Bölüm 22: Karanlık

2.2K 129 52
                                    

‘’ Bu beni öldürecekleri anlamına geliyor.’’ Derin nefeslerimin eşliğinde olduğum yerde kalakalmıştım. ‘’ Ya da daha kötüsü.’’

Bayan Wood ayağa kalktı ve pencereleri kapattı. ‘’ Annie.. sakin ol.’’

‘’ Onları korudular.. ikisini de çünkü onları.. güvenli bir yere götürdüler. Güvenli bir yere götürdüler..’’ Kendi kendime olayları anlamaya çalışırken Bayan Wood elimi tuttu.

Başımı iki yana salladım. ‘’ Galipler köyüne gidip Ron’u bulmalıyım. Buradan ayrılmayın. Ne olursa olsun dışarıya çıkmayın.’’

‘’ Ama-‘’

‘’ Ama yok. Bu insanların neler yapabileceğini tahmin bile edemezsiniz.’’

Ellie gözleri dolu bir şekilde kapının önünde durdu. ‘’ Lütfen gitme..’’

‘’ Güçlü olmak zorundasın, sen çok cesur bir kızsın Ellie. Buraya gel.’’ Ona sıkıca sarıldım ve iki yanağını öptükten sonra Bayan Wood’a sarıldım. ‘’ Eğer benimle ilgili soru sorarlarsa beni tanımadığınızı söyleyin. Ne olursa olsun evden çıkmayın. Beni anladınız mı?’’ Bayan Wood başını sallarken gözlerinde biriken yaşları fark ettim.

Eğer onlara biraz daha bakarsam ağlayacaktım ki dışarıdaki silah sesiyle, kapıyı açmam bir oldu. Ah Finnick ne yaptın sen?

Koşarken bir an olsun arkama bakmıyordum, galipler köyüne onlardan önce ulaşmalıyım. Galipler köyüne onlardan önce ulaşmalıyım. Galipler köyüne vardığımda Ron kapıdan çıkmış şaşkınca etrafına bakınıyordu.

‘’ Ron!’’ nefes nefese yanında durdum. ‘’ Buradan hemen gitmeliyiz.. hemen gitmeliyiz. Bizi öldürecekler.’’

Hiçbir mimik sergilemeden yüzüme bakıyordu, ‘’ Konuş benimle!’’ diye bağırdım. Başını salladı, kolumdan tutarak hızlı adımlarımızın eşliğinde yürümeye başladık. Nereye gidecektik ki? Her yer barış muhafızları ile donatılmışken nereye kaçacaktık? Koşarken ani silah sesiyle olduğum yerde sabitlendim.

Adranelin tüm kemiklerime yayılırken, ağzım konuşma yetisini kaybetti.  Arkamı dönerken yerde vücudu titreyen kızıl saçlı adama baktım. ‘’ Ron?’’ dedim korkarak. Barış muhafızı silahını bana doğrultmuştu. ‘’ Olduğun yerde kal!’’

Ron’un başından akan kanlar soğuk zeminde yayılırken ikinci bir barış muhafızının sesiyle irkildim. ‘’ Onları öldürmeyeceğiz! Onları tutuklayacağız.’’ Ron’un yanına eğildi ve cansız bedenini yokladı. ‘’ Ölmüş.’’

‘’ Yürü. Seni Capitol’e ihanetten tutukluyoruz.’’ diye bağırdı Ron’u vuran adam.

İhanet mi? ‘’ Ben bir şey yapmadım yemin ederim.’’ Ağlamaya başladığımda yanıma geldi ve sertçe kolumu tutarak beni sürüklemeye başladı. ‘’ Olanlarla hiçbir ilgim yok..’’

‘’ Öyle mi? Yok mu?’’ diye sordu.

 ‘’ Evet yok. Yok..’’ diyebildim titreyen sesimle.

‘’ Derdini Başkan Snow’a anlatırsın.’’ Beni yanında sürüklerken adımlarımı ona uydurmakta zorlanıyordum.

‘’ Lütfen..’’ kalabalık şaşkınca bizi izlerken adam kolumu öyle sert çekiştirdi ki bir an kolumun çıktığını sandım. ‘’ Hem hain. Hem yalancı. Sana gerçekten çok zarar verecekler aptal kız.’’

‘’ Aptal olan sensin. Ben hiçbir şey yapmadım..’’ Diye diklendiğimde kolumu bıraktı, attığı sert tokatla dizlerimin üzerine düştüm. Ağzımda metal kanın tadı yayılırken aynı şekilde eğildi. ‘’ Seni duyamadım. Bir daha söyle!’’

Life of Annie Cresta.حيث تعيش القصص. اكتشف الآن