C°16

683 50 28
                                    

•••Jongin'in bakış açısı;•••

İnleyerek gözlerimi açıp kafamı olduğu yerden kaldırdım. Konuşmaya çalıştığımda boğazımın kuruluğu yüzünden öksürmeye başladım. Öhh, ölüyorum. Boğazımdan akan suyla biraz olsun rahatladım. Kyungsoo ağzıma bardağı dayamış, endişeyle bana bakıyordu.

"İyi misin?"

  Kafamı olumlu anlamda sallayıp hafif oturur pozisyona geçtim.

"Korktum Jongin. Aniden yere düştüğünde çok korktum."

  Bana sarılıp ağlamaya başladığında ellerimi beline koyup hafifçe okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştım.

"Şşş.. İyiyim ben bak."

  Boynunu öpüp geri çekildim ve gözlerine baktım. Şuanki konu ben değildim, Baekhyun'du.

"Baek nerede?"

  Kyungsoo burnunu çekip gözlerini sildi. Ayağa kalkıp hastane yatağının yanındaki koltuğa ilerlerken konuşmaya başladı.

"Ameliyathaneden çıkardılar ve yoğum bakıma aldılar. Durumu hakkında bir şey söylemiyorlar Jongin. Ama iyi olmadığını anlamayacak kadar salak değilim."

  Sesi titreyerek bitirdi cümlesini. Minik bedenini kucağıma çekip 'geçti, Baek iyi olacak' demek isterdim. Ama bu olur mu onu bile bilemiyordum. Gördüğüm kabustan çok etkilenmiştim doğal olarak. Doktorun cümlesi.. Kyungsoo'nun çığlığı.. Kapı açıldığında önümde duran sedye.. Baek'in morarmış dudakları ve normalinden daha beyaz olan teni... Her şey olmaması gerektiği kadar gerçekçiydi. Gözlerimi kapatıp korkuyla derin bir nefes aldım. Baekhyun gitmezdi değil mi? Bugüne kadar o kadar çok savaşmıştı ki.. Artık bunu kaldırabilir miydi bilmiyorum. Küçücük olmasına rağmen ruhsal açıdan benden kat kat daha güçlüydü ve bu gücünün son noktasına gelmiş olmasından korkuyordum. Bu yüzden Baekhyun'un gitmesi yasaktı. Ben izin vermeden gidemez öyle değil mi?
 
  Hemşire odaya girip bitmiş olan serumu çıkardı. Ayağa kalkıp baş dönmesinin azalması için bekledim. Görüşüm normalleştiğinde kapıya doğru ilerlemeye başladım.

"Ben Baekhyun'a bakacağım Soo."

"Jongin.. Bekle."

  Küçük adımlarla önüme gelip elindeki iki zarfı bana uzattı.

"Ne bu?"

"Sana kıyafet almak için aceleyle eve gittim. Evden çıkarken su içmek için mutfağa girdim ve masanın üzerinde gördüm. Birisi bize, birisi Chanyeol piçine."

  Ölürken bile Chanyeol'u düşünmesine rağmen beş sene karşılık görememiş olan kardeşimin üzerine yemin ederim ki o Chanyeol'u ilk bulduğum yerde ölesiye döveceğim.

  Zarfın birini açıp okumaya başladım.

Jongin ve Soo;

Açıkçası buraya ne yazacağımı bilmiyorum. Neden gittiğimi bilmeniz için bir şeyler karalayıp sizi aydınlatmak istedim. Şimdi siz marketten döndüğünüzde beni görünce korkacaksınız falan, korkmayın. Sizi izleyebilir miyim o zaman bilmiyorum. Şuan yaptığımın doğru olup olmadığını da bilmiyorum. Ama yoruldum. Daha fazlası yok. Ve annemi özledim işte bilirsiniz ya.. Annemin boşluğumu hissetmemem için benim ailem oldunuz, sürekli çabaladınız ama ben size karşılığı veremedim. Veremiyorum çünkü bunun için de fazlasıyla yorgunum. Size minnettarım. Sizi seviyorum unutmayın olur mu? Tanrıya her gün yalvarmama rağmen hayatımda istediğim hiçbir şey düzelmedi. Mutluluğa ulaşmak için kendim çabaladığımda daha çok battım biliyorsunuz. Şimdi de battığım yerden çıkamıyorum. Daha fazla çabalamaya gerek yok. Kendimi bıraktım. Üzgünüm..
Sizi seviyorum.

CLOUD (ChanBaek texting) Where stories live. Discover now