Bölüm 17: Aşk

3.1K 131 64
                                    

Gözlerimi kapatarak rüzgarın hafif esintisini hissettim. Bu tuhaftı. İnsanların en son huzur bulacağı yer belki de burasıydı. Ama ben her daim buradaydım. Bilhassa Finnick, Capitol’e önemli röportajları için gittiğinde.

Gözlerimi tekrar açtığımda, elimi toprağın üzerinde gezdirdim. ‘’ Bugün sana orkide getirdim. Ellie, bunları sevdiğini söyledi..’’ diye mırıldandım.

Mezar taşının üzerinde yazan yazı içimi acıtıyordu. James yaşıyor olsaydı Finnick’le aynı yaşta olacaktı. Ama o ölmüştü, bense yaşıyordum.

Orkideleri toprağa bıraktığımda derin bir nefes aldım. Tam 4 yıl olmuştu. 4 yıl. Bu kadar zaman boyunca neler yaptığımı fazla hatırlamıyordum, insanlar deli olduğumu söylüyordu. Bunları yaşayan biri nasıl delirmezdi ki?

Her gece uyurken annemi bulduğum anı görüyordum. Yerde kanlar içerisinde yatıyordu, bense Capitol’e lanet ederek çığlık atıyordum. Finnick beni sarıldığım o cansız bedenden ayırmaya çalışıyordu. En net hatırladığım kısım burasıydı. Ve sonra karanlık.

4 yıl içinde çok şey değişmişti. Büyümüştüm. Asla gerçek düşüncelerimi sesli söylememeyi öğrenmiştim.

‘’ Ben iyiyim.’’ Mezar taşına elimi götürdüm. ‘’ Ben iyiyim.. her gece gördüğüm kabuslar.. Capitol’ün bana verdiği ilaçları saymazsak.. Ve senin ölümünü saymazsak.. ben iyiyim.’’

İlk 1 yıl neredeyse hiç konuşmamıştım, tek yaptığım sahilde oturup bana bağıran yalvarışlar ve yardım çığlıklarını duymamak için kulaklarımı tıkamamdı. Ama en kötüsü geçen yıl olandı. Başkan Snow bana mektuplar yollamaya başlamıştı. Yanıtlamasam da tüm mektuplarına uyduğumu açıkça belli etmiştim. Benim yüzümden bir kişi daha ölmeyecekti. Asla. Annem öldükten sonra o eve bir daha girememiştim, Finnick onun evinde kalmam için epey ısrar etmişti. Ve beraber yaşamaya başlamıştık.

Saçımı kulağımın arkasına ittim, Başkan Snow’un bana gönderdiği mektuplardan Finnick’in haberi yoktu. Olmaması için her mektubu yakmıştım. Netice de Başkan Snow, bu mektuplardan birine bahsedersem sonuçlarının ne olacağını bana basit kelimelerle söylemişti.

‘’ Bu yıl bir şeyler değişecek.. değişmek zorunda değil mi James? Çatı da konuştuğumuz şeyler.. Capitol yanacak..’’ sesim fısıltıya dönüşmüştü.

Mezar taşının bana cevap vermeyeceğini biliyordum ama hala beni dinlediği hakkında içimde hisler vardı. Ayağa kalktım, ‘’ Yarın gene gelirim.. Görüşürüz.’’ Diye mırıldandım.

Mezarlıktan çıktığımda sahilin olduğu tarafa doğru yürümeye başladım. 4 yıldır denize girmemiştim, şeyden beri. Oyunlarda Grimmes’la suda boğuşup, hayatta kalmak için mücadeler verdiğimden beri.

Herkes akşamki eğlence için hazırlıklara başlamıştı. Sözde, Capitol 4. Mıntıkayı ziyarete gelecekti. Ne büyük yalandı ama. Birçoğu Finnick’i görmek için geliyordu.

Galip olduğum için benimde orada bulunup Finnick’in flört ettiği insanlara gülümseyip sohbet etmem gerekiyordu. Ve muhteşem hayatımla ilgili sorular sorulursa cevap vermem gerekiyordu.

Son zamanlarda Capitol’de epey vakit geçiriyordu. İnsanlara(!) daha cazip gelmeye başladığının farkındaydım. Peki ona cazip gelen şey neydi?

Finnick’in yokluğunda Mags bana annelik etmişti. Yanımdan bir an olsun ayrılmamış tüm bakımımla ilgilenmişti. O harika bir anne olabilirdi, neden hiç evlenmediğini ona sormamıştım. Belki bir gün kendisi bunu anlatırdı.

Deniz kıyısına geldiğimde etrafta kimse yoktu. Eskiden yüzmeyi fazla sevmezdim ama Finnick bana bunu sevdirmişti. Onun gibi bir öğretmeni olan kimin hoşuna gitmezdi ki?

Life of Annie Cresta.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin