C.9

167 26 28
                                    

"N-ne demek o ölmedi? Ölmesi gerektiğini söylemiştim sana."

"Üzgünüm patr-"

Taehyung'un cümlesi katilin tokadıyla bölünmüştü. "Allah kahretsin. Bir işi beceremedin. O... beni gördü. Aishh!!!"

Katil sürekli volta atıp duruyordu. Avcunu alnına vurdu.

O sırada kapı çaldı.

"Gir!"

Taehyung, gireni görünce ayağa kalktı. İçeriye giren çocuk önce Taehyung'a selam verdi. "Sunbaenim."

Katil, masaya oturdu. "Ne var yine Mark?"

"İstediğiniz ilaçlar getirildi."

"Tamam, gidebilirsin." Mark odadan çıktıktan sonra katil Taehyung'a döndü.

"Seni bir şartla affederim."

"..."

"Sen eskiden FBI ajanıydın öyle değil mi?"

*


"Emin misiniz? Katili gördüğünüze..."

Yifan ensesini kaşıdı. "Sanırım... İki kişilerdi yanılıyor olabilirim. Ve arkadan gördüm."

"Tarif edebilir misiniz?"

"İkisi de aynı boydaydı. Biri siyah diğeri de kahverengi saçlıydı. Yalnız birinin elinde doğum lekesi vardı. Sol bileğinin üstünde."

Jungkook heyecanla öne atıldı. "Bu önemli bir bilgi komiserim."

Jongin onayladı. "Kesinlikle. İkisi de erkek miydi?"

"E-evet."

Jongin not aldığı defterini kapattı. "Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler Yifan-shi. Umarız en yakın zamanda iyileşirsiniz."

"Teşekkür ederim. Kolay gelsin."

Jongin, dışarı çıktı. "Neden bilmiyorum ama bir yerde yalan söyledi gibi geldi bana."

"Neden komiserim?"

"Bilmiyorum. Belki de hatırlayamadığı içindi. Her neyse. Bakalım bu bilgiler bizi nereye kadar götürecek?"

*

Jongin, önce önündeki adama sonra da masanın üzerindeki belgelere bakıp konuşmaya başladı.

"Kim Taehyung, 27 yaşındasınız. Nereden geldiğini söylemiştiniz?"

"Amerika'dan. Yaklaşık 5 senedir ajanlık yapıyorum."

"Sizin adınızı duymuştum. FBI için çalışan ünlü dedektifimiz Park Chanyeol ile çalışmıştınız öyle değil mi?"

"Evet."

Konuşmaları odaya giren Jungkook ile bölündü.

"Üzgünüm komiserim, önemli bir şey va- sen!"

"Jungkook!"

"Taehyung hyung!"

İkili ayağa kalktı. Birbirlerine sarıldı.

Jongin, kucaklaşmaları biten ikiliye gülümsedi. "Siz, tanışıyor musunuz?"

Jungkook heyecanla söyledi. "Kendisi hayatımı kurtarmıştı."

"Ah! O kadar da büyük bir şey değil."

"Kesinlikle büyük bir şeydi."

"Oturun da öyle konuşun ben de merak ettim şimdi."

Jungkook ve Taehyung oturdu. Jungkook heyecanla yaşadıklarını anlatmaya başladı.

"Ben daha 10 yaşındayken ailemle beraber tatil için Jeju adasına gitmiştik üç aylığına."

"Ben de o sıralar lise gezisi için Jeju'daydım."

"Bir gün gezi için bindiğimiz tekne batmıştı ve ben o zamanlarda yüzme bilmiyordum. Diğer arkadaşlarım kurtulmuştu ama ben çırpındıkça batıyordum."

"Ben de boğulmak üzere olan Jungkook'u gördüm ve onu kurtardım. Olay böyle yani. O zamandan bu zamana görüşüyoruz ama birbirimizi ben işe başladıktan beri görmüyoruz. Ara sıra telefondan konuşuyorduk."

"Artık sık sık görüşürsünüz o zaman."

"Tabii." Jungkook güldü. Kendisini kurtaran hyung'unu görünce daha da mutlu olmuştu.

"Bu arada Jungkook, neden aniden odaya girdin?"

"Heh. Onu unuttum. Şey... Ünlü FBI dedektifi Park Chanyeol burada da."

*

Park Chanyeol sahnelerde vuhuuuuu👏👏👏👏

Hem de FBI dedektifi😄 Adamım be😉 Ya Taehyung, FBI ajanı😂

Death Note'dan bir L bir de Watari eksik kadroyu tamamlamamız için sjsjsjsjs

Ya da fic.e Yagami Light'ı katim 'Kira' falan off😂😂 nysee kskskk

Söyleyin bakalım fikirlerinizi. Bakalım neler olacak😄

İyi Okumalar♡



The Ghost Woman // KaiWhere stories live. Discover now