🌺0.5🌺

589 42 0
                                    

•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
🌺
So stay, wherever that may be
Sometimes, when darkness comes, I'll be your fire
In this world that is a lie the only truth, it's you
This a letter from me to you
🌺
•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

" Jinyoung! Sen mi geldin?"

" Evet..."

Kız, odalarından çıkarak salona doğru yürümeye başladı. Jinyoung'un sesi çok üzgün geliyordu. Yavaş adımlarla salona girerken aynı zamanda etrafına merakla bakıyordu.

Kız, koltuğa uzanmış, ağlamak üzere olan Jinyoung'u görünce hızlanarak üzgün çocuğun yanına oturdu. Kendine engel olamayarak elini çocuğun kafasına götürdü ve kafasını okşamaya başladı.

" Neyin var?"

Kızın bu ani dokunuluyla şaşıran çocuk kızın gözlerine baktı. Uzun süredir onun kafasını okşamamıştı. Bir kaç saniyeliğine dünyadan soyutlanarak saçında hissettiği hafif parmaklarla mutlu oldu ve gözlerini kapatarak anın tadını çıkarmaya çalıştı ama aklına gelen anılarla kalbi ağırlaşmaya başladığında gözlerini açarak kendine endişeyle bakan kıza odaklandı.

Kız, çocuğun onu duymadığını düşünerek sorusunu yineledi.

" Neyin var?"

" Mark ve Jaebum biraz üstüme geldi..."

" Ne konuda?"

" Eskiden arkadaşım olduklarını düşündüğüm insanlar konusunda... Onlar, Yugyeom, Youngjae ve Bambam'ın numaralarını bir şekilde bulup tehdit mesajları göndermişler maknae line'a. Numaraları benim verdiğimi düşünüyorlar..."

" Şu konu demek ki..."

" Biliyor muydun? Jaebum mu söyledi?"

" Evet... Aslında haberim olmayacaktı ama bugün, her zaman ki haftalık konuşmalarımızdan birini yaparken ağzından kaçırdı."

Jaebum ile kızın arasındaki yakınlığı fark eden Jinyoung kaşlarını çatmaya başladı. Eskiden de mi bu kadar yakınlardı? Yoksa Jinyoung ile kızın kalpleri uzaklaşırken, Jaebum ile kızın kalpleri yakınlaşıyor muydu? Çocuk saçmaladığını düşünerek başını hızlıca iki yana salladı. Şu an o, onun yanındaydı, Jaebum'un değil.

" Çok ağır konuştular... Tabi ki haklılar ama o sözleri en yakın arkadaşlarımdan, kardeşlerimden duymak canımı yaktı. Ayrıca numaralarını ben vermedim. O kadar da kötü biri değilim..."

Kız, çocuğun gözlerinde ki pişmanlığı görerek derin bir nefes aldı. Her ne kadar o suçlu olsa bile, onu üzgün görmek kalbini acıtıyordu.

" Sen zaten kötü biri değilsin. Hadi maskeni tak, dışarı çıkıyoruz."

Çocuk, kıza şaşkınlıkla bakarken kız çoktan ayağa kalkmış Jinyoung'u kapıya doğru çekiştiriyordu.

~•🌺•~

Kız, montuna sıkı sıkı sarılırken Jinyoung ile kenetlenmiş olan ellerine bakıyordu.

" Ellerin nasıl bu kadar sıcak?"

Jinyoung'dan gelen soru ile kız gülümseyerek bir kez daha çocuğun gözlerinin içine bakarak sevgiyle konuşmaya başladı.

" Çünkü kalbimden gelen sıcaklık ile bütün vücudum ısınıyor."

" Kalbin mi?"

" Evet... Hele senin üzgün olduğun günlerde kalbim bir alev topuna dönüşüyor."

" Neden ki?"

" Çünkü kendime bir söz verdim."

" Söz mü?"

" Karanlık geldiği zaman senin ateşin olacağım. Çünkü bu, yalan dünyada ki tek gerçek sensin."

Kız, o melodik ses tonu ile konuşurken çocuğun gözleri dolmaya başlamıştı. Bu kızı nasıl yalnız bırakmıştı? Bu kızı nasıl üzebilmişti?

Jinyoung hiç tereddüt etmeden kızı kendine çekerek ona sarıldı, hasret kaldığı o kokusunu içine çekti. Kız da gözünü kapatarak çocuğa sıkıca sarıldı. Bu ayrılığa artık ikisi de dayanamıyordu.

Bir kaç dakika boyunca yolun ortasında öylece sarılan çift, arkalarında duran bir amcanın onlara yolu kapattıkları için bağırması yüzünden gülerek birbirlerinden ayrıldılar. İkisi de amcaya doğru dönerek, eğildiler ve özür dilediler.

" Jinyoung sana bir şey söyleceğim ama neden daha önce söylemediğime dair bana nutuk çekmeyeceksin."

" Ne olduğuna bağlı."

" Ya ama..."

" Aması yok. Hadi söyle, merak ettim."

" Maknae line'a atılan mesajdan bana da geldi..."

" NE!?"

" Yah! Bağırma lütfen. Amca yine bize kötü kötü bakmaya başladı."

" Özür dilerim. Ses tonuma hakim olamadım. Bunu bana daha önce söylemeliydin."

Eski Jinyoung'un döndüğünü gören kız mutlukla çocuğa baktı.

" Neyse ben halledeceğim. Sen üzülme ama bir daha böyle bir şey olursa direk bana söyleyeceksin, saniyesinde hâtta salisesinde."

" Tamam."

Kız, çocuğa şirince gülümseyerek çocuğun koluna girdi. Jinyoung, kızın bu hareketlerine gülerek kafasını kızın kafasına yasladı. Mutluluklarının bozulmamasını dileyerek evlerine doğru yürümeye başladılar.

Bu soğuk günde bir kere daha söz vermişti kız: Jinyoung'un ateşi olacağına, kalbinden yayılan ısı ve ışık ile ona yol gösterip, onu aydınlatacağına, dâir.

Jinyoung'da bir söz vermişti: kızı asla yalnız bırakmayacağına, bu yalan dünyada onun doğrusu olacağına, dâir.

Stay || Park Jinyoung One ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin