🌺0.4🌺

596 40 6
                                    

Bu bölüm unnie onaylıdır Unicorns_LovePizza
•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
🌺
There's nothing more I want now
I can't even tell if my heart is beating
Rather than forceful conversations with others
I'd rather be in awkward silence with you
🌺
•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

Beraber uykuya daldığımız günün üstünden bir hafta geçmişti. Jinyoung hâla kendini affettirmeye çalışıyordu. Bu çok hoşuma gidiyordu. Kalbim onu affet dese de beynim biraz daha beklemen gerekiyor diyordu.

Dediğim gibi bazı şeyler iyi yönde gitmeye başlasa da aramızdaki o tuhaf sessizlik, o tuhaf atmosfer kaybolmamıştı. Düşününce bu kadar sürede kaybolmaması gayet normal geliyordu. Yine de kalbim üzülüyordu.

Bir kere daha beynim ve kalbim farklı yönlere bakıyordu, farklı şeyler diyordu.

" Yine hangi düşüncelere daldın?"

Arkadaşım Jisoo'nun beni dürtmesiyle kafamı ona doğru çevirdim.

" Yine Jinyoung'u düşünüyorsun değil mi?"

Olumlu anlamda başımı aşağı ve yukarı doğru hareket ettirdim. Jennie derin bir nefes aldı.

" Hani artık onu düşünmeyecektin?"

" Biliyorum. Biliyorum... Ama elimde değil."

Lisa bir elini omzuma koydu.

" Her şeyi akışına bırak artık."

Rosé gülümseyerek elini elimin üstüne koydu.

" Kalbinin ve beyninin aynı şeyi söylemesi için kendine zaman ver."

İkisinin de dediklerine hak vererek gülümsedim. Neyse ki yanımda onlar vardı.

Telefonumdan gelen bildirim sesiyle cebimde duran telefonumu elime aldım.

Jinyoungie💗: Ben eve geldim. Sen nerdesin?

Ben: Jennie, Jisoo, Rose ve Lisa ile kafede oturuyorum.

Jinyoungie💗: Bu saatte mi?

Ben: İdol oldukları için ancak bu saatte buluşabiliyoruz.

Ben: Bunu en iyi senin biliyor olman lâzım...

Jinyoungie💗: Ne zaman gelirsin?

Üstüme dökülen kahve ile telefonu masaya fırlattım ve acı içinde ayağa kalktım.

" Ben çok özür dilerim."

Lisa'nın pişmanlıkla konuşmasıyla sakinleşerek gülümsedim.

" Neyse ki o kadar sıcak değildi."

Hepimiz gülerek birbirimize baktık.

" Hadi gel üstünü temizleyelim."

Jennie gülerek ayağa kalktı ve beni tuvalete doğru yönlendirdi.

~•🌺•~

Neden mesajıma cevap vermiyor? Çok mu üstüne gittim? Yoksa artık onu umursamadığımı düşündüğü için mi cevap vermiyor?

Derin bir nefes vererek kafamı duvara vurmaya başladım. Onu kaybetmekten çok korkuyorum. Bu zamana kadar aklım nerdeydi benim?

Sevgilim🌸✨💗: Eğer gelmemi istiyorsan kızlara bir şey uydurup gelebilirim.

Ben: Hayır keyfine bak. Sadece, seni özledim...

Sevgilim🌸✨💗: O zaman geliyorum.

Attığı mesaja gülümserken oturduğum yerden kalkarak kafamı ovuşturdum. Sanırım kafamı sert vurdum. Elim kafamdayken koltuğa oturdum. Televizyonu açıp kafamı boşaltmaya çalıştım.

~•🌺•~

" Ben geldim."

Kapıyı açıp, kapının anahtarlarını tezgahın üstüne bıraktım. Üzerimdeki montumu çıkartıp portmantoya astım, ayağımdaki botları çıkarıp ayakkabılığa koydum.

Ortamın ısısına alışmaya çalışarak salona doğru yürüdüm. Televizyonun ışıkları Jinyoung'un uyuyan suratına vuruyordu. O kadar masum ve harika görünüyordu ki bu muhteşem görüntü karşısında gülümsedim.

Yavaşça yanına doğru yürüdüm ve diğer kanepede bulunan pikeyi alarak onun üstüne örttüm. Kanepenin kenarına eğilerek duymayacağını bilsem de fısıldayarak konuşmaya başladım.

" Şu an istediğim başka bir şey yok. Kalbimin attığını bile söyleyemem. Başkalarıyla yaptığım etkileyici konuşmalar yerine seninle beraber o tuhaf sessizliğin içinde olmayı tercih ederim."

Elimde hissettiğim sıcaklık ile kafamı Jinyoung'a doğru kaldırdım. Gözlerindeki parıltıyla bana bakıp elimi tutuyordu. Elimi bırakmadan koltukta arkaya doğru kaydı. Ben de bıraktığı o boşluğa uzandım. Bir kez daha kollarının arasındaydım. Uyumadan önce duyduğum son söz " Seni seviyorum." olmuştu.

Stay || Park Jinyoung One ShotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin