3. Bölüm- Cumartesi

212 19 5
                                    

(Media- Bölüm itibariyle Niall)

"GELDİM GELDİM, PATLAMA!"

Sabah sabah kapıyı bacayı indirme amacıyla evime gelen Niall'a kapıyı açtım. Karşımda kafasında şapkası, gözünde süs olarak taktığı gözlükleri, yüzünde kocaman gülümsemesi, elinde poşetler ve gözlerinde heyecan parıltılarıyla duran gence 'neden bu saate geldiği'yle ilgili kızmam imkansızdı. O kadar şey yaşamış olmasına rağmen bu çocuk nasıl bu kadar pozitif; hiçbir fikrim yok.

"Dostum biraz daha kapıyı açmasaydın bir buz kütlesiyle arkadaşlık yapman gerekecekti. Neyse, hadi kapat kapıyı da içeri gel. Film izlerken yemek için birkaç şey aldım." dedi Sarı Civciv yanımdan çarparak içeri girerken.

Kapıyı kapatıp oflayarak kendimi salondaki büyük koltuğa attım.

"Çocuklar gelince kapıyı açarsın Ni!" diye seslendim pozitif yüklü civcive. Mutfaktan cevap geldi:

"Şu an büyük kanepede uyuma hayalleri kurduğunu biliyorum koca adam. Ama üzgünüm ki kıçını kaldırmak zorundasın. Birazdan gelirler. Film izleyeceğiz, söz verdin!"

Delirmemek elde değil. Gerçekten sabahın 2'sinde ne filmi? Bu saatte 8. rüyamı görüyor olmam gerekirdi.

Niall'ın duyabileceği bir şekilde 'hof'ladım ve yattığım yerde doğrulup ayaklarımı sehpaya uzattım. Boş boş, kapalı olan televizyona bakmayı kesip sehpanın üzerinden bir dergi aldım ve sayfaları karıştırmaya başladım. Bir yandan esniyor, bir yandan daha açamadığım gözlerimi kaşıyor, bir yandan da sayfalarda ilgimi çeken resimleri inceliyordum. Bir süre sonra sıkılıp dergiyi kaldığım sayfada sehpaya fırlattım. Banyoya ilerleyip kendimi ayıltmak için kendimce teknikler ürettim. İçeride geçirdiğim 15-20 dakika sonunda salona adımladım. Böyle anlatıyorum da, inanin 175 boyunda olup kocaman evin içinde oradan oraya gitmek gerçekten zor. Ciddiyim!

Salona vardığımda Liam ve Zayn de gelmiş, kanepede yer kavgası yapıyorlardı. Niall tekli koltukta, kucağında mısır tabağıyla ikisini çok heyecanlı bir şey izliyormuş gibi izliyordu. Kavga eden ikilinin yanından sıyrılıp kanepenin ortasına oturdum. Oturduğumu fark eden Zayn bana dönüp yorulduğunu belli edercesine gözlerini devirdi ve konuşmaya başladı.

-Tamam Louis. Pardon. Gerçekten sorun yok. Hadi kalkabilirsin.

+Cık. Ben size bir daha yer kavgası yaparsanız ikiniz de oturamazsınız demiştim. Peki burada benim her sözümü tutmadığımı iddia edecek biri var mı?

Niall ağzındaki mısırları dışarı fışkırtmamaya çalışarak konuşmaya daldı.

"Evet, Louis her zaman sözünü tutar. Doğru!"

Zayn ve Liam Niall'a dönüp 'gerçekten mi Niall!' bakışı atıp oflayarak iki kişilik koltuğa oturdular. Zayn kollarını önünde bağlayıp kaşlarını çattı ve kafasını televizyona çevirdi. Liam Zayn'e bakıp dişlerini sıkarak önünde oynadığı ellerine baktı. Niall mısır kasesini sehpaya bırakıp koşarak televizyonun yanına gitti. Bir süre film dolu dolaba göz gezdirip 'hm'layarak birkaçını eledi. Hepimiz sonucun ne olacağını bildiğimiz halde her hafta usanmadan, filmden önce şu çocuğun film seçme faslını izliyoruz. Niall, elinde üç-beş CD ile bize dönüp "hangisi?" diye sordu. Hepimiz devamında ne olacağını bildiğimiz için cevap vermeden onu izliyorduk. Veee, başladı.

-Bence bu olabilir. Aa ya da bu. Ya da aslında şu da çok güzel. Aa bakın, bu filmin 9 dalda Oscar'ı varmış. Ama ben şunu da çok merak ediyordum. Aslında bu film yeni çıktı, yani çağa daha uygun. Tabii eski filmleri severseniz bilemem ama-

Criminal (LarryStylinson)Where stories live. Discover now