Part 2

6.9K 195 18
                                    

Gözlerime inanamıyordum. Kara tahtada ''Sana ihtiyacım var. Acı çekiyorum'' yazılmış ve yanında rüyamda gördüğüm çocuğun portresi bir tebeşirle çizilebilecek en iyi şekilde çizilmişti. Gerçek olmazdı. Aklım bana oyun oynuyordu bundan emindim. Yinede bir anlamı olmaydı. Önce rüyamda gördüm şimdi ise tahtada resmi çizilmiş rüyamdaki sözler yazılmıştı. Ben bunları düşünürken teneffüs zili çaldı. Herkes çıkmıştı fakat ben sınıfta kalmayı tercih etmiştim. Çantamı yastık niyetine sıranın üzerine koydum. Tam kafamı koyacaktım ki tahtanın sadece öğretmenin yazdığı Future in the Past konusunun örnekleri ile dolu olduğunu gördüm. Sanki o resim hiç çizilmemiş o yazılar hiç yazılamamış. Delirdiğimi düşünerek kafamı yastık olarak hayal ettiğim çantama koydum. Biraz uyku iyi gelir. 
''Benden kaçamazsın.'' ''Sana ihtiyacım var.'' ''Acı çekiyorum'' ''Açım.'' ''Çok açım.'' Ses, mekan herşey çok tanıdıktı. Yine aynı ormandaydım. Onun sesiydi. Gittikçe yaklaşıyordu. Ses arkamdan, sağımdan, solumdan, önümden heryerden karışık bir şekilde geliyordu. Etrafımda deli gibi dönüyordum. Korkudan dizlerim titremeye başladı. Bayılamak üzereydim ama bayılırsam kaçamazdım, bayılmamalıydım. Kalbim göğsümden fırlayacak gibiyidi. Çıkardığı sesi duyabiliyordum. Fakat bunu duyabilen tek ben değilmişim. 
''Korkuyorsun. Kalbin deli gibi atıyor.'' sözünü bitirdiğnde karşımda dikiliyordu. Birden ortaya çıkmıştı. Ya insanüstü bir hızı vardı ya da ışınlanabiliyordu. Elini kalbimin üzerine koydu. 
Gözlerini kapatmış başını geriye atmıştı. Korkunç, ölmüşte gömeni yokmuş gibi olan yüzü değişmişti.  Sanki yıllardır yemek yemeyen birisine bir oda dolusu hamburger verilmiş gibiydi. Sanki yaptığı şeyden haz alıyor gibiydi. Dudakları kıvrıldı ve baş döndürücü bir şekilde gülümsedi. İşi bitmiş gibi elini çekti. Fakat hepsinden daha ilginç olan şey, elini çemesiyle hissettiğim bütün korku yok olmuştu. Kalp atışlarım normale dönmüştü. En ufak bir korkum kalmamıştı. Issız bir ormanda ne olduğunu anlamadığım ve tanımadığım biriyle yapayalnızdım ve korkmuyordum. Gözlererini açtı ve fener gibi parlayan gözlerini bana dikti. Fener gibi parlayan gözlerini bana dikti. Sanki aklımdan geçenleri biliyormuş gibi konuşmaya başladı. 
''Korkmuyorsun çünkü_'' 

''Armin uyan hoca kızacak. Arminnn uyaan.'' Gözlerimi açmamla sıra arkadaşım Duman'ın beni dürttüğünü gördüm. Uyumaktan şişmiş gözlerimi ovuşturdum, bozulan saçlarımı düzeltmek için tokamı çıkardım ve saçımı tekrar toplarken Duman'a kaçıncı derste olduğumuzu sordum.
''4. dersteyiz. 2 ders boş geçti seni kaldırmak istemedim.'' 
''Oha 2 derstir uyuyor muyum?''
''Camış gibi uyudun. Uyandırmasaydım hoca seni çiğ çiğ yiyecekti haberin olsun. Bakışları bir garipti.''
Hoca arkası dönük tahtaya birşeyler yazıyordu. Yeni öğretmenlerden biriydi sanırım. Arkadan gördüğüm kadarıyla çok yakışıklı birine benziyordu. Bütün öğretmenlerimizin arkası böyle olsa tüm karnemin 5 geleceğine garanti verebilirim. Sonunda yazdığı şeyi bitirdi ve önüne döndü. Dönmesiyle küçük bir çığlık atmam bir oldu. 

Biraz uzun oldu sanki ama yazarken kendimi kaptırdım :D ay umarım beğenirsinizzz ^^

 

Ana Yemek: KorkuWhere stories live. Discover now