21. Sana Has Bana Güzel

51.9K 3.1K 294
                                    

❤️ keyifle okuyun...

...




Günler hızla akıp gitmişti. Zeynep'i isteme günü git gide yaklaşıyordu. Bir hafta sonrasına gün kararlaştırılmıştı.

Demirkan holdingin yetmişinci yılı kutlamalarının hemen ardından kız istemeye gidilecekti, öyle karar verilmişti. Ardından da hemen düğün yapılacaktı.

İkizler hızla büyürken Aslı'da doğum iznini ziyadesiyle yerine getiriyordu. Evlendireceğine yemin ettiği gençler için başlattığı proje camiada yankı bulmuştu. İstanbul'da ve elinin yettiği şehirlerde başlattığı proje bazı hayır severler tarafından da benimsenmişti. Kendi kendine verdiği söz ülke çapında bir fona dönüşecek gibiydi. Fakat bir grup insan dışında bu işin arkadaşındaki ismi kimse bilmiyordu.

On iki milyonluk sermayesi kısa sürede otuz milyona ulaşmıştı. Başvurular inceleme aşamasından sonra ihtiyaç sahibi ise hayata geçiriliyor ve evlenecek gençler rahat bir nefes alıyordu. Aslı'da zevkle ve mutlulukla gülümsüyordu. İnsanları mutlu etmekten mutluluk duyan bir çok insandan biriydi Aslı.

Vakti zamanında ailesi için hiç bir şey yapamamış olması onu üzüyordu. Belki biraz daha erken öğrenmiş olsa ufak tefekte olsa şeyler değişebilir düşüncesi kendini esir alıyor kısa süre sonra 'nasipten ötesi yokmuş' diyordu kendine. Her şey tıkırında yürürken onun aklının büyük kısmını da işgal eden Nazlı'ydı. Kız ölü gibi dolaşıyordu. Kimsenin ağzından da tek laf alamıyordu. Kocası 'Gönül yarası' diyor başka bir şey demiyordu. Kendide sinirlenip 'Boş yere mi yara aldı? Bana anlat artık' desede Yiğit'in anlatmak gibi bir düşüncesi yoktu. Asıl sebebin kendi olduğunu bilen Yiğit aslında karısından çekiniyordu. En nihayetinde mutluluğu yakalamış evliliklerinde bir sorun daha çıkmasını istemiyordu adam. Ama kardeşi de İstanbul'a geldiğinden bu güne, gün be gün eriyordu. İki arada bir derede kalmıştı artık. Kardeşinin de mutlu olmasını istiyordu.

"Öğlen yemeğe çıkalım mı?" dedi yatağın üzerinde kızını emziren Aslı'ya. Zeynep doyunca sıra Mehmet Rasim'e gelecekti. O da yatağın üzerinde ellerini yemekle meşguldü.

"Olur canım, gelirim ben öğlen gibi." dedi kızının kabak kafasını okşarken. Oğluna da gülücükler atıyordu Aslı. Yiğit için bu sahne her şeye değerdi. Ceketini giyip Rasim'in yanına oturdu. "Tıpkı Rasim babam, adını takarken ona benzeyeceği hiç aklıma gelmemişti. Bir hafta kadar önce Rasim Demirkan'ın mezarı açılmış DNA örneği alınmıştı. Hem Aslı'dan hemde Asya'dan alınan DNA örnekleriyle test için laboratuvara gönderilmişti. Çıkan sonuç sadece Yiğit'in içini rahatlatacaktı. Asya'nın mirastan payını almasını çok istiyordu Yiğit. Aslı kocasıyla gurur duyuyordu.

"Yani bana benziyor." dedi Aslı. "Bir zamanlar dedeme benzediğimi düşünürdüm."

Yiğit karısına sokulup yanağından öptü. "Gözlerin aynı baban, bazen o bakıyor gibi hissediyorum. Zekanın sözünü bile etmiyorum Aslı'm."

Eliyle saçını savurdu genç kadın. "Merci kocacığım, çok teşekkür ederim. Sen de onun talebesisin hani sende az değilsin. İyi bulmuşuz birbirimizi. İhtiyar bizi fena oyuna getirmiş."

"Çok iyi etmiş yoksa seni nasıl karım, çocuklarımın annesi yapacaktım ki? Burnun havada kibrinden yanına yaklaşılmıyordu." dedi sırıtarak.

"Hadi oradan Yiğit. Bana yaklaşmayı beceremeyen sensin. Hem sen bana bir kez göz kırpmış olsaydın o yolu ben açardım, ama nerede... Beyim halinden memnundu."

Yiğit'in kaşları çatıldı. Başını hafifçe geriye çekti. "Nasıl, sen benden hoşlanıyor muydun?"

Ağzı kapalı olan Aslı dilini ısırdı. Boş bulunmak böyle bir şeydi sanki. O Yiğit'e daha önceden sevdalı olduğundan hiç bahsetmemişti ki. "Yani hayatım seninki de laf. Bugün sevmişim o gün de severdim her halde." deyip toparladı sözlerini. Yiğit'in kendine hak veren bakışlarıyla rahatladı. "Haklısın, yine ve yine." Uzanıp yanağına tekrar öpücük bırakan adamı kendisi de öperek çıkışını izledi. Zeynep uykuya dalmıştı. Onu yatağa yatırıp Rasim'i emzirmeye başladı. Ne giyeceğini düşünerek Rasim'i de uyutmuştu.

Yaparım Bilirsin -Tamamlandı- GSA serisi 1. Kitap Where stories live. Discover now