24.BÖLÜM

929 78 37
                                    

Gözlerimi iri iri açmış Kerem'e bakıyordum. O ne demişti?

Çünkü sana aşığım.
Çünkü sana aşığım.
Çünkü sana aşığım.

Ağzımı araladım fakat bir şey söyleyecek gücüm yoktu. Bana aşık olması  az önce yaşananları değiştirmiyordu ki. Az önce öyle kırmıştı ki kalbimi nasıl toparlanacağı meçhuldü. Kadın bu affeder ama asla unutmaz.  Ben orada öylece göz yaşlarımın oluklar halinde aşağı indiği günde bir itiraf almıştım. Çok büyük itiraf... Fakat sorun daha büyüktü. En önemlisi itiraf kendisinden önce gelen sözleri  affettirebilecek miydi?

"Ben-"

Tüm cesaretimi toplayıp cümleye başlamıştım ki beni susturan şey kolumdan tutup beni kendisine doğru çekmesiydi. Sıkı sıkı sarıldı bedenime. Şaşırdım, hemde hiç olmadığı kadar. Bir şey demeden öyle durdum.
"Bir şey söylemene gerek yok. Biliyorum beklemiyordun."

"Beklemiyordum Kerem. Beni bu denli yanlış tanıdığını hiç beklemiyordum. "

Duraksadı. Boynumu gıdıklayan nefesi farklı  ritme girmişti.

"Zeynep. Ben - "

Konuşamadı.

"Bir şey demene gerek yok Kerem. Biliyorum beklemiyordun " dedim onu onun cümlesi  ile vurarak.

Sustu. Sarılmıyorduk ama elleri hala belimdeydi. Bakışlarımı yüzüne çıkardım. Düşünceli bir hali vardı.  Geri çekildim. Elleri sallandı boşlukta. Başını kaldırdı.

"Zeynep dur gitme"

Öyle hızlı konuşmuştu ki doğru anladığımdan bile emin değildim.  Durdum ve aynı hizaya  geldim.

Ellerini havaya kaldırdı ve yüzümü avuçladı. Şaşkınlıkla aralandı ağzım. Gözlerimi kırpıştırdım birkaç kez. Ne yapıyordu bu adam böyle ?

Yaklaştı.
Yaklaştı.
Yaklaştı.

Nefesi  yüzümü okşarken konuştu.

"Özür dilerim. "

Çok güzel (!) Her şey iki kelime  ile silinirdi zaten zihinlerden. Kolaydı her şeyi  unutma. Ellerini tuttum ve yüzümden çektim.

"Şimdi değil Kerem. Daha çok yeni"

Başını onaylamazca salladı.

"Zeynep yapma. Buraya kadar ilerlemişken bitirme "

Histerik bir şekilde güldüm.

"Başlamamış bir şeyi bitiremem zaten Kerem"

Arkamı döndüm. Kolumu yakaladı. Cidden bunları nasıl yapabiliyordu? Ne refleks ama (!)


''Ne var?'' diye tısladım dişlerimin arasından. Güldü. Ama gülüşü hiçbir içtenlik barındırmıyordu.

''Bu mu yani şimdi? Trip atarak gideceksin?''

''Ne yapmamı istediniz majesteleri?'' diye bir soru yönelttim.

Elini çenesine doğru getirdi ve düşünürmüş gibi yaptı.

''Mesela damadı öpebilirsin?''

Çattığım kaşlarım daha da çatılırken ağzım aralandı.

''Ha?'' diye bir tepki ortaya koyduğumda gülümsedi. Evet işte bu gerçekti. Gamzeleri ve gülme sesi. Ama konumuz bu değildi. O az önce öpebilirsin mi demişti? Transa geçen beynim yavaş yavaş gerçekleri algılamaya başladığında kızardığımı hissettim. Kolumu kurtarmaya çalıştığımda daha da sıktı. Dişerimi birbirine bastırdım. Acıtıyordu.

''Canımı yakıyorsun'' dedim yavaşça. Kolumu hızla bıraktı.

''Özür dilerim'' dedi sessizce.

''tabi ya. Canımı yak özür dile. Kalbimi kır özür dile. Bende zaten senin istediğini yapabileceğin bir kuklayım. Şuana kadar canımı ne kadar çok yaktığını biliyor musun sen? Ben senin yüzünden ne kadar çok ağladım, ne kadar çok üzüldüm bir fikrin var mı? Ve sen sonra geliyorsun ve 'özür dilerim' diyorsun her şey siliniyor. Öyle mi Kerem? Sana hayal dünyan ile mutluluklar.''

Sinirle sarf ettiğim cümle canımı daha da acıtmıştı. Cidden bu kadar üzülmüş müydüm ben?

''Biliyorum bazen özür dilemek davranışı affettirmez. Ama yapabileceğim bir şey Zeynep. Elimden bu kadarı geliyor. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum diyemiyorum, saçlarını okşayıp kokunu içime çekemiyorum. Ama çabalıyorum. En azından bir şeyler yerine otursun diye çabalıyorum. Çünkü seni gerçekten çok seviyorum.''

Sustum.

Gerçekler yüzüme bir tokat gibi çarptı. Beni üzdüğü gerçeğini şu anlık boşverip hemen ona sarıldım. Bunu bekliyormuş gibi elleri belimdeki yerini aldı. Onu affetmemiştim ama en az benim kadar o da üzülmüştü ve kör olduğu için kendini hep eksik hissetmişti. Ona bunun böyle olmadığını gösterecektim. Eksikliğin bu olmadığını...

Biliyorum çok kısa ama bölüm çok erken geldi. Sizleri bekletmek istemediğim için azar azar yazıp 500 küsür kelimelik bir bölüm yazdım. sadece Zeyker sahnesinden oluşuyor. Geçiş bölümü olarak düşünebilirsiniz. Kesit yapacaktım ama sonra kısa da olsa bir bölüm olsun diyerek yayımlamaya karar verdim. Son bir yazılım kaldı. Ve en çok zorlanacağım yazılı sanırım bu. Benim için dua edin. Şimdi yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın lütfen. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşçakalın.

SENİ GÖRMEDEN SEVDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin