11. BÖLÜM

987 76 16
                                    

Korku seni yer bitirir ama öldürmez

Haftasonu

Gözlerimi araladım ve güneş  ışığını iyice hapsetmiş olan odama döndüm. Dünün yorgunluğu üzerimdeydi ve başımda çekilmez bir ağrı vardı. Komodinin çekmecesinden bir ağrı kesici alıp yuttum. Ayağa kalktığımda telefonumun alarm sesi kulaklarıma doldu.  Saat daha 09.05 idi. Acaba Kerem uyanmış mıdır?  Merak duygusuyla Kerem'in odasına girdim.  Yatağında yatıyordu.  Hay Allah her gün erkenden kalkan adam bugün niye hala yataktaydı ki?
"Kerem?" dedim uyuyup uymadığını anlamak için. Hafifçe yerinde doğruldu.
"Efendim? " sesi hafif kısık çıkıyordu.  Ve bu beni daha da endişelendirmişti.
"Sen iyi misin?" Başını hafifçe salladı.
"İyiyim ufaklık" ama sesi öyle demiyordu.
Yavaşça yanına yaklaşıp alnına elimi değdirdim. Fakat bir şey anlamayınca alnına dudaklarımı bastırmak zorunda kaldım. Biraz ateşi vardı. Telaşla kalktım.  Ve komodinimden bir ateş düşürücü aldım. Çok çabuk hastalandığım için olsa gerek çekmecelerde hep hap bulundururdum.
"Kerem kahvaltı ettin mi?"
Başını onaylarcasına salladı.  Bende elimdeki hapı ağzına verip su ile yutmasına yardım ettim. Yatak kısmına yaslandı ve alayla gülümsedi.  Bakalım ne diyecek?
"Beni öpmeye bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum (!)"
Sinirle ona baktım.  Tam cevap verecekken çalan zil sesi kulağıma doldu. Merdivenleri hızlıca inerek kapıyı açtım.  Güneş ve Kaan gelmişti. Kaan bana koşarak geldi ve bende onu kucağıma aldım.
"Zenebb"
Güneş bana hafifçe sarıldı ve Kaan'ın eşyalarını uzattı.
"Zeybep gerçekten çok teşekkür ederim. "
Ona içtenlikle gülümsedim.
"Önemli değil. Bu yakışıklıyla bir hafta sonu geçirmek benim için bir zevk olacak. Sen gönül rahatlığı ile gidebilirsin"
Gülümsedi ve oğlunu bir kez daha öpüp evden çıktı. Bizde Kaan ile birlikte yukarı çıkmaya başladık.
"Dayii"
Kaan kucağımdan inip Kerem'in üstüne atladı.  Kerem bunu biliyormuş gibi kıvrak bir hareketle Kaan'ı kucağına aldı ve başından birkaç defa öptü.
"Şeni şok öşledim dayii"
Kerem güldü.
"Bende özledim kereta"

Aralarındaki muhabbete katılmak için lafa girdim.
"Kaan sen kahvaltı ettin mi?"
Başını olumsuzca iki yana salladı.
"Edemedim şünkü geş kalmışız"
Onun bu tatlı konuşmasına gülümseyerek baktım.
"Hadi gel o zaman seninle kahvaltı hazırlayalım."
Başını hevesle salladı ve bana doğru koştu.  Onu kucağıma aldım ve merdivenlerden indik.
"Zeneb dayim iiii mi?"

"Biraz hasta sadece"
Üzgün bir şekilde dudağını sarkıttı.
"Ama iyilesir diiimi Zeneb"

Başımı salladım.
"Iyileşir" yani umarım.

Mutfağa girdiğimizde Kaan'a  önlük giydirdim. Fakat büyük olduğu için katladım. Kendime de bir önlük aldıktan sonra Kaan'a döndüm. 
"Ne yemek istersiniz beyefendi? "

Elini çenesine götürüp düşünürmüş gibi yaptı.
"Paykek"
Onu kucağıma alıp bir kaç defa öptüm.  Ne kadar da tatlıydı böyle.
"Hemen pankekimize başlıyoruz.
Kaan'ı tezgahın üzerine oturttum ve eline bir çırpıcı verdim. Malzemeleri bir kaba koyduktan sonra karıştırması için Kaan'ın yanına koydum.  Kaan büyük bir güçlükle karıştırmaya çalıştı.  Fakat elleri bu iş için çok zayıftı.
"Kaan çok güzel karıştırıyorsun ama bende yardım edebilir miyim?"
"Edebiliysin"

Birlikte karıştırarak pankek hamurunu hazırlamış olduk. Bir tava çıkarıp pankekleri yapmaya başladım.  Kaan da bu sırada bana bitmek bilmeyen sorularını yöneltiyordu.
"Neden inekley uşamas? "
"Kanatları olmadığı için" dedim bıkkınlıkla. Bu soru gibi sorduğu kim bilir kaçıncı soruydu.
"O şaman neden kuşlay uşabiliy?"
"Kanatları olduğu için Kaan"
Ellerini göğsünde birleştirdi. Ve başını başka tarafa çevirdi.
"Hep aynı şevap veriyon şen"
Hayretle ona baktım trip atıyordu.  Al işte aynı dayısı.
Yanına gidip onu birkaç kez öptüm.
"Özür dilerim Kaan. Beni affeder misin?"
Çabuk pes etti ve gülümsedi.
"Şaten ben şaka yapmıştım"
"Şebek seni"
Gülümseyerek pankekleri yapmaya devam ettim. Hepsi bitince de hazırladığım8z pankekleri masaya koydum.  Bir de üstüne sürmek için reçel, bal ve çikolata koydum. 
"Wooaaa şok güşeller"
Onun bu tepkisine gülüp bacağını ısırdım. Kaan'ı tezgahtan indirim ve sandalyeye oturttum.
"Zenebb"
"Efendimm"
"Sen dayımı seviyor musun?"
Gelen soru ile birlikte öksürmeye başladım.
"Helal Zeneb Helal" dedi sırtımı sıvazlayarak. Öksürmem bitince Kaan bana baktı.
"Hadiii şevap vey"
Şimdi sevmiyorum dersem Kerem yanlış anlayabilir. Zaten alıngan birisi.  Trip atar falan. Ama seviyorum dersem işin içinden nasıl çıkarım orası da tartışılır.  Arkadaş olarak deyip geçiştirsem olabilir.
"Seviyorum " dedim kısık bir ses ile. Kaan gülmeye başladı.
"Biliyoydum"
"Allah Allah nereden biliyoydun"
Dedim onun taklidini çıkararak. 
"Bakışlaydan tabiiki"
Tam bir şey söyleyektim ki Kerem içeri girdi.  Hemen ayağa kalkıp onu masaya oturttum.
"Kim kimi seviyormuş?" Dedi merakla.
Kaan ağzını açınca hemen ağzını kapadım ve elimle sus işareti yaptım.  Kaan onaylarcasına başını salladı. Tam kalkmış gidiyordum ki Kaan vurdu gol oldu.
"Zeneb şeni şeviyoymuş dayii"
Gözlerim hızla büyüdü.  Ve Kaan'a delici bakışlarımı gönderdim.  Omuzlarını silkerek Kerem' döndü.  Masaya oturdum.  Ve hiçbir şey olmamış gibi pankeke bal sürmeye başladım.  Fakat Kerem'in bana doğru dönüp fısıldadığı şey ile donakaldim.
"Demek beni seviyorsun ufaklık. "

Hepinize merhaba. Bölüm kısa ama bugün köye gideceğiz bu nedenle bölümü yetiştirmek istedim.  Salı ya da çarşambaya kadar buralarda yokum. Kendinize iyi bakın ve oy vermeyi, yorum yapmayı sakın unutmayın.

SENİ GÖRMEDEN SEVDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin