Part 20

2.6K 99 14
                                    

''Kime bakmıştın?''

''Armin diye biri.'' Direkt içeri dalıp etrafa bakınmaya başladı. Neden Armin'i sorduğunu merak etmiştim açıkçası. Koltukta dizlerime sarılıp neden sorabileceğini düşünürken kapının önünde birinin dikildiğini farkettim. Şaşkın gözlerile bana bakıyordu. Onu biryerden tanıyordum. Nereden tanıdığımı bilmiyordum ama tanıyordum. Okulda mı karşılaşmıştık? Hayır. Aynı okulda olmadığımıza eminim. Ayrıca benden en az 2 yaş büyüktü. Üniversiye gidiyor olmalıydı. Ve çok yakışıklıydı. Bizim okulda böyle nimetler yok. Gözlerimi ondan alamıyordum. Uzun boylu geniş omuzluydu. Bal rengi saçlarıve yeşil gözleriyle vazgeçilmez görünüyordu. Uzun zamandır bakışıyorduk. Demir'in imalı ökşürükleri bölmüştü bakışmamızı. Hemen kendimi toplayıp Demir'e dödüm. Ne olduğunu sorarcasına bakıyordu. Omuz silkip yerimden kalktım. Batuhan birden bana doğru hızla geldi. Ama ondan önce Demir davranmıştı. Önüme geçmişti. Arkası bana dönüktü. Korumacı bir tavrı vardı. Batuhan elimi alnıma doğru uzatmış bir şekilde kalakalmıştı.Demir Batuhan'ın bileğinden tutmuş ve geri itmişti. Her şey bir saniyeden az bir sürede olmuştu.

''Armin'in yanına git.'' Gözlerini Batuuhan'a dikmişti. İtiraz edecek veya soru soracak bir zaman olmadığını anlamıştım. Sesimi çıkarmadan koşarak yukarı çıktım. Kavga çıkacağı belliydi ve buna şahit olmak istemiyordum. Armin'in odasına girdim. Gördüğüm şeyle çığlık atmam bir oldu. Armin elindeki bıçakla her yerini kesiyordu. Vücudu neredeyse tamamen kan içindeydi. Yüzünde pislik bir sırıtma vardı. Saçı önüne düşmüş tek gözüyle bana bakıp sırıtıyordu. Donakalmıştım. Şaşkınlıımdan ve korkudan hareket edemiyordum. Nasıl olurda Armin bu hale düşebilir? Bebekliğimden beri tanıdığım kız şuan nasıl kendini kesebilir? Elindeki bıçağ bana yöneltmişti. Sırıtmaya devam ediyordu. Odaya Batuhan girdi. Armin'in elindeki bnıçağı alıp odanın bir köşesine fırlattı. Sonra Armin'in boğazına yapıştı. Armin kahkahalarla gülüyordu. Demir neredeydi? Çığlığım karşı apartmandaki sağır teyze bile duyabileceği şekildeydi. İyice korkmuştum. Armin nefes alamıyordu fakat hala gülüyordu.

''Sadece beni değil kızı da öldüreceksin.''

''Umrumda değil. Senin ölmen yeterli.'' Dişlerinin arasından konuşuyordu. Bu durumdayken bile onun yakışıklılığına bakıyordum. Geri geri ve yavaşça odadan çıktım. Koşarak aşağı indim. Demir kalorifere kelepçelenmişti. Kurtulmaya çalışıyordu. Ne kadar klasik. Yeşil çam filmi gibi. Kalorifere kelepçelemek mi kaldı? Oldu olacak birde gazozuna ilaç atsaymış. Kilere koşup bir baltayı aldım. Bu baltayı Selinle birlikte Armin'i korkutmak için almıştık. O uyurken bir kostüm giyip elinde baltayla uyandırmıştı. Sahi Selin nerede? Demir'in yanına gidip kelepçeyi kırdım. Hemen yukarı çıktı. Bir süre sonra Armin'in odasından Batuhan'ın uçtuğunu gördüm. Elimle ağzımı çığlık atmamak için kapattım. Demir Armin'in kolundan sıkıca tutup sürükleyerek aşağı indirmeye başladı. Armin kahkahalar atıyordu. Demir'in Armin'i tutuşundan, Armin'in hareketlerinden o an anladım ki o Armin değildi. Özgür'dü. Artık bedenini de ele geçirmişti.

''Melda. Mutfakta pirinç kavanozunun içinde kapsül var.'' Hemen mutfağa doğru gitmeye başladım. Armin'in -yani Özgür'ün kahkahaları durmuş ve küfürler yağdırmaya başlamıştı. 

''Eğer o kapsülü getirirsen seni öldürürüm. Ben öldüremezsem bile benim için çalışanlar öldürür. Hatta acı çektirerek yavaş yavaş  öldürür.'' Gözlerim kocaman açılmıştı. Yerimde kalakalmıştım. Gitmeye cesaret edememiştim. Batuhan Yerden kalkıp mutfağa gitti. Biraz kırılma düşme sesinden snra elinde kapsülle Demir'in yanına gitti. Demir Armin'i Batuhan'a devretti ve kapsülün kapağını açtı. Armin'in ağzından ve gözlerinden sarı simler çıkıyor ve kapsüle doluyordu. Bittikten sonra Armin Batuhan'ın kucağına yığıldı. Açıkçası kıskanmadı değilim. Demir kapsülle birlike çıktı. Koltuğa oturup dizlerime sarılıp ağlamaya başladım. Bunlar benim için çok fazlaydı. Bu kadarını kaldıramazdım. Batuhan Armin'i koltuğa yatırdıktan sonra yanıma gelip sarıldı teselli etmek için. Kokusunu içime çektim. Bu kokuyu tanıyordum. Çok iyi tanıyordum. Onu nereden tanıdığımı hatırlamıştım. Rüyamda görüyordum. Her gece. Rüyalarım hep aynı oluyordu. Ormanda birinden kaçıyordum. Bir süre sonra nefesim kesilip duruyordum. Hem korkudan hem soğuktan titriyordum. Birşey inanılmaz bir hızla sağımdan solumdan önümden arkamdan geçiyordu. Daha sonra karşımda durup bir elini alnıma diğer elini kalbime dayıyordu. Ve bütün korkum geçiyordu. Ona sarılıyordum. Tam öpüşecekkende uyanıyordum. Hızla onu ittim. Koltuğa daha çok sinmiştim. 

''Seni biliyorum. Rüyamda görüyordum seni. Bana birşeyler yapıyordun. Kimsin sen?''

''Demir için Armin neyse sende benim için osun. Her açıdan.'' 

Çok uzun yazamadım kusura bakmayın malum sınav haftası.................

Ana Yemek: KorkuWhere stories live. Discover now