5. Bölüm- Kaçış

171 15 0
                                    

(Bölümü okuyunca anlayacağınız bir adet medya bulunuyor)

+Unutmadım Harry Styles...


İsmini ilk defa sesli söylemek garip hissettirse de ciddi halimden ödün vermedim.
Bunu söylememle Siyahlı aniden bana döndü ve takip edemediğim bir hızla yaklaştı. Yine yakınımda durup gözlerini yüzümün her yerinde bir şeyler arar gibi hızlıca gezdirdikten sonra dudaklarını araladı.

-Sen... Nereden?

+Ben, araştırdım diyelim...


Sanki sosyeteden geldiğini yeni hatırlamış gibi gözlerini kapattı ve kafasını yukarı kaldırıp 'of'ladı. Parmaklarını saçlarının arasından sertçe geçirerek arkasına döndü ve odanın içinde yaklaşık 4-5 tur attıktan sonra ellerini saçlarından çekip tekrar bana yaklaştı.
Bu sefer gözlerinde gördüğüm şey diğerlerinden çok farklıydı, öncekilerle alakası yoktu.

-Ben buraya cinayetin senin üzerine kalmasının an meselesi olduğunu haber vermeye geliyorum, ama sen beni 'kendince' korkutabilmek için ailemi bile araştırmışsın! Ne sanıyorsun, artık ismimi biliyorsun diye sana zarar vermeyeceğimi mi? Ya da ailemin kim olduğunu bildiğin için senin başına bela olmayacağımı mı? Veya kısaca; senden korkacağımı mı sanıyorsun? Ama baksana, atladığın bir detay var Loueh; sen tüm bunlar için fazla iyisin, sen benim gibi olamayacak kadar iyi kalplisin. Şimdi tekrar iyi bir çocuk ol ve arkadaşlarının yanına dön.

İlk defa bu kadar uzun konuşmuş olan bedeni gözlerimi kırpmadan izliyordum. Çenesinin bu denli açılması beni hem şaşırtmış hem de sinirimi bozmuştu. Yine de yaptığı konuşmanın içeriği yüzünden hiçbir şey söyleyemedim. Dilim tutulmuştu sanki. Aramızdaki sessizlik derinleşmeye başlayınca son cümlesini söylerken alalade dışarıya doğrulttuğu parmağını indirdi ve yüzü bir anda alaycı bir ifadeye büründü. Ellerini ceplerine soktu ve tekrar konuşmaya başladı.

-Bu arada, sana bir tavsiye: topuklarını yere değdirme.

+Ha?

Sıkılmışçasına nefes verip cevapladı.

-Polislerden kaçarken diyorum.

Alaycı gülümsemesi yavaşça sırıtmaya döndü; bu da beni sinirlendirmeye yetti doğrusu. Ama hayır, şu an duygularımla değil mantığımla hareket etmem gerekiyor. Kafamı ufak hareketlerle iki yana salladım ve dudaklarımı ıslatıp konuşmaya çalıştım.

+Ehm... Tamam, bak. Ne dediğini anlamıyorum. Açık konuş.

-Öncelikle şu emir kipinden kurtulalım.

+Açık konuş'ur musun'?

Dedim gözlerimi devirirken. Muzaffer bir şekilde gülümserken bedenini dikleştirmiş, bana her zamankinden daha üstten bakıyordu. Odamın köşesindeki tekli koltuğa yine cekedini arkaya iterek oturdu ve yanına gelmemi bekledi. Ben de istediğini yaptım ve tekli koltuğun önündeki cam sehpanın ucuna bacaklarım açık bir şekilde oturup onu dinlediğimi belli eder gibi öne eğildim. Yaptıklarımı gayet nötr bir bakışla izledi. Yerleştiğimde benim bacaklarımın -tam olmasa da- arasında onun üst üste attığı bacakları ve dizinin üstünde birbirine kenetlediği elleri vardı. Yüzüklerle dolu olan elleri hani. Benim bacaklarım da iki yanında, ellerim dizlerimin üstündeydi. Tek elini dizinden çekip saçlarını karıştırdı ve dudaklarını araladı.

Criminal (LarryStylinson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin