Bölümün kısalığına lütfen laf etmeyin. Çok üzgünüm fakat elimden daha fazlası gelmiyor. Kendimi zorlayarak anca bu kadar yazabildim. Çünkü kurguda bazı değişiklikler yaptım ve şu reddede resmen tıkandım. Yazacak konu bulamamakla birlikte başka kurgularım aklımı kurcalamaya başladı. Umarım bu duygu veya düşünce artık aklımdan silinir ve söz verdiğim gibi uzun bölümler yazabilirim. Bazı yerleri beğenmemiş olabilirsiniz. Lütfen belirtin ki kendimi toparlayayım. Bir sonraki bölümlerde görüşmek üzere. Yorumlarınızı ve votelerinizi dört gözle bekliyorum. Kendinize iyi bakın.
Birde bir şeyden bahsedeceğim. Okumak zorunda değilsiniz. Canım kankam Çiğdem'e bölüm ithaf edilmiştir. Çünkü kendisi Stalkerci olarak bu bölümde yazılmaya hak kazandı. Hikaye yazdığımı çoğu kişi bilmiyor ve ifşa istemiyorum çünkü utanıyorum. Biliyorum utanılacak bir şey değil ama kişiliğimde var. Canım kankam da beni başka bir hikayeye yaptığım yorumdan bulmuş. Emeği için çok teşekkürler. Bu nedenle bir alkışınızı alır. Seni seviyorum😙❤😍
Adımlarımızın tok sesinin yankılandığı sokakta sessizce yürüyorduk. Nefes alış verişlerimizin dışında sokağın gürültülerinin harmanlanmış sesi kulaklarımıza doluyordu. Kerem her zamanki gibi koluma girmişti ve bana ayak uyduruyordu. Eve gidecektik ama yaklaşık yarım saattir yoldaydık ve hala varamamıştık. Çünkü ağırca yürüyorduk acelemiz yokmuş gibi.
"Biliyorum bir şeyler değişmeyecek belki ama gerçekten özür dilerim. Tüm yaşananlar,yaşattıklarım için."
Ağzımı araladım ama konuşacak kelimelerim boğazımda takılı kalmış gibiydi. Ne diyeceğimi bilemeyerek yürümeye devam ettim. Ve elini tuttum. . Bazen davranışlar kelimlerden daha çok şey anlam ifade ederdi. Bunu bekliyormuş gibi elimi sıktı o da. Evin silüeti göründüğünde ellerimizi ayırdım ve koluma girmesini sağladım. Arel bahçedeydi ve elleri başının arasındaydı. Abimi böyle düşünceli görmek içimi acıtmıştı.
"Sen içeri gir ben birazdan geleceğim" diye fısıldadım Kerem'in duyabileceği bir tonda. Başıyla onayladı ve ilerledi .
Arel'in yanına oturduğumda bakışları kısa süreliğine bana döndü.
"Gelmişsiniz" dedi yavaşça.
"Neyin var abi?"
Direkt konuya girdiğim için kendime kızdım."Elif artık daha bazı şeyler yüzünden şikayet etmeye başladı. "
"Ne gibi?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Sevgiliyiz ama yılda üç dört defa görüşebiliyoruz ve birbirimizi çok özlüyoruz. İzmir-İstanbul yakın şehirler değil. Ve bundan rahatsızız"
Anlayışla başımı salladım.
"Haklısınız abi. Ama sen eğer İstanbul' a taşınırsan bu sorun çözülür."
Abim sıkıntı ile derin bir nefes aldı.
"Biliyorum ama annemi nasıl bırakırım."
Abimin koluna dokundum ve hafifçe okşadım.
"Teyzemin kendi başının çaresine bakabileceğini biliyorsun abi. Ayrıca burada durmak istemezse de birlikte İstanbul'a taşınırsınız. "
Abim bana gülümsedi.
"Bir çaresini bulacağız artık. "
Gülümsedim.
"Bulacağız"
***
Gözlerimi kapatıp tekrar açtım uykum gelmeye başlamıştı. Önümde duran test kitaplarına iğrenerek baktım. Şu sınav bitsin bir daha yüzünüze bakmayacağım. Tabiiki de yalan. Sınavlar biter ödevler başlar, ödevler biter sözlüler başlar, sözlüler biter sonra tekrar sınavlar başlar. Ve böylece bu döngü sonsuza dek sürer. Başıma saplanan ağrı ile yüzümü buruşturdum. İlaç içmeliydim. Telefonumu masanın üzerinden alıp rahatsız etme modundan çıkardım. Ders çalışırken genelde ya başka bir yere bırakırdım ya da rahatsız etme moduna alırdım. Saat 03.12 olmuştu. 4 saattir aynı masada oturmaktan boynum ve sırtım tutulmuştu resmen. Sandalyeden kalkarak hafifçe gerindim. Odaya göz gezdirdim. İlaç içeceğimi hatırlayıp çantamın fermuarını açtım. Turuncu bir kağıt dikkatimi çekince duraksadım. İki defa katlanmış bir biçimde duruyordu küçük gözde. Kapalı kapıya kısa süreliğine başım döndü. Tekrar kağıda baktım ve katlanmış yerden açtım. Turuncu zemine eğik düzgün yazıyla oturtulmuş kelimelere baktım.'Uykularımı kaçıransın sen, bir gülüşü ile yazı getiren.
Seni seviyorum sevgilim, nefesimsin sen benim...'Gülümsedim.
Birisini sevmiştim.
Bir adamı sevmiştim ben; kapalı gözleri ardındaki küçük çocuğa bakarak.
Bir adamı sevmiştim ben; görmemesinden yararlanıp yüzünü ezberleyerek.
Bir adamı sevmiştim ben; her şeyi hiçe sayarak.
Bir adamı sevmiştim ben; kendimi hırpalayarak.
Bir adamı sevdim ben ve hiç pişman olmayarak...
Yorumlar ve voteleri bekliyorum. Hepinizi çok çok öpüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ GÖRMEDEN SEVDİM
RomanceÖdeyemediği kirası yüzünden kapı dışarı edilen bir kadın. Göremediği gözleri yüzünden saygıdan yoksun bir adam. Birbirleri ile karşılaştıkları ilk andan itibaren aralarında tuhaf bir çekim oluyor. Ne gidebiliyorlar birbirlerinin gönlüne ne de git di...