Boşluk Hissi

10.3K 430 2
                                    

Kapının kapanmasıyla asansör yukarı doğru hareket etmiş ve ben yoğun bir boşluk hissi ile kala kalmıştım. Tüm bu planları yaparken buluşacağım kişiyle sevişmek istemediğimi söylemene rağmen vücudum şu an yoğun bir boşluk ve yokluk hissiyle üşüyordu. David'in dokunuşlarının tenim üzerinde bıraktığı sıcak his ve elektriklenme aklımdan çıkmıyordu. Bedenim o dokunuşların çok daha fazlasını istiyordu. Kollarımı vücuduma sarıp üşüme hissini gidermeye çalışırken, bu gece onunla olsan ne olur diye bir düşünce yükseldi zihnimden. Onun da beni istediği, gitmemden hoşlanmadığı yüzündeki ifadeden belliydi. Her zaman kurallar olmasa ne olurdu sanki. Bu hafta sonu için zaten pek çok kuralı yıkmıştım. Asansörün kata geliş sesiyle durmasıyla tekrar lobiye inmek üzere düğmeye bastım. Heyecanla asansörün inişini kat ışıklarından takip ederken, hala orada olması için dua ediyordum. Nihayet lobi katına inen asansörden hızla dışarı çıkıp David'i aramaya başladım. Etrafta bir kaç tur atıp gittiğine emin olunca hissettiğim hayal kırıklığıyla kendi kendime söylenerek odaya çıkmak üzere tekrar asansöre bindim.

Asansörde geçen sürede acaba bırakıp gitmeseydim neler olurdu diye düşünüp yaptığım aptallığa hayıflanırken açılan kapı ile kendime gelip dışarı çıkmak için adım attığımda karşımda bana şaşkın gözlerle bakan David'i gördüm.

''David, buradasın.''

''Ben buradayım ama sen niçin asansördesin?''

Sorduğu soru cevabını almak ile niçin odamın olduğu katta  olduğunu söylemek arasında kalan David, açıklama ihtiyacı hissederek elindeki ayakkabılarımı gösterip;

''Yani ben ayakkabılarını vermek için geldim ve seni bulamadım. Kumarhane girişinde hesap açtırmak için oda numaram 1315 demiştin, bende ayakkabılarını isteyeceğini düşünerek yukarı çıktım.  Tanrım şu an sersem hissediyorum kendimi. Soruma dönecek olursak niçin asansördesin Jess, odanda olman gerekmiyor muydu?''

Aşk romanlarının klasik cümlesi olan ''O'nu görünce içimde kelebekler uçuştu'' cümlesi, David'i karşımda gördüğüm anda içimde hissettiğim hisleri açıklamaya yetersiz geliyordu.  Bu daha çok havai fişek patlaması gibi coşkulu ve rengarenkti. Peşpeşe gelen patlamaların etkisiyle titremek ve bir sonraki patlamayı hevesle istemek gibiydi. 

''Ben de seni bulmak için lobiye inmiştim''

Kapının kapanmak için harekete geçmesiyle ileri atılarak kapıyı durduran ve elimden tutarak beni dışarı çıkartan David,

''Niçin beni bulmak istedin?''

Söyleyeceğim şeyi dile getirmek için heyecandan kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatmam gerekti. nefessiz, susuz kalmışım da nefesim de suyum da David'mişcesine ona bakıyordum. Dikkatle beni izleyen ve her hareketimi takip eden David, ben cevap vermeyince tekrar sordu.

''Niçin Jessica, söyle bana''

''Geceyi benimle geçirmek ister misin diye sormak istemiştim''

yüzündeki ifade sabitti, keşke onun beni okuyabildiği gibi bende onu okuyabilseydim.

''Sorunun cevabı ''  dedikten sonra sustu.  bekleme süresi uzadıkça endişelerim ortaya çıkmaya başlamıştı. Beni istemediğini mi söyleyecekti veya ekstra ücret talebi mi olacaktı. Son derece gerilmiştim. Cevabı hızlıca duyarak bu işkenceyi bitirmeye karar verdim, başımı geriye atıp olabildiğince dik durdum ve sordum;

''Evet, istiyor musun David?''

Cevabı dudaklarımdaki dudaklarıydı. Aldığım cevabın keyfiyle dudaklarımın gülmek üzere hareket etmesiyle, hafifçe dudaklarını gevşetip, teması kesmeden;

''Sanırım cevabımı anladın'' diyen David'in boynuna sarılıp kendimi yukarı kaldırdım ve daha derin öpmeye çalıştım.

Bir süre sonra elinde tuttuğu ayakkabılarım yerde, iki eliyle beni sıkıca sarmış, nerede olduğumuzu umursamadan öpüşüyorduk,

Son Bir ŞansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin