Part 17

3.1K 128 23
                                    

Beni gaza getiren, filmimi yarıda kesip yeni bölüm yazmamı sağlayan Melda'ya çk tşk. Ha bide tarnodis'i merak edenler için söylüyorum: hikayeye başladığım gün 11 bölüm Doktor Who izlemiştim. Tardis yapacaktım, olmaz dedim. Arasına no ekleyeyim dedim tarnodis çıktı asdfg. Çok saçma ama aklıma birşey gelmedi ne yapayım asdfg.

''Demir. Şimdi ben öldüm dirildim ya vampir olmadım değil mi?''

''Hayır Armin. Yüz defa söylediğim gibi insan olarak öldün insan olarak dirildin.'' İçime yüzbirinci defa su serpilmişti. Vampir olsaydım kafayı yerdim. Beni kan içerken düşünsenize. Böyle dişlerim uzuyo birinin boynunu ısırıyorum falan. Iyy bide terli biriyse iyice midem bulanır öğk. 

''At kafası sen niye ayaktasın? Yatıp uyusana.'' Melda ve panik halleri. Ama bu sefer tek panik Melda değildi.

''Melda haklı. Dinlenmen gerekiyor.''

Hahaha seni düşünüyormuş gibi rol yapmasına bayılıyorum.

''1 haftadır dinleniyorum. İyiyim.'' 

Demir'in tek amacı senden tekrar beslenmek. O aç Armin, çok aç.

''Sen bilirsin.'' Haklıydı. Demir çok açtı. Teni mor beyaz arası bir renk olmuştu. Saçları siyahtan koyu griye dönmeye başlamış gibiydi. Beslenmeyi reddediyordu. Canımın acıyacağını söylüyor ve daha  bu acıyı kaldırmam için zayıf olduğumu söylüyordu. Yalnız kaldığımızda bu konuyu onunla tekrar konuşacaktım. 

Zoru oynayacak. Güvenini tamamen kazanmaya çalışıyor. Böylece onu alacak senden. Güvenin ona yeterince güç verebilecek konuma geldiğinde güveninle beslenecek. Hahaha. O seni sevmiyor. O duygularını yemeyi seviyor. Hahaha.

''Sus artık!'' Canımı çok acıtmayacak şekilde başıma vurmuştum. Kimse duymasın diye fısıltıyla söylemeye çalıştım ama işe yaramamış gibiydi. Melda kırılmış ve sorun soran gözlerle bana bakıyordu.

''Peki. Rahatsız ettiğimi düşünemedim afedersin.'' Ahh. Salak kafam. Üstüne alındı şimdi. Haklı olarak. Ben olsam ben de üstüme alınırdım. Hemen gidip sarıldım.

''Salak sana demedim ben. Bilmiyor musun sanki seni dinlemeyi ne kadar sevdiğimi.'' Çabuk yumuşayan yapısı sağolsun hemen affetti beni. 

''Peki kime dedin Armin?'' Demir'in kendinden emin hoş sesi vücudumda soğuk su etkisi yaratmıştı. Her zamanki gibi. Ama sesi Melda'nınki gibi değildi. Üstüne alınmamıştı. Bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı ve cevap istiyordu. 

Söyle ona. Benim burada olduğumu söyle. Seni öldürmek için bir an bile tereddüt etmeyecek. 

''Kendime. Kendi kendime mırıldanıyordum.''

''Öyle olsun.'' Saçımdan öptükten sonra Momo'yu kucağına alarak salona gitti. Melda'yla birlikte cipslei ayarladık. Film keyfi yapacaktık. En sevdiğim.

''Canım sen cipsleri götür ben içecekleri getireyim.'' Melda 3 koca kaseyi zorlanmadan kucaklayıp salona götürdü. Ben de buzdolabından aldığım 3 birayı kucakladım, sigara-çakmak küllük üçlüsünü de aralarına tıkıştırıp paytak paytak salona gittim. Demir Momo'yla oynuyordu. Hayatımda görüp görebileceğim en güzel manzara olduğu kesin. Melda da CDlere bakıyor film arıyordu. Herkesin önüne biralarını koyduktan sonra koltuğuma kuruldum, küllüğümü kucağıma aldım. Paket bir sigara çıkardım, dudaklarımın arasına koydum. Tam yakacaktım ki Demir ağzımdan alıp ikiye böldü küllüğe koydu. İçim acımıştı resmen. Nimet o nimet.

''Demir!''

''Saçmalıyorsun Armin. Kendine zarar vermekten başka birşey değil.'' Çok sinirlenmişti. Bira şişelerini de toplayıp mutfağa gitti.

Zarar görmüş vücuttaki duyguların tadı da çirkindir tabi. Sigara rahatlatır. Duyguların birbirine girer. Aynı anda baklavayla ciğköfteyi çiğnemek gibi. Seni umursadığı yok.

Onu daha fazla dinlemek istemiyordum. Dizlerimi kendime çekip kulaklarımı avuçlarımla kapattım. Hala devam ediyordu. Duyuyordum.

Yüzlerce kurbanı oldu. Hiçbirine aşık olmadı sana mı olacak? Taktik. Seni sevmiyor sadece bir taktik.

Başımı iki yana deli gibi sallıyordum. Bir kısmım ona inanıyordu. Bende farklı olan ne vara beni sevecekti ki? Bu zamana kadar kim bilir kaç kurbanı olmuştu. Ama bir kısmımda onun beni sevdiğine inanıyordu. Ölmüştüm. Yeni bir kurbanı olacaktı. Ama o beni hayata döndürmeyi tercih etti. Her ne kadar sonuçları kötü olsa da. Ki o bunu bilmiyor, bilmemeli.

Neden burda olduğumu söylemek istemiyorsun? Ona sen de güvenmiyorsun. Beni haklı buluyorsun. Seni sevmiyor. Sen onun için böcekten farksızsın.

Daha fazla dayanamayıp bağırmaya başladım. Gözlerim yaş içindeydi. Titriyordum.

''Kapa çeneni artık! Kapa çeneni! Kapa çeneni!!'' Hem bağırıyor hemde başımı deli gibi sağa sola sallıyordum. Titriyordum ve ağlıyordum. dizlerim karnımda kenetlenmiştim. Bir nevi sinir krizi geçiyordum. Melda'nın Demir'e seslendiğini Demir'inde koşarak geldiğini duydum. Hala bağırıyordum. Artık susmasını istiyordum. Artık canımı acıtıyordu. Demir bileklerimden tutarak ellerimi kulaklarımdan çekti. Birşeyler söylüyordu ama onu duymuyordum. Onu  duyuyordum.

Seni sevmiyor. Seni sevmiyor. Seni sevmiyor.

Demir ellerimi bırakıp yüzümü avuçlarının arasına aldığında artık onun da sesini duyabiliyordum. 

''Armin gözlerini aç bana bak.'' Zorla da olsa gözlerimi açıp ona bakabilmiştim. Soluk mavi gözleri beni yatıştırmaya yetmişti. Melda'nın korku dolu şaşkın gözlerini üzerimde hissediyordum. Ama gözlerimi Demir'den ayırmak istemedim. Demir'in beni hafifçe öpmesiyle da sustu. Herşey sustu. Sadece Demir ve ben vardık. Hiçbir şey görmüyor ve duymuyordum. Bu beni çok rahatlatmıştı. Geri çekildiğinde ses çok hafif bir şekilde fısıltıyla tekrarlayıp duruyordu.

Seni sevmiyor. Sen böceksin. Seni sevmiyor.

''Neler olduğunu anlatır mısın?'' Çok sakin görünüyordu. Ama ne kadar endişelendiğini biliyordum. Gözlerinden okunuyordu. Ona anlatmalı mıydım? Eğer anlatırsam beni öldürmeye çalışır mı? Eğer gerçekten seviyorsa böyle birşeyi aklının ucundan bile geçirmez. Peki ya sevmiyorsa? O zamanda yaşamamın bir anlamı kalmazdı zaten. 

''Tamam anlatacağım.''

Kısa oldu çünkü film çok heyecanlıydı idare edin asdfgh

Ana Yemek: KorkuWhere stories live. Discover now