Jungkook - Hayal Et 🔰

4.3K 191 25
                                    

Adımlarını seri ve hızlı bir şekilde atarken arkandan gelen sesler tüylerini diken diken etmişti.
Gecenin bir vakti neyine güvenerek çıkmıştın ki dışarıya?
Şu çikolata sevdan seni evinden dışarıya çıkartmıştı.
Arkandaki sesler yaklaşmaya başladığında hızlıca koşmaya başladın ve ikinci sokaktan sola saparak apartmanının önüne geldin. Montunun cebindeki anahtarı bulmaya çalışırken bir çift el seni bileğinden yakalayarak duvarla kendisi arasına sıkıştırdı. Korkuyla çığlık atacağın sırada karşındaki beden boştaki elini senin dudaklarının üzerine koyarak bastırdı. Karşındaki kişinin yüzünü görebilmen neredeyse imkansız gibiydi.
Siyah ağız maskesi,siyah bir bere ve tamamen siyahlar içinde dengesiz bir herifti!
Sol bacağını son bir güçlükle kaldırıp karşındaki bedenin bacak arasına geçirdin ve ellerinden kurtuldun.
Karşındaki beden acı dolu bir çığlık bıraktığında hızlıca anahtarını cebinden çıkarttın ve kilide sokmaya çalıştın.
Korkudan dolayı titreyen ellerin ne yazık ki buna fırsat vermiyordu.
İçinden ufak bir küfür savurduğun sırada kapı açıldı ve hızlıca kendini içeriye attın. Kapıyı kapatmak üzereyken siyah bir bot kapı eşiğine yerleşti. Kapıyı iteklemek için uğraşsan da karşındaki kişi hiç zorlanmadan kapıyı araladı ve içeriye girerek kapıyı kapattı.
Bina içinde atmaya hazır olduğun çığlık,karşındaki bedenin maskesini indirmesiyle susmuştu.

"Jungkook?"

Kafasını salladıktan sonra maskesini tamamen indirerek kaşlarını çattı.

"Güzel bir vuruştu,tebrik ediyorum."

"Sana az bile."

Hızlıca arkanı dönüp merdivenlere yöneldin. Nasıl hiç bir şey olmamış gibi gelip karşına dikilebiliyordu?
2 ay önce seni yüzüstü bırakıp giderken kendinden emin görünüyordu.
Yaşadığın korkunun üzerine bir de Jungkook çıkınca gözlerin doldu. Adımlarını hızlandırarak merdivenlerden çıktığında arkandan geldiğini biliyordun.
Ama hayır.
Senin bir gururun vardı.
Elindeki anahtarla hızlıca kapıyı açıp içeriye geçtin. Ardından kapıyı kapatacağın sırada Jungkook hızlı bir hamleyle kapıyı araladı ve rahatça içeriye geçerek kapıyı kapattı.
Ona -ne yapıyorsun?- bakışlarını gönderirken o başındaki bereyi çıkartıp sana doğru bir adım attı.
Saçlarını boyatmış diye düşündün. Siyah saçları onu kusursuz gösteriyordu.
Hayır. Kendine gel.
Onu hemen affetmeyecektin.

"Özür dilerim."

Tiz bir kahkaha attın. Vücudundaki öfke seni yavaştan ele alırken dolan gözlerini elinin tersiyle sildin.

"Ne? Karşıma geçmiş bir de özür mü diliyorsun? Çık evimden!"

"Beni dinlemelis-"

"Kes sesini Jeon Jungkook! Seni ve senin o aptal yalanlarını dinlemek istemiyorum. Evimden defol!"

Kapı kulpunu tuttuğun sırada elini elinin üzerine koyarak sana engel oldu.
Ondan gelen eşsiz koku ciğerlerini doldururken özlemiş olduğunu fark ettin.
Gözlerini kapattın ve kendini sakinleştirmeyi denedin.
Eğer onunla inatlaşırsan evinden gitmeyeceğini en iyi sen biliyordun.
Yanaklarında hissettiğin zarif parmaklar vücudunu titretmişti.
Nasıl oluyordu da tek bir dokunuşu tüm öfkeni yok edebiliyordu?

"Dinle beni. "

Parmakları yanaklarında dolaşırken gözünden akan inci tanesini zarif bir şekilde sildi.

"Biliyorum,seni yarı yolda bıraktım. Oysa senin yolun olacağıma dair bir söz vermiştim. Bu yoğun programlarımızda sana vakit ayıramadım,seninle ilgilenemedim. Hastanelik olduğunda bile yanına gelemediğim için kendimi çok suçlu hissediyorum. Ve sen beni geceler boyu bekledin.
Ayrılırsak beni beklemek zorunda kalmayacaktın ve düzenin bozulmayacaktı.
Ama yapamadım güzelim. Senden ayrı kaldığım 2 ay boyunca beklemenin ne kadar acı verdiğini öğrendim."

"Jeon Jungkook,lütfen git."

"Gitmeyeceğim. Beni sevdiğini biliyorum."

"Seni sevmiyorum. 2 ay önce bir mesajla ilişkiyi bitirdiğinde,bir nefretle bende seni bitirdim."

Gözlerini açtığında buğulu gözleriyle sana bakan Jungkook'u gördüğünde kalbinin parçalara ayrıldığını hissettin.
Sana biraz daha yaklaşarak yüzünü tamamen kavradığında derin bir nefes bıraktın. Kafasını eğip dudaklarına yöneldiğinde gözlerini sıkıca kapatıp özlediğin dudaklara kavuşmayı bekledin.
Ona seni sevmiyorum derken şuan onu öpmek istiyor oluşun ayrı bir aptallığındı.
Sıcak nefesini yüzünde hissettiğinde kalbin çıkış kapısı arıyordu.

"Kalbinin sesini duyuyorum güzelim. Bana bakışların bile hala aynıyken,beni öpmek için can atıyor olman ise tarif edilemez.
Beni seviyorsun ve bunu asla bir daha inkar etme. "

Jungkook soğuk dudaklarını senin dudaklarının üzerine bastırdığında 2 ay boyunca onsuz nasıl dayandığını sorgulamaya başladın.
Onu tamamıyla özlemiştin.
Bakışlarını,dokunuşlarını ve öpücüklerini.
Şimdi bile  dudakları narince senin dudaklarında hareket ederken özlüyordun.
Ellerini kaldırıp sıkıca Jungkook'un beline sardın.
Gülümsedi.
Onun gülümsemesini dudaklarına gelen baskının azalmasından anlamıştın.
Gülümsedin.
Çünkü bu adamın yanında olması seni mutlu ediyordu.
Kafasını geriye çektiğinde sende gözlerini açtın. Jungkook yüzündeki ellerini çekmeden gözlerine bakarak fısıldadı.

"Seni seviyorum güzelim. Seni vazgeçemeyecek kadar çok seviyorum."

Yanaklarının kızardığını hissettiğinde hızlıca ondan ayrılarak salonun en uzak köşesine geçtin ve gülümsedin.

"Kahve içmek ister misin?"

Jungkook ise yüzündeki gülümsemeyi yok ederek ağır adımlarla üzerine yürümeye başladı.

"Aşağıda bana vurduğun için seni öyle bir öpeceğim ki kendine gelebilmen için sert bir kahve içmen gerekecek."

KPOP REACTİONS ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin