1. BÖLÜM

2.8K 120 17
                                    

Sıkıntılı bir iç çekerek eve son bir kez göz gezdirdim. Elimde bavulum artık buradan gitmeye hazırdım. Ev sahibi ile yaptığımız son konuşma aklıma gelince yüzümün kızardığını hissettim.

''Efendim Salih amca?''

''Zeynep kızım biliyorum sen okuyorsun ama evi zor geçindiriyoruz. İki aydır kirayı da ödemedin. Ya evden çık kızım ya da parayı getir''

Salih amcanın endişeli sesi kulağıma dolmuştu. Haklıydı adam. Kaç boğaz geçindiriyordu. Eskiden babamın arkadaşı olduğu için beni hep koruyup kollamıştı. Ama artık gitmem gerekiyordu. Hiç kolay olmayacaktı bu evden ayrılmak. Çocukluğumun geçtiği bu ev bana ailemden kalan tek şeydi. Onların hatıraları süslüyordu her yeri.

Anneme kızınca saklandığım merdiven altı, babamla oyun oynadığımız oyun odası, ailecek kahvaltı yaptığımız bahçe, küçük havuzda yüzerken kovalamacalarımız, korktuğumda hemen gittiğim yatak odası... Ve daha bunlar gibi bir sürü yer. Bu evin her bir köşesinde bir sürü anım birikmişti. Şimdi nasıl bırakabilirdim onca şeyi? Mecbur olmasam asla gitmezdim bu evden. Okuduğum için çalışmak zor oluyordu. Yine de okul çıkısında bakıcılık, garsonluk, kuaför gibi birçok işte çalışmıştım. Ama her işin bir sonu oluyordu. En son baktığım bebek 4 yaşına gelince ailesi bırakmamı istemişti. Artık kreşe gitmesi gerekiyormuş. Oysa biraz daha bakabilseydim en azından kiramı öderdim. Kısmet değilmiş.

Şimdi bir elimde bavulum, sırtımda tüm kitaplarımın olduğu bir çanta ve elimde iş ilanı. Varım yoğum bu kadardı işte. Anahtarı kilitten çıkarıp saksının altına koydum. Salih amca öyle yapmamı istemişti neticede. Sanırım yüzüme bakmak istemiyordu. Biliyorum o da zor durumda kalmasaydı yapmazdı böyle bir şey. Olsun canı sağolsun.

Valizimi hafif sürükleyerek dışarı çıkardım. Son bir kez bahçeye göz gezdirip oradan ayrıldım. Bir yandan verilen adresi bulmaya çalışıyor bir yandan da valizi sürüklüyordum. Nihayet şatafatlı bir villa ile karşılaştım. Burası olmalıydı. Yavaşça kapıyı tıklattım. Siyah takım elbiseli iki adam bana döndüğünde boğazımı temizleyerek konuştum.

''Ben bakıcılık işi için gelmiştim''

Adam elindeki kulaklığa hızlıca bir şeyler fısıldadı.Karşı tarafı dinledikten sonra kapıyı açtı. Kapının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. İnatçı buklelerim yerinde durmuyor ikide bir yüzüme geliyordu. Başımı hafif sallayarak yüzümden gitmelerini sağladım. Kapıdan içeri girdiğimde bir teyze karşıladı beni.

''Hoş geldin kızım. Sevim Hanım içeride''

Başımla onaylayarak teyzeye en içten gülümsemelerimi yolladım. Bavulumu ittirerek salon olduğunu düşündüğüm yere geldim . Sarı saçlı bir kadın bana baktı ve oturmam için koltuğu işaret etti. Yavaşça oturdum. Valizimi yanıma koyarak bakışlarımı kadına çevirdim. O da beni süzüyordu. Siyah kotum ve asker yeşili tişörtüm vardı üzerimde. Gayet sade ve günlük. Biliyorum bu eve yakışmadı.

''Adın nedir?''

Gülümseyerek cevap verdim.

''Zeynep ''

''Daha önce hiç işte çalıştın mı?''

Sorduğu soruların sertliği sesinin soğukluğu ile birleşince anlamsız bir şekilde ürkütüyordu. Sırt çantamı açarak biraz buruşmuş olan CV'mi kadına uzattım. Kağıdı hızlı bir şekilde taradıktan sonra hafif ama hala soğuk olan gülümsemesi ile konuştu.

''İşe alındın''

İşte duyduğum en iyi haber. Fakat sonra bir şey hatırlamış gibi yüzü değişik bir ifadeye büründü.

''Fakat bakımını üstleneceğin kişi biraz zordur. Pes etmeni istemem o nedenle yapamayacaksan baştan söyle.''

Ufak bir bebek ne kadar zorluk çıkarabilirdi ki? En fazla yaramaz olurdu. Onun da üstesinden gelebilirdim.

''Benim için sorun değil şuana kadar bir sürü çocuğa baktım.''

''Bakacağın kişi kör. ''

Söylediği cümle kalbimi delip geçmişti. Minik bebeğin gözlerini açtığımda simsiyah bir yerle karşılaşması. Aman Allah'ım bu çok kötü bir şey. Gözlerimin dolduğunu görünce ellerimi tuttu. Destek olmak ister gibi.Sesimin titremesine engel olamadan konuşmaya başladım.

''Önemli değil. Bakabilirim. Bu işe ihtiyacım var. Bir bebeğe bakmak zor olmasa gerek''

Titreyen sesime şimdi de titreyen ellerim katılmıştı. Hıçkırmamak için dudaklarımı sıkı sıkı ısırırken gelen yaşları örtpas etmek için ellerimle sildim. Kadın bana hafifçe gülümsedi. Ve hayatımı değiştirebilecek o cümleyi söyledi.

''Bakacağın kişi bir bebek değil. Benim oğlum Kerem''

Yorumlarınızı eksik etmeyin.

SENİ GÖRMEDEN SEVDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin