15.Bölüm

61 8 0
                                    

Merhabalar.

En sonunda İLK PERDE'ye geldik.Asıl PERDELER şimdi başlıyor.

Oylarını ve yorumlarınızı bekliyorum.Keyifli Okumalar.

Keyifli Okumalar

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


.15.

...İlk Perde...

Genç adam dairesinden içeriye girdiğinde içtiği alkolün etkisine girmeye başladığını sendelemesinde,bulanık görmesinden anladı.Yanından ilerleyen kız kardeşine tutunarak yürüyordu.Onu yatağa doğru sürükleyen kız kardeşine gülerek yatağına yatırışını bekliyordu.Ama kız kardeşi yatağın önünde durmuş,suratına bakıyordu.Gülümsemesi biraz daha genişleyerek gözlerine kenetlendi.Bir anda buğulanan gözlerle karşılaştı.Gülümsemesi soldu.Kollarını ağabeyinden çekip elini dolgun dudaklarına götürdü sarışın kadın.Yeşilleri kırmızıya boyanmıştı o dakika.Karanlık odayı aydınlatan ayın yansımasından bedeninde titrediğinin farkına vardı genç adam.Kollarını ona doğru uzattı.Ağabeyinin kollarının arasına giren genç kız hem ağlıyor hem de göğsüne vurmaya başlamıştı genç adamın.
Hıçkırıklarının arasında birkaç cümlesi anlaşılıyordu sadece.
'Sana söyledim onlarla oyun olmaz dediğim bunu neden yapıyorsun.Bırakalım ne yaparsa yapsınlar.Yalvarıyorum gidelim buradan:'dediğinde kulağına doğru eğildi genç adam.'Yapmalıyım kardeşim,yapmalıyız.Onlar bize acımadan ailemize sessiz ölümleri reva gördüler bizde aynı sessizlikte sinsice gireceğiz düşmanlarının yanına.'diye mırıldandı.Koyu yeşil gözleri parlamaya başlamıştı iki ay önce yaşadıkları...Çare bu olmayabilirdi ama yapılanlar düşmanlarına bile reva görmedikleri bir sondu.O son onlar için noktayken genç adam ve genç kız için virgüldü.Her noktanın sonunda büyük harf başlarken,her virgülün sonunda da küçük harf belirirdi.Çehresinde uzamaya başlayan sakallarına dokunan kız kardeşini belinden tutarak yatağa yatırdı ve yanındaki yerini aldı.Aralarında on yaş vardı Çınar ve Irmak'ın.On yaş olması ağabey kardeşten çok arkadaş gibi oluşları gülümsemelerindeki tek etkendi.Otuz dört yaşında daha düne kadar gülümseyerek uyandığı sabahlara küfürler savurarak uyanır olmuştu.Kısa ama iyi ki yaşamışım dediği o günler son yılında kabus gibi çökmüştü üstüne.Müge Akman'ın ailesinden olan bir adam tarafından helikopterle kaçırılıp annesini ve hasta babasının ölümünü kardeşi ile beraber ekranda izlemişlerdi.O gün bugündür kara bulut gibi çökmek istedikleri Akman ailesi şimdi sevdiği kadınını da Karaca ailesinin oğlu ile evlenmesine karar verilmiş,asıl gölgenin sahibi olarak Karaca ailesine yanaşacak,Akman ailesinde onlara bunu reva görenlerden intikamını en acı bir şekilde kaleden fethedecekti.Müge'nin eğer suçu var ise de suçu olduğuna emin dahi olsa da onunda canını yakacaktı.

*****

İki şarap kadehi ve beyaz şaraplarıyla gün ışığını beklediler.Kumdan kaleler yaptılar sessizlikleriyle.Sabahın ilk saatlerinden birbirine bakmakla yetinen genç adam ve genç kadın şu dakikalar restoranın terasında kahvaltılarını yapıyorlardı.Bahçede koşu yapan bir gruba gözü değdi Müge'nin.Bir kaçını bazı toplantılardan hatırlıyordu ama konuşmak varken zihnini zorlamaya ne gerek vardı ki...
'Ali ileri de bahçede koşanlar Karaca ailesinde mi?'dediğinde çayını yudumluyordu.Ali Egemen arkasını dönüp bahçeye baktı.Koşanları görünce masaya geri döndü.
'Gürsoy ailesinden onlar.'
'Gürsoy şu Bursalı oteller zinciri olan aile mi?'
'Evet onlar.Bir dönem ortak işler yaptık.Sonradan aile dostluğuna kadar uzadı Gürsoylarla.Davetiye onlara da gönderdik.Dün kınadan sonra otele giriş yaptılar.'
'Anladım.'Gözüne ilişen esmer kadının kim olduğunu merak etti o saniye.
'Peki şu bayan esmer olan onlardan ayrı ilerliyor o kim?Güneş gözümü alıyor pek çıkartamadım.'
Arkasını geri döndü ve Müge'nin anlattığı bayanın kim olduğunu anlamak için sağa sola çevirdi gözlerini.Savaş Gürsoy'un arkasında olan kişiyi tanıdı hemen.Tekrar masaya döndü.
'Meyra Gürsoy.Önde olan esmer adamın ablası.Gürsoy'un baş avukatı.'
'Hım tanıdık geldi ama çıkartamadım.Ben en son dört yıl önce bir seminerde görmüştüm.Saçları kızıldı.'
'Alanında en iyisi.Öyle kazanmadığı bir tane dahi davası yok.Ama bu sadece Gürsoy ailesine ve Gürsoy'un yakınlarıyla alakası yok.Ona götürdüğün her dosyada yardımcı oluyor.Baya iyi bir kadın.'
'Bir kadının başarısını takdir etmek lazım.'
'Kesinlikle.Neyse kahvaltını etmeye devam et.Akşama kadar bir şeyler yiyeceğimizden şüpheliyim.'
'Sorun olmaz ki gene kaçarız.Sanki bizim düğünümüz değil.'
'Bak bak bizim düğünümüzde tadına varalım değil mi?'
'Öyle tabi ama birazda eğlenmek bizimde hakkımız değil mi?'
'Tabi ki de.Bu yüzden küçük hanım balayına gitmeden önce iki gün çiftlikte arkadaşlarımızla zaman geçireceğiz.Sonrasında ise koca bir biz kalacak.'
'İşte bu yüzden susuyorum hayatım.'
'Tabağında hiçbir şey kalmayacak hadi bakalım .'dediği sırada Müge'nin telefonu çaldı.Müge telefonunu açmasıyla dikkat kesildi.
'Efendim Loya.Evet dün gece aradım.Ha tamam o zaman öğlen otele gelmeyi unutmayın.Kıyafetleri Ela dün sabah göndermişti.Benim gelinlik mi?Bir saate anca gelir.Ufak bir yerini değiştirmek istedi Ela.Yoksa bir hafta önceye kadar bitmişti.Tamam sen,Selen direk arka kapıdan girin.Şimdiden otelin önü haber ordusuyla kuşatıldı.Görüşürüz.'dedi ve telefonunu kapatıp maya koydu.Çayından bir yudum daha alıp Ali Egemen'e baktı.Genç adam,Müge'nin arkasında dikkatini birine vermiş,tırnaklarını masaya vuruyordu.
'Ne oldu az önce gülüyordun Ali?'
'Bu adamın burada ne iş var.Kim davet etti!'
'Kimden bahsediyorsun?'dedi ve başını arkaya çevirdi.Restoranın köşesinde telefon ile görüşen Naif'i görünce kaşlarını kaldırdı ve başını Ali Egemen'e döndürdü.'
'Hadi ama Mardin'in en iyi doktorlarında biri düğünümüze gelmesi ne gibi bir sorun teşkil edebilir Ali?'
'Sorunun en büyüğü ablam ile evlenip boşanması yetmez mi?'
'Hadi ama eski kafalı olma.Evlenip boşandılarsa ne yapalım.Davet etmemek ayıp olur.Geldiyse de hoş geldin dersin olur biter.Ne uzatıyorsun yani?'
'Sen çağırdın değil mi?'
'Evet.Davetiyeyi bizzat Loya götürdü.'
'Bravo sana ve Loya'ya.'diye hayıflandı.Çayının son yudumunu içti,bardağını masaya koydu ve gazetesini eline aldı.
'Hey bugün bana trip atmak yok.İstersen yarın at ama bugün atma.Bak kaçarım düğünden tek başına kalakalırsın.'
'Kalakalırım.Bu gidişle ya seni kaçıracağım ya da kendim kaçacağım zaten.Hadi dokuz gibi makyözle,saç tasarımcın gelecek bekletme istersen!'
'Hey eski Ali'ye dön.Ben bununla şimdiden anlaşamadım.'diye mırıldandı.Karşında yüzünü gazeteyle kapatmış adama bakmayı sürdürdü.Müge'nin telefonu tekrar çaldı.Ekrana baktı genç kadın.Arayan Deniz'di.
'Efendim Denizciğim.'dediğinde gazeteyi aralarından aldı Ali Egemen.
'Evet bir sorun mu var?Hım defilelerde sıkıntılar çıktı.Çok büyükse geleyim.Anladım halledersiniz.Bir saniye yanında kim var?Ona söyle geç kalmasın Müge gebertirim dedi dersin.Tamam görüşürüz.Ne anlamadım...Loya mı?Az önce konuştuk.Sen bana bırak onları işini hallet öğleden sonraya kalayım deme.Tamam tekrar görüşürüz Deniz.'dedi ve telefonunu kapattı.Tek kaşını kaldırıp dik dik bakmaya başlayan adam tatlı yüz ifadesini takındı.Bakışlarını birkaç saniye sonra düzelten Ali Egemen gazetesini masaya koydu ve ileriye doğru eğildi.
'Bu Deniz midir nedir rahatsız edici bir yakınlığınız var dikkat et.'
'Ne demek bu koca adam.Alo şimdiden evliliği kavgayla başlatma sonunda özür dileyen sen olursun.'sandalyesinden kalktı.
'Otur şura!'
'Görüşürüz Alicik.'diye mırıldandı ve telefonunu alıp restoranın terasından içeriye süzüldü.Asansöre yöneldiğinde bekleyen birkaç kişinin arasında oflayan kadını gördü.Onun yanına ilerledi.Yanında durduğunda bir kez daha asansörün düğmesine basan sabırsız kadını gülerek izledi.Suratında bıkkınlık vardı.Geriye çekildiğinde ona döndü.
'Sürekli basmayla gelmiyor ne yazık ki?Keşke her istediğimiz çabuk olsa.'
'Keşkelerle karnımı maalesef ki doyurmuyoruz değil mi?'
'Aynen öyle Bu arada davetlisiniz galiba?'
'Evet.Ali Egemen'in uzun zamandır arkadaşıyım.Ailemle geldim ama ablam sağ olsun otoritesiyle bana keçilerimi getirdi.'
'Ablalar hep böyledir.Benim ablam yok ama elli tane ablaya bedel kuzenlerim ve arkadaşlarım var.'
'Tabi benim de var.Bu arada tanışmadık.Ben Sura Gürsoy.Siz?'
'Müge Akman.Galiba bu düğünün esas gelini.'
'Ah davetli olduğum düğünün gelini tanımamak nasıl bir şeydir.Affedersin şimdiden tebrik ederim.'Asansörden gelen ses ile ikisi de asansöre geçtiler.
'Sorun değil.Çoğu insan beni tanımıyor.Uzun yıllar boyunca Amerika da olunca pek tanınmıyorum burada.İş dünyasında avukat kesimi tanır beni sadece.Sende o kesimden değilsin normal yani.'
'Ben tanımam ama ablamın sizi tanıyacağından şüphem yok.Davetiye geldiğinde seninle Ali Egemen'in evlenecek olmasına oldukça şaşırmıştı.En son seni seminerde görmüş.'
'Evet az önce bende Ali Egemen'e bahçede koşanları güneş gözüme geldiğinde görememiştim sorduğum Gürsoy ailesi dedi.'
'Artık düğün,balayı aradan çıktıktan sonra Muğla'ya yazlığa beklerim.Galiba bizde de ufak çaplı aile içerinde nişan takacağız.'
'Ya kim nişanlanıyor?'
'Abim.'
'Ne mutlu size.Kaçıncı katta odanız.'
'On iki.'
'Hım hazırlandığınız en üst kata bizim odaya gelirsen sevinirim.Azıcık laflarız.'
'Tabi.'dedi ama akşama kadar boğulmadan,kaçmazsa elbette genç kadının yanına gidebilirdi.On ikinci kata geldiğinde duran asansörden çıkan Sura,arkasını dönerek 'Öğleden önce gelmeye çalışacağım.Oda numaranız ne?'
'2050.Görüşürüz.'dediğinde asansörün kapısı kapanıp yukarıya çıkmaya devam etti.Yirminci beşinci kata geldiğinde asansörün önünde bekleyen Burcu ile karşılaştı.Ayağı ile ritim tutuyor,kollarını birbirine dolamış dalgınca yere bakıyordu.Gerginliği her halinden belli oluyordu.
'Ablacığım.'diye mırıldandığında yerinde sıçrayan Burcu'ya gülümsedi.
'Efendim Mügeciğim!'
'Dalmışsın bir sorun var.Canını kim sıktı?'
'Seninle uğraşacak durumda değilim.İyi günler sana.'dedi ve kapanmak üzere olan asansöre girdi.Düğmeye basmadan önce derin nefes alış verişini fark eden Müge,gülümseyerek Naif'in geldiğinin haberini aldığının farkına vardı.Gülümseyerek odasına doğru koridor boyu yürüdü.Odasına girdiğinde onu bekleyen makyözü ve saç tasarımcısını gördü.Makyözü ve saç tasarımcısını balkonda kahvaltılarını yapmaya bırakıp kısa bir duş alarak iç giysilerini üzerine geçirip ince sabahlığını giydi.Kahvaltısı biten makyözü ve saç tasarımcısıyla ufak sohbetleriyle karşılıklı kahvelerini içtikten sonra saçlarının yapımına başlandı.
Saniyeler,dakikaları ise saatler kovaladı.Öğlen saatine geldiklerinde Müge'nin ojeleri sürülmüş,saçları sarılmış,birazdan makyajına başlanacaktı.Kapının çalması ile görevli kadınlardan biri kapıyı açmaya gitti.Kapının açılmasıyla sesini işittiği adama ile aynaya karşısında gülümsedi.
'Bu ne canım kata girmemi kim yasakladı ya.Müge senin işin değil mi?'diye hayıflanarak gelen adamı gülümsemesi iyice genişlemiş bir halde karşıladı.
Kıkırtılarını çoğaltarak ayağa kalktı.'Hadi ama ne güzel işte azda olsa eğlendin değil mi?Kabul et aksiyonu iyi yaşadın değil mi?'
'Ne aksiyon ama.Her katta birinden kaçtım.Yangın merdiveninden kaçtım en sonunda hepsinden.Yalnız sen şimdiden çok güzel duruyorsun onu ne yapacağız?'
'İşte ne yapalım bizim genlerde var.'
'Mütevazi olmamakla birlikte güzelsiniz hanımefendi.'
'Teşekkürler hayatım.'yatağına oturup konsolun üstündeki tabletini aldı.Aynı hızla gelen Ali Egemen yatağa uzandı.Kollarını başının altına alıp Müge'yi izlemeye başladı.Kapı tekrar çaldı.Görevli tekrar kapıyı açmaya gitti.Gülüşleriyle kimin geldiğini duyan Ali Egemen yastığı başına geçirip Müge'ye doğru fısıldadı.'Ben yokum.'dedi.
Odanın içine giren genç kadınların gülüşmeleri aniden yerine fısırdaşmaları aldı odanın atmosferini.
'Şimdi Ali Egemen Karaca ile evleniyorsun ya bence evlenme.O adam manyağın teki be Müge.'diyen İrem kadınların gülüşleriyle destek aldı.
Yastığı yüzünde çekip uzandığı yerden kalktı.Ayakta yüzlerinde gülümsemeyle önde kollarını birbirine dolamış cadı ile karşılaşmıştı.'Hadi ama İrem ya.Tamam evleniyoruz da geldiğin ilk dakikadan bu yana benimle uğraşıyorsun.Azıcık durayım gideceğim zaten.'
'Azıcık bak fazlasında camdan atarım.'
'İrem artık yeter ya.Sen bunun kusuruna bakma Ali Egemen.Aşkı akşam gelecek ya onun derdine düştü?'gülerek elindeki kıyafeti asmak için içerideki giyinme odasının kapısının öndeki iken Ela.
'Anladım ha.Gelir be enişte.'
'Ali Egemen Karaca azıcık dedik on saniyen var.Hemen çık buradan.'
'İrem yapma ya.'
'Sen karışma Müge.Sen Ali Egemen Karaca Müge'nin kız kardeşi yok sanıyorsun ama kapı gibi biz varız.Daha dur sen çiftlikte bittin enişte!'
'Bence sen yorulmadan ben balkondan atlayım.Bunun sadece bir günü yok sonuçta.'dedi ve balkona yöneldi.Kolundan tutan Müge ile olduğu yerde kaldı.
'Ali Egemen iki saniyen var.Aşağıya ya balkondan inersin ya da kapıdan.'
'Vazgeçtim kapı daha insancıl geldi.Müge'm görüşürüz artık.Telefonun bari yanında dursun.Gelemiyorum ama var olduğunu bileyeyim değil mi?Size güzel zaman geçirmeler.Bu arada İremciğim baldız değil de kaynana gibisin maşallah sana.'dedi ve koşar adım odadan dışarıya çıktı.
Arkasından gülen kadınlarla beraber oda güldü.Karşıdan gelen beylerle gülümsemesi daha da genişledi.
'Dur tahmin edeyim İrem seni kovdu?'diye güldü Gökdeniz.
'Evet.'
'Ay kıyamam oğluşuma ben.Bir kadınla baş edemedi.'diye kahkahasının dudaklarından firar etti Ufuk'un.O sırada koridorun sonundaki damat odasına doğru ilerlediler.
'Gerçekten gördüğüm en zor kadın.Ben bazen korkuyorum ondan.Bazen cadı bazen melek.Tabi melekliği kocası yanındayken.Yoksa yakıyor herkesi.'dedi Gökdeniz.
'Hey içerideki kadınlarla en çok ben beraberdim.Birde beni düşünün.Aklım başıma geldiğinde de bunlar vardı,şimdi de var.'lafa girdi Orkut.O sırada odaya girmiş takımlarını giyinme odasına götürüyordu arkalarından gelen kat görevlisi.
'İşte asıl sana acıyorum kayınço.Müge bir yandan,Loya'sı var,Ela'sı,İrem'i var bunun.'dedi Ali Egemen.Diğer koridorun sonuna odaya geçtikleri sırada.
'Ela da sessiz gibi görünüyor ama Eyşan doğmadan önce bir cadıydı bir de bana sorun:'dedi Gökdeniz.Oturduğu koltuğa iyice geriye doğru yasladı.
'Şimdi hayatımın en sakin kadınıyla beraberim.'
'Ne güzel işte sende o var biz de tutunacak bir kadın dahi yok.'dedi Ufuk.

PERDELERWhere stories live. Discover now