SUGA-Hayal Et🔰

En başından başla
                                    

"Rica ederim siyah adam."

(1 hafta sonra)

" Daha önümüzde 15 kişi var!" Arkadaşının mızmızlanmasına kulak asarak parmak uçlarında yükseldin ve o kalabalığa rağmen hayranı olduğun adamları görmeye çalıştın.
Ama pekte başarılı olduğun düşünülemezdi.
Tek gördüğün sıraya dizilen renkli saçlardan ibaretti.
Arkanı dönüp baktığında ise imza etkinliğinde en az 150 hayran vardı.
Hemen yanındaki kız seni iteklediğinde sağ tarafında duran koca göbekli korumalardan birisine çarptın. Kafanı kaldırıp adamla göz göze geldiğinde ışık hızında gözünü kaçırarak -özür dilerim- mırıltıları çıkarttın.
5 dakikanın sonunda önünüzde 10 kişi kaldığında sonunda onları görebiliyordun.
Gözüne ilk çarpan turuncu saçlarıyla Hoseok olmuştu. Yüzüne yerleştirdiğin gülümseme sanki daha fazla olabilirmiş gibi genişlerken arkadaşın kolundan çekiştirmeye başladı. Hızlıca gözlerini Hoseok'tan çekip arkadaşına çevirdin.

"7 kişi kaldı!!"

Kafanı olumlu bir şekilde salladıktan sonra kafanı tekrar genç oğlanlara çevirdin.
Gözlerin onu bulduğunda,etrafındaki diğer tüm herşeyin durduğunu hissettin.
Siyah saçlarıyla ve siyah deri ceketiyle tüm yakışıklılığı ile karşındaydı. Önünde duran hayranın elini tutup sevimlice gülümsediğinde içinden bir şeylerin koptuğunu hissettin.
Onu gördüğünde mutlu olman gerekirken şimdi onu ilk ve son görüşün olması mutluluğunu yok etmiş yerini kalp kırıklığı almıştı.
Gülümsedin.
Gülümsemekten başka bir şey yapamazdın.
"Bayan,ilerleyin." diye sana edilen ikazla önünde merdivenleri çıkan arkadaşının peşine takıldın.
Merdivenlerin son basamağında,yoğunluk olduğu için beklerlen kalbinin sesinin duyulmaması için dua etmeye başladın.
Ama nafile.
Kalbin yerinden çıkmak istiyormuşcasına inatla çarpıyordu.
Elinde tuttuğun albümü sıkıca kavrarken parmak eklemlerinin beyazlamasını fark etmemiştin bile.
Arkadaşın Jin'den imzasını alıp bir diğer üyeye geçtiğinde ilerleyerek Jin'in önüne geldin.
Pembe saçlarıyla ve hayranından aldığını tahmin ettiğin yakasındaki pembe papyonuyla oldukça sevimli görünüyordu.
Senin geldiğini gördüğünde genişçe gülümsedi ve " Merhaba"  dedi.
Aynı şekilde gülümseyerek albümü masaya koydun.
Arkada çalan Fire şarkından ve gelen çığlıklar yüzünden sesini çok az duyuyordun.
Jin sana doğru eğilip ismini sorduğunda sakince ismini söyleyip imzalamasını bekledin.
Kekelememiş olmana sen bile şaşırmıştın.
Elini uzatıp -çak bir beşlik- yaptığında karşılık vererek hemen yanındaki Jimin'e ilerledin.
Bütün üyeler tüm sevimliliği ile sana gülümserken Namjoon senin saçlarını düzeltmişti.
Namjoon'dan da imzayı aldığında bir yana kayman gerekirken ayaklarını hareket ettirememiştin.
Çünkü Namjoon'un hemen yanında Min Yoongi vardı.
Kafanı kaldırıp yüzüne dahi bakamıyordun ve bu yüzden içinden lanetler okumaya başladın.
Onun yüz hatlarını hücrelerine kadar incelemeli ve hafızana kazımalıydın.
Korumalardan birisi ilerlemen gerektiğini söylediğinde albümü alıp hemen yana kaydın.
Kafanı kaldırdığında Yoongi'nin gömleğinin yakasıyla uğraştığını gördün.
Sonunda kafasını kaldırıp sana baktığında istemsizce gözlerini kaçırdın.
Sana ne oluyordu böyle?
Onun gözlerine bakmalıydın!
"Hoş geldin."
Son bir güçle gözlerini gözlerine sabitleyerek yıllardır hayalini kurduğun adamın kahvenin en güzel tonlarındaki gözlerine baktın.
Dudakları yukarıya kıvrıldı ve sana en güzel gülümsemesini sunarken aniden kaşları çatıldı.
"Seni daha önce bir yerlerde görm- Tabi ya! Sen o kahve dükkanındaki kızsın!"
Sen henüz onun neyden bahsettiğini anlamaya çalışırken elini sana uzattı.
"Beni o gün kurtardığın için yeniden teşekkür ederim."
Parçalar kafanda yerleşirken gözlerin aniden büyüdü ve ağzın şaşkınlıkla açıldı.
O gece kafede karşına oturan siyah adam Min Yoongi'ydi!
Elini hızla ağzına götürerek kapattın. Yoongi ise tiz bir kahkaha atarak sana doğru eğildi.
"O gün beni tanımadığını tahmin etmiştim. Yoksa şuan ki tepkini o zaman veriyor olurdun."

"Ben sen olabileceğini düşünmemiştim."

Ona cevap verdiğinde kahkaha atmayı kesip gülümsedi. Havada kalan elini bir süre kendine gelmen için salladığında hızla elini uzatarak onun elini tuttun. Soğuk havadan dolayı elleri buz gibiydi ve o an için ellerini ellerin arasına alıp nefesinle ısıtmak istedin. Gözlerin onun elini tuttuğunda otomatikman kapandığında Yoongi ellerinizi hafif havaya kaldırarak uzun ve ince parmaklarını parmakların arasına geçirdi.
"Sanırım ellerim ısınıyor." Gülerek konuştuğunda ellerinizin uyumuna bakmak için gözlerini açtın.
Elleriniz tamamen uyumlu görünüyordu.
Sanki senin ellerini tutması için yaratılmış gibiydi.
Gülümsedin.

"İsmin nedir? Sana beni o gece kurtardığın için özel bir imza atacağım. Ve burada bakmayacaksın. Eve gittiğinde bakacaksın tamam mı? Söz vermelisin."

Kafanı sevimlice salladıktan sonra Yoongi parmaklarınızı ayırdı ve eliyle gözlerini kapattı. 

"Bakmadığından emin olmam gerekiyor." Gülerek konuştuğunda gözlerini kapattın ve sol elini kapanan gözlerinin üzerindeki ellerin üzerine koydun.
Ellerinden burnuna dolan eşsiz koku seni yine gülümsetmişti.
Min Yoongi'nin kendine haz eşsiz bir kokusu vardı.
Eller yüzünden çekildiğinde kendi elini indirerek imzalanan albümd uzandın.
Yoongi ise hafiften kaşlarını çattı ve albümü kendisine çekti.
"Söz verdin,evine gittiğinde bakacaksın?"

"Söz veriyorum,eve gittiğimde bakacağım."

O tatmin olmuşcasına gülümseyip albümü sana uzattı. Teşekkür ederek ondan ayrıldığında merdivenlerden inerken son bir kez daha görmek istediğin için arkanı döndün. Dolan gözlerin yüreğindeki kalp kırıklıklarının habercisiydi.
Karşısında ağlamak için dirensen de onun yanından ayrıldığın ilk saniyede göz yaşların kendini özgür bırakmıştı. Yanaklarından süzülen göz yaşlarına rağmen ona gülümseyerek baktın.
O önündeki hayrana gülümserken gözleri seni buldu ve rahatlatıcı bir gülümseme sunduktan sonra dudaklarını oynatarak -ağlama- diye tavsiyede bulundu.
Göz yaşların ne onu ne de seni dinlemişti.
Otele gidene kadar sana eşlik etmişti gözyaşların.
Otele geldiğinde yaptığın ilk şey kendini koltuğa atıp kapatarak yaklaşık yarım saat kadar ağlamak olmuştu.
Onun ellerine dokunmuştun.
Onun ellerine dokunabilecek kadar yakındın.
Onun kokusunu ciğerlerine çekebilecek kadar yakındın.
Yaklaşık 1 saat öncesine kadar ona bu denli yakın iken şimdi sonsuza kadar uzaktın.
Yanında duran albümü eline alarak sırayla atılan imzalara baktın.
O adamlar senin hayatının tamamıydı.
Özellikle Min Yoongi.
O adam bu hayattaki gerçekleştirmek istediğin tek hayalindi.
Onunla tanıştığın için hayalin gerçekleşmiş miydi? Yoksa tanıştığın için hayalin son mu bulmuştu?
Albümün son kapağını çevirdiğinde okuduğun yazıyla albüm ellerinin arasından kayıp gitmişti.

" Sevgili sıcak çikolata kızı ; o gün beni kurtardığın için sana minnetarım. Beni kimseye farkettirmediğin için gerçekten  teşekkür ediyorum. Ve şuan bu adam seninle tanışmak istiyor.
Lütfen bana bu numarayla ulaş.
Sevgilerle ;
                     0344xxxxxxxx
       
MİN YOONGİ "


❗️❕❕
İlk kez yazmış olduğum  hayal et için hatalarımı görmemezliğe vurun lütfen :(

KPOP REACTİONS ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin