C°15

640 46 57
                                    

~
Dün eve yerleşmiştik ve bugün Kyungsoo İle Jongin markete gittiler. Ben ise mutfakta oturuyorum. Chanyeol ile olan tek fotoğrafımızı biraz sonra yırtacak olmam canımı yakıyor. Elimdeki kalemi yazdığım kağıdın üstüne bırakıp ayağa kalktım. Telefonumu alıp önceki mesajların hiçbirine bakmadan sildim ve yazmaya başladım.
~

:Cloud
Chanyeol artık annemin yanına gidiyorum.
Belki benden mesaj geldiğini gördüğünde miden bulanıyor falan ama dayan bu son.
Kendim için üzülmüyorum hiç, Jongin ve Kyungsoo'nun üzülmesini istemiyorum.
Seni çok çok çok seviyorum Chanyeol.
Her ne kadar sen bilmesende seni seviyorum.
Eğer birgün birisi sana, bana ne olduğunu anlatırsa ve yanıma gelirsen seni izleyeceğim.
Gözyaşı dökmezsin benim için, belki yanıma gelmezsin bile ama seni o zaman da seveceğim Chanyeol.
Çocukluk hayatım boyunca da şuanda da gelecekte de seni seviyorum Chanyeol.
Mutlu ve iyi bir insan ol sevgilim.
Sevgilim dediğim için de bana kızma lütfen, bunu hep istedim ama korkak olduğum için sadece giderken diyebiliyorum.
Veda etmek isterken hala kelimeler uzuyor.
Seni fazla sıkmak istemiyorum.
Ben bir bulutum sevgilim.
Ve bulutlar giderler.
Senin bulutun gidiyor sevgilim özür dilerim.
Bulutunu unut Chanyeol.

...Cloud kişisi çevrimdışı...

*3 saat sonra*

Ch4npcyeol:
Hey bir dakika buraya gelir misin?
Ne demek bunlar?
Jongin'i arayacağım.
Saçma konuşma.

~
•••Jongin'in bakış açısı;•••

"Hadi Jongin kolum koptuu."

"Tamam tamam. Bak açtım."

  Anahtarı delikten çıkarıp eve girmeye başladım. Poşetlerden kolumuz kopmuştu ve bu Baek hiç yardım etmiyordu.

"Baekhyuuun!"
"Baekhyun poşetleri alsanaa!"
"Kolumuz koptu be gel şunları mutfağa taşı!"

  Kesin uyuyordu yine.

"Boşver Jongin bırak hadi götür şunları."

"Sen birkaç tanesini götür geleceğim Baek'in odasına bakayım."

  Kyungsoo kafasını sallayıp ilerlemeye başlarken ben de üst kata çıktım. Üst kata hiçbir yerde yoktu. Aşağı inip Kyungsoo'ya seslendim.

"Kyungsoo Baek odasında yok orada mı?"
"Kyungsoo"
"Bu evde neden kimseden ses çıkmıyor be dilinizi mi yuttunuz?"

  Gülerek mutfağa girdiğimde dondum. Kyungsoo elleriyle ağzını kapatmış masanın başında duruyordu. Masanın üzerinde iki kağıt, kalem ve Baek ile Chanyeol'un fotoğrafı vardı. Sandalye devrilmiş ve Baek.. Baek yerde.

"Baek?.."

  Yanına koşup kolunun üzerine düşmüş kafasını kaldırdım. Bir saniye yalnız bıraktığımda gitmiş olamazdı değil mi?

  Kan olmuş bileklerini tutup hırkama bastırdım. Gözlerim dolduğu için etrafı görmem zorlaşmaya başladı.

"Kyungsoo koş ambulansı ara!!"

  Kyungsoo taştan bir heykele dönüşmüş gibi hala öyle dikilip durunca çığlık attım. İnanmak istemiyorum. Baekhyun bizi bırakamaz. Bırakmaz değil mi? Onu korumak için bu kadar zahmete girmeme rağmen beni önemsemeyip gitmiş olamaz.

  Hırkamış  çıkarıp iki bileğine de bağlamaya çalıştım. Telefonu çıkarıp ambulansı aradım ve adresi verdim. Yetişmeleri gerekiyordu. Baekhyun gidemezdi. Annesine verdiğim sözü tutmam gerek.

  Ambulans geldiğinde hastaneye ne kadar sürede vardık, ne zaman onu ameliyathaneye aldılar bilmiyorum. Canım acıyor. Kardeşime bir şey olmayacak biliyorum ama annesine verdiğim sözü tutamadığım için canım acıyor. Hiçbir zarar gelmeyeceğine dair söz vermiştim fakat kaçıncı kez yara alıyor saymadım bile.

  Bekleyişimiz çok uzun sürmedi. İçeriden bir doktor çıktı ve yanımıza geldi.

"Yanına girebilir miyiz hastanın? Odaya ne zaman alacaksınız?"

  Gözlerine istekle bakmama rağmen doktor bir şey söylemedi. Sonra Kyungsoonun çığlığını beynimde hissetmemi sağlayacak o sözü söyledi.

"Ölüm saati 18:23..."
"Üzgünüm kurtaramadık çok kan kaybetmiş."

  Sonra Kyungsoo'nun çığlığı yankılandı koca hastanede. Ben hareket edemiyorum. Nasıl oldu aklım almıyor. Beynimi hissetmiyorum. Baekhyun kalk annen bana kızar desem kalkar mı? Veya tokat falan atsam uyanır mı? Canı kıymetlidir onun bileklerini keserken çok fazla acı çekti mi? Bu çok ergence bir intihar yolu değil mi?

  Koşarak ameliyathane kapısını yumruklamaya başladım. Kapı aniden açılınca yere düştüm ve önümde sedye belirdi. Ayağa kalkıp baktım. Kyungsoo titreyerek örtüyü açtı. Yeniden çığlık atmaya başladı.

  Dudakları morarmış, zaten beyaz olan teni hayalet gibi olmuştu. Yanağına dokunmak istedim ama parmağımın ucunda hissettiğim soğukluk beni korkuttu. Elimi çekip saçlarına koydum. Saçları hala yumuşacıktı en azından. Annesi severdi Baek'in saçlarını. Ben de annesi gibi okşadım saçlarını. Biliyorum yerini tutamazdım ama annesi gittikten sonra hep ben olmuştum yanında ölüyken de benim onu sevdiğimi hissederdi. Küçük kardeşim gitti. Peki şimdi Kyungsoo ve ben ne yapacağız?
~

Ch4npcyeol:
Jongin'i arıyorum açmıyor.
Neler oluyor.
Sen neyin peşindesin be?
Yah iğrenç bulut buraya gel!
Ah lanet.
Görürsün sen eninde sonunda bulacağım seni.
Gelseneee.
Ayh defol!

_________________________
Çok çok kötü oldum ben ya bu ne. Bana sövmeyin:( ya da sövün bu bölümde ben hakettim galiba ben de gidip kendime tokat atayım falan
Sizi seviyorum~
Görüşmek üzere~
 

CLOUD (ChanBaek texting) Where stories live. Discover now