi ifade ile yavaş adımlarla havuzun kenarına gelerek elleri şortunun ceplerinde, hiç birşey söylemeden, her zaman yaptığı gibi espiriyle laf atmadan veya şakalaşmadan beni sessizce izlerken, havuzdan çıktığım anda beni ciddi bir konuşmanın beklediğini tahmin edebiliyordum.


Son Bir ŞansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin