🌺Final🌺

674 48 12
                                    

•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
🌺
(It goes a little something like)
Lalalalalala Lalalalalala Lalalalalala
🌺
•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

" İnanmıyorum. Tamam güzel olacağını biliyordum ama bu kadar güzel olacağını tahmin etmiyordum."

Jisoo, iki elini yanaklarını yerleştirerek heyecanla zıpladı. Arkadaşı çok güzel olmuştu. Beyaz gelinliğinin içinde bir melek gibi görünüyor, ışıldıyordu.

Rosé bir anda kenardan elindeki telefonla çıkıp kızın fotoğraflarını çekmeye başladı bir yandan da göz yaşlarına hakim olmaya çalışıyordu.

Jennie ise diğerleri gibi duygusala bağlamayıp arkadaşına yardım etmeyi tercih etmişti. Kızın makyajının akmadığına ve gelinliğinin düzgün durduğuna emin oluyordu.

Lisa bir anda odaya dalınca kız korkarak yanında duran Jennie'nin koluna tutundu. Jennie ise bunun olacağını bildiği için elini yavaşça arkadaşının koluna yerleştirdi ve Lisa'ya " Yine ne oldu?" bakışlarını attı.

" Başlıyor. Başlıyor. DÜĞÜN BAŞLIYOR."

Lisa'nın bağırmasıyla Jennie kulaklarını kapatırken Rosé ve Jisoo zıplıyordu. Kız ise sanki mümkünmüş gibi daha da fazla gülümsemeye başlamıştı.

Kapı iki kere tıklatıldığında kız mutlulukla arkadaşlarına baktı. İşte beyaz atlı prensi gelmişti. Bir zamanlar ona hayatının en kötü günlerini yaşatan ama bundan sonra hayatının en güzel günlerini yaşatacak olan beyaz atlı prensi.

Jennie tam kapıyı açacakken Lisa'nın bir anda " DURUN!" diye bağırmasıyla herkes korkarak bir iki adım geriye çekilmişti. Bu sefer Jennie'de şaşırmıştı.

" Neden? Ne oldu?"

Rosé'dan gelen soruyla Lisa biraz düşünerek gözlerini kırpıştırdı.

" Bilmiyorum. Heyecan yaratmak istedim."

Kız, arkadaşından gelen bu saçma cevapla kendini kenardaki camdan atmak isteyerek avucunu yüzüne vurdu. Arkadaş seçimlerini düzgün yapmalıydı.

Jennie, Lisa'ya sinirle bakarken yavaşça konuştu.

" Seni de birini verip kurtulsak."

" NE YANİ BENDEN KURTULMAK MI İSTİYORSUNUZ?"

Kız sinirle Jennie'ye baktı. Jennie yüzüne masum bir ifade yerleştirerek hemen itiraz etmeye başladı.

" Hayır ya öyle demek istemedim. Sadece Lisa için geçerli o."

Lisa suratını asarak unnie'sinin yanına gitti ve ona dil çıkardı. Jennie'nin onu yakalamaması için hızlıca kapıyı açtı ve Jisoo unnie'sinin arkasına saklandı.

Jinyoung kapının önünde o muhteşem takım elbisesiyle duruyordu. Çok yakışıklı görünüyordu. Kız hipnotize olmuş gibi odadaki diğer herkesi bir an da unuttu ve yavaşça prensine doğru yürümeye başladı.

Jinyoung'un kızı gördüğü an kalbi durmuştu. Bir insan bu kadar güzel olamazdı. Bu imkansızdı. Kız yavaş adımlarla çocuğa doğru ilerliyordu. Jinyoung bütün mutlulukların, güzelliklerin ona doğru ilerlediğini hissediyordu. Kız, çocuğun elini tuttuğu zaman, çocuk içinin ısındığını, içinde çiçekler açtığını hissetmişti.

Lisa'nın yere düşmesiyle bütün an bir an da suya düşmüştü. Lisa'nın ise dediği tek şey " Opps." olmuştu.

Çift kahkaha atarak yerdeki kıza baktı. Rosé hem video çekmeye çalışıyordu hem de Lisa'yı kaldırmaya. Lisa'yı kaldırmayı başaramayınca video'nun daha önemli olduğunu düşünerek Lisa'nın elini bıraktı ve telefonu tekrar çifte çevirdi.

Jennie hem Lisa'ya hem de Rosé'a sövmemeye çalışarak Lisa'yı ayağa kaldırdı. Eğer söverse ileride video'yu izledikleri zaman kendisi ile dalga geçileceğinden adı gibi emindi.

Ortamdaki saçmalık yok olduğu zaman kız, Jinyoung'un koluna girerek çocuğa doğru kafasını çevirdi. Çocukta mutlulukla kafasını kıza doğru çevirdi. Yavaşça kapıdan dışarıya çıkıp düğünün olduğu odaya doğru yürümeye başladılar.

Rosé arkalarından koşarak onlara yetişmeye çalıştı. Bu video çok önemliydi.

~• 🌺 •~

" Evet."

" Evet."

Hayatta hep kullandığı kelimenin bu kadar anlamlı olabileceğini hiç düşünmemiş olan Jinyoung kalbinin hızlıca atmaya başladığını hissetti.

Kız ise mutluluktan dolayı ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Pek başarılı olduğu söylenemezdi. Bir metre öteden bile gözlerindeki yaşlar belli oluyordu. Bir anda Jennie, kızın arkasında belirerek fısıldamaya başladı.

" Eğer biraz daha ağlayıp makyajını bozarsan... Gerisini sen tamamla."

Kız hafifçe ürpererek ağlamayı kesti ve göz yaşlarının çabuk kuruması için dua etti. Jinyoung ise olayı gülerek izliyordu.

" Yah! Burada tehdit ediliyorum. Yardım eder misin?"

Çocuk oyunculuk yeteneklerini kullanarak hızlıca ciddileşti ve ellerini kızın yüzüne doğru yelpaze gibi sallamaya başladı. İçindense kahkaha atıyordu.

Kızın şahidi olan Rosé, çifti gülerek izlerken, çocuğun şahidi olan Jaebum, onlara tuhaf bakışlar atıyordu. İkisi de taş kağıt makas oynayarak şahit olmuşlardı. Lisa şahit olamadığı için somurturken, Yugyeom JJ Project'in kardeşlik anlarını gördüğü için parlayan gözlerle sahneye bakıyordu.

Nikah memuru çiftin anormalliğine göz devirerek derince bir nefes aldı.

" O zaman sizi karı koca ilan ediyorum."

Bu sözden sonra 500 kişilik salonda alkış sesleri yüksekçe yankılandı. Jackson ve Mark'ın yan taraflardan konfeti patlatmasıyla ortam iyice güzelleşmişti. Kız, Jinyoung'un o dökülen konfetiler arasında ne kadar muhteşem göründüğünü düşünerek gülümseyişini genişletti. Çocuğun düşünceleri de pek farklı değildi. Kız göz alıcı görünüyordu. Alkış sesleri devam ederken Jinyoung kızı kendine çekerek sıkıca sarıldı. Kız kollarını Jinyoung'un boynuna dolarken çocuğun kulağına fısıldadı.
" Lütfen, Her zaman yanında ol. Ne olursa olsun sadece yanımda kal." Çocuk bu sözlerle kızın belindeki kollarını sıkılaştırarak kızı daha sıkı tuttu. " Sana söz veriyorum her zaman yanında olacağım ve ne olursa olsun yanında kalacağım."

İkisi de birbirlerine aşk ile bağlılardı. Daha çok gençlerdi. Bu hikayelerinin başıydı. Çok şey yaşayıp mutlu olacak ve üzüleceklerdi ama her şeyin üstesinden beraber geleceklerdi.

~• 🌺 The End 🌺 •~

Eğer istek olursa bir-iki tane özel bölüm atabilirim. İsterseniz lütfen yorum atın ^^

Stay || Park Jinyoung One ShotWhere stories live. Discover now