21.BÖLÜM - UZAK

Start from the beginning
                                    

Sayın kalbim !

Her şeyin sorumlusu bu satırları yazandır. Çünkü bütün yıkımlarına çare bulamayıp yüreğine sığınmıştır.

Sayın kalbim !

Kapat duruşmayı ! Vakit hazan vaktidir . Bir kere daha yenilgiyi kabul ediştir...

Karaca'nın günlüğünden...


İçime bıraktığı yangını kanımla söndürmek için deli gibi kıvrandığım anın içinde yok olmayı istedim. Yüreğime oturan sancıyı yüreğimle birlikte söküp atmayı istedim. O beni burada daha kabullenemediğim duygularımı ona itiraf etmenin eşiğindeyken bırakıp gitmişti. Bir kez olsun gözlerime bakmadan gitmişti...


"Karaca Hanım eve geçmek ister misiniz? "Gözlerimi yanıma gelen Emre'yi gördüğünde yönünü değiştiren Peder'den çekip Emre'ye döndüm.


"Biraz hava alacağım "ifadesiz tutmaya çalıştığım sesim hafiften titrediğinde boğazımı temizledim. Emre'ye bakmadan terastan çıktığım sırada Emre nazik bir şekilde kolumdan tutup ona dönmemi sağladı.


"Eve gitmeniz daha iyi olacaktır "ona döndüğüm an kolumu bıraktı "Kamer Bey sizi merak etme- "Nezaketen de olsa sorduğu soru yüzünden kendimi bir aptal gibi hissederken elimi kaldırıp Emre'nin sözünü kestim.


"Patronunuzun merakı zerre umurumda değil "sert bir şekilde konuştuğumda Emre'yi karşımda bırakıp mekandan çıkarken iki arabanın çoktan mekanın önünde bekliyor olduğunu gördüm. Gözlerimi kapının önünde çalışır vaziyette bekleyen iki siyah arabadan çekip etrafta gezdirdiğimde içeride lavaboya yakın bir yerde Peder'in beni izlediğini gördüm. Peder benim burada olduğumu nereden biliyordu? Üstelik neden her şeyi tehlikeye atıp buraya kadar gelmişti? Her şeyi riske atacağı kadar önemli bir gelişme mi olmuştu?


"Üzgünüm Karaca Hanım "dedi Emre mahcup bir ifadeyle hemen önümde çalışır vaziyette duran arabanın yolcu koltuğunun kapısı açarak.


"Bana her koşulda emrivaki yapacaksanız "bakışlarımı arabanın kapısından ona çevirdim "formalitelerle vakit kaybetme Emre. İnsanı sinirlendirmekten başka bir halta yaramıyor "dedim sert bir şekilde konuşup arabaya binerken. 


Suçun Emre de olmadığının farkındaydım lakin karşısındakinin de bir insan olduğunu anlamasını istiyordum. Zorluk çıkarmadan arabaya bindiğime sevinecek kıvama geldiğinde kararımı değiştirmemden korkarak hızla direksiyonun başına geçmiş kısa bir süre sonra eve gelmiştik. Evin içine girmek yerine Mustafa Bey'in çalışma odasına girdim ve kapıyı kilitleyip üçlü deri koltuğa uzandım. Bu gece kalbimin bir parçası ölmüştü. 


Ölüm...Sadece dört harften oluşan bir kelime kalbimin aldığı hasarı tarif edebilecek kadar derin miydi? Tüm bedenimle ve tüm ruhumla arzuladığım o inanılmaz kaçış yolu işkencesiyle kalbimin üzerinden geçmiş geçerken neredeyse geriye hiçbir şey bırakmamıştı. Hayal kırıklığının hala tazeliğini koruduğu gözlerimin önüne bir kuyu kadar derin, kalbim kadar karanlık gözleri geldiğinde bakışlarının barındırdığı ancak şimdi farkına varabildiğim duyguları içimi soğukluğuyla kaplamıştı. Yakın bir zamanda gülmüştü. Nefesimi kesecek kadar güzel gülmüştü. Gülüşünün ardından gelen ölümü bile çok geç hissettirmişti. 

YORGUNWhere stories live. Discover now