Bölüm 11: Ölüm

3K 131 32
                                    

Artık her bölüm az da olsa Finnick'in ağzından birkaç şey yazmaya başlayacağım, umarım hoşunuza gider! :')

Güçlü bir çığlık atıp gözlerimi kapattım.

Gördüğüm görüntüyü aklımda unutmak için çabalarken, yağmur şiddetini arttırmıştı. Bana bakan gözler.. Daha önce hiç böyle gözler görmemiştim.

Zihnim bulanıyor, bedenim acıyla kıvranıyordu. Tek yapabildiğim şey ise çığlık atıp, Capitol’e yavramaktı.

Bir süre sonra boğazım acımaya başlamıştı, daha fazla bağıracak gücüm kalmamıştı. Daha fazla direnecek gücüm kalmamıştı. Gözlerimi açtığımda etrafı bulanık görüyor, hiçbir şey düşünemiyordum. Tek istediğim şey ölmekti. Ölmek istiyordum, belki de acı böyle dinecekti. Gözlerim kapanmak üzereyken, biri beni olduğum yerden kaldırdı ve sarsmaya başladı. Gene hayal mi görüyordum?

‘’ Ölmeyeceksin. Annie. Beni duydun mu! Ölmeyeceksin.’’

Ses.. James.. ama o ölmüştü.. nefes alış verişim yavaşlarken beni sarsmaya devam ediyordu. ‘’ Ölmeyeceksin! Yaşamak zorundasın. Eve dönmek zorundasın. Lütfen.. Annie.’’

Bulanık gördüğüm gözlerim onu görmeme hiç de yardımcı oluyordu. Uyuşmuştum, güçsüz kalmıştım. Ve hiç olmadığım kadar yalnızdım, ‘’ Dönemem.’’ Ağzımdan çıkan tek kelime buydu.

‘’ Dönemem.. James, özür dilerim.’’ Yağmur şiddetle yağmaya devam ederken, gözlerim karardı.

**

Gözlerimi açtığımda, kuş cıvıltıları dışında hiçbir şey duyamıyordum. Ne çığlık, ne bağırış hiçbir şey yoktu. Doğrulmak istemiştim fakat dizimdeki ağrı buna izin vermedi.

‘’ Annie?’’ küçük bir kız dizlerinin önünde oturmuş, meraklı gözlerle beni inceliyordu.

Gözlerimi kıstım, hala olanları idrak edemiyordum. ‘’ Lilth.’’

Korkarak bana bakıyordu hemen konuşmaya başladı, ‘’ Tüm gece bağırdın ve çığlık attın.. seni sakinleştirmeye çalıştım ama elimden bir şey gelmedi. Onun adını sayıklıyordun..’’ Bana neden böyle hızlı açıklama yapıyordu.. onu öldüreceğimi mi düşünüyordu?

Elimi yere bastırarak doğruldum, korkuyla geri çekildi. ‘’ Hey.. sana asla zarar vermem, Lilth.’’ İkna olmuş gibiydi, gözlerime bakıyordu. ‘’ Kimin adını sayıkladım.. Finnick?’’

 ‘’ Hayır..’’ Aklı karışmış gibiydi. ‘’ James. Müttefiğin.’’

Anlayamıyordum, gece kabus görmüştüm. Sadece kabus görmüştüm. James buradaydı, yaşıyordu. Yaşamak zorundaydı. ‘’ Nerede o?’’ dedim güçlükle.

Olanları bana anlatmaya başlamıştı fakat onu duyamıyordum. Bembeyaz kesilmiştim, anlamıyordum.. Bu bu gerçek değildi. Olmamalıydı. Anlamsızca ona bakarken, sanki bana yaralıymışım gibi dikkatlice bakıyordu.

 Zaten öyle değil miydim? Bedenim hırpalanmış, zihnim bulanıklaşmış ve kalbim.. bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı.

İki elimi de başıma götürdüğümde, gözlerim dolmuştu. Bu acıydı. Bu farklı bir acıydı. Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken Lilth bana sıkıca sarıldı.

Ve bu  hıçkırıklara boğulmama neden oldu. ‘’ Çok üzgünüm Annie..’’

Kendince beni sakinleştirmeye çalışıyordu, kendime geldiğimde yavaşça geri çekildim.

Life of Annie Cresta.Where stories live. Discover now