11.Bölüm

43 8 0
                                    

Oy ve yorumlarınız bekliyorum.Kocaman öptüm.Keyifli Okumalar...

*****


.11.

...Örümcek Ağı...

Dört Gün Sonra

Zihninde barındırdıklarını küçük bir fanusa biriktirdiği kırmızı oldukça yoğun kan birikintileriyle karşı karşıya kalmıştı genç kadın.Nefesi tıkansa da tıkanan nefesine karşı pençelerini çıkarttı.Ellerini ıslak saçlarına götürdü.Ayna da yansımasına bakan gözleri yeni gelecek felaketin habercisiydi.Esen her rüzgârın milvi gibi kararlı ve sertti.Sertliğini kararlığı ile doğru orantıda ilerlese de bir zaman sonra kararlılığı bir sıfır önde zafer kazandı.Belki de yaşadıkları yaşattıklarından fazla olduğu içindi.Can kırıklarıyla dolu duygu havuzu rüzgârın her esişinde daha derine saplanıyor,daha acı veriyordu.Burcu her zaman ne yaşarsan,ne yaşatırsan aynı oranda kapıyı çalacağından emindi.
Azad eden her gönül perçemini rüzgârı tavaf etti.Kuru dallardan yapma köprüleri her adım atışında basamaklarını kaybediyor,son halat parçasıyla uçurumun dibini boyladı.Etrafa düşen kuru yapraklar uçurumun en derin noktasına kendini bıraktı.Aynadaki yansımasına baktıkça nasıl bir fanusun içinde bu kalıba büründüğünü zihnine eksen ediyordu.Etrafındaki kara çemberleri bertaraf edecekti.Gönlünde her kızan lavda hayat bulacak,o hayatı sil baştan kaleme alacaktı.
*****
'Ne demek çiftlikte on iki kişi olacağız.Sana vur deyince öldürdün Karaca?'dedi.Oradan oraya odanın köşelerinde dolanıyor,elindeki davetli listesine bakmayı sürdürüyordu.
'Aslında daha fazla olacaktı.Sen bu tepkinin daha dozu yükseğini gösterirsin diye azalttım.'diye korumaya aldı kendini.Elindeki telefonunu masaya koyup ayakta bir oyana bir buyana dolanan kadına bakmaya devam etti.
'Ne yapalım artık.Hepsi zaten kendileriyle ilgilenir.Söylemeyi unuttum.Deniz'de bizimle gelecek.'dedi.Yatağının köşesine oturdu.
'Bir o eksikti tam oldu.'diye mırıldandı.
'Efendim bir şey mi dedin?'gülerek öne doğru eğildi.
'Diyorum ki çok iyi oldu onunda gelmesi.'masadaki bibloya odaklandı.Elinde çevirdiği kalemi sertçe koydu.
'Ne o Ali.Bana Deniz'i kıskandığında söyleme.'
'Kıskançlık bana göre değil küçük hanım.'diye mırıldandı.Aslında kıskançlık damarı oldukça yoğun ve kordu.
'Bakıp görelim koca adam.'dedi.Kapının önüne doğru ilerledi.Kapının yanındaki küçük konsolun üstündeki çantasını aldı.Çantanın küçük bölmesindeki telefonunu aldı.Ekran kilidini açtığında mesaj ile karşılaştı.Mesaj kutusuna basıp okumaya başladı.
'Kısa bir Paris'ten sonra dönüş yapıyoruz.'telefonunu kapattı.Ali Egemen'e baktı.
'Selenden haber var mı?'
'Mesaj attım sadece.'
'Cevap verdi mi?'şüphe kokan ses tonuyla.
'Hayır.'net cevap verdi bir an da.
'Hım neden ortadan kaybolduğunun sebebini öğrendin mi?'bakışlarını adamın bakışlarından kaçırmayarak.
'Hayır.Aşağıya inelim.Ablamlar gelecekti.'oturduğu yerden kalktı genç adam.
'Ben pazar buraya gelirler diye düşünmüştüm.Beş gün önce gelmeleri tuhaf...'dudaklarını öne doğru kıvırdı.
'Annemin muayenesi varmış,ondan dolayı.'odasının kapısını açtı.
'Ne için muayene?'
'Genel kontrol.Annemin doktoru burada.Mardin'deki doktorları bir türlü sevemedi.Hadi aşağıya inelim.'
'Eğer doktorlarla ilgili bir sorun olursa Ferah ile konuşabilirim.Yardımcı olur.'tırabzanlardan tutunarak merdivenlerden inmeye başladı.
'Beş yıldır aynı doktora geliyor.'elini beline koyduğu kadını kendine çekti.Merdivenlerden indiklerinde içeriye giren Yakup'u karşılayan Sedef ile karşılaştılar.
'Oo Yakup beyler de gelmişler.'
'Ali Egemen bey.'
Müge,Sedef ve Yakup'un birbirine bakışına dikkat kesildi.Gözlerini arada birbirine dediğindeki çıkan sert kıvılcımlar gözler önüne seriliyordu.
'Nerelerdesin bakalım Yakup Efendi.'
'Bir ara anlatacağım.Önemli bir kaç konu var.'
'Bu ara pek iş konuşacak kıvamda değilim.Ama akşam kahvelerimizi içerken ayrıntıya girmeden hallederiz.'dedi.Yorgunluğu oldukça belli adama bakmayı sürdürdü Müge.
'Hay hay.Ben biraz yorgunum.Birazdan Nazife annemler gelirler.Ona yakalanmadan bir kaç saat dinlensem iyi olur.'dediği sırada zorla gülümsediği belli oluyordu.
'Bu dediklerini anneme rapor edeceğim haberin olsun.'gülerek.Sonrasında Müge ile beraber bahçeye çıktılar.Etrafta oldukça fazla koruma olması Müge'yi oldukça rahatsız etmişti.Tam konuşmaya başlayacaktı ki koşarak gelen korumalardan birine dikkat kesildi.
Oldukça yoğun aceleci tavrı ürperticiydi.Ali Egemen'in de
ilgisini de çekmiş olacak ki o da ona kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.Yanlarına geldiğinde derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
'Efendim Servet Sidar az önce semt girişinden girdi.Bu tarafa doğru geliyor. Ne yapalım?'nefesini düzene sokmak adına başını yukarıya doğru kaldırdı.
'Arabasına eşlik edin.'
'Anlamadım efendim?'şaşkın gözlerle Ali Egemen'e bakıyordu.
'Dediğimin neresini anlamadın.Arabasına eşlik edin.Buraya gelebilir.Daha açık konuşamam herhalde.'diye hayıflandı.
'Peki efendim.Müge hanım,Deniz bey arabanızı şoförüyle gönderdi.Garaja park ettik.'
'Garajdan çıkartın.Yarım saate kalmaz çıkacağım.'
'Peki efendim.'arkasını dönüp geldiği yere doğru aynı tempoda ilerledi.Giden korumanın ardından Müge'ye dönen Ali Egemen şu andan itibaren sorularla dolu ana şahitlik edecekti ikili.
'Nereye gideceksin?'
Oldukça yorgun bakış sergileyen Müge oturduğu yerden belini doğrultarak 'Ela ile buluşacağım.Gelinlik provasında sözleşmiştik.Bir ara bulmuşken buluşalım dedik.'
'Ela kimlerden?Sen,Loya baya aranız iyi gibi duruyor.'
'Ela ile ben aynı okuldan mezunuz.Aslen İzmirli.Annesi Mardinli bir ağanın kızı.Belki tanırsın Reşat Saruhan.Ela burada moda evi açarken bende Washington'da açtım.Defileleri hep paslaşırız.Bir kaç defile projesi var.Onları konuşacağız.'dediği sırada masanın üstündeki sürahideki suyu bardağa yarım bir şekilde doldurdu ve etrafa bakarak bardağı dudaklarına götürdü.
'Ne zaman gelirsin?'soru sormak oldukça rahatsız olsa da sorması oldukça olağandı.
'Belli olmaz.Belki hiç gelmem.Ela'nın evine gideceğiz.Gökdeniz iş gezisine çıktı.Hem Ela yalnız kalmasın hem de işler düğünden sonraya kalmasın dedik.'elindeki su bardağını masaya koydu.
'İyi düşünmüşsünüz.'diye mırıldandı.
'Bu gün iyi değil gibisin?Bir sorun mu var?'dedi.Gözlerinin içine baktı Ali Egemen'in.
Başını gökyüzüne kaldırdı genç adam.Konuşmaya başlamadan hemen önce naif ellerini tuttu genç kadının.'Aslında pek güzel bir güne uyanmadım.'somurtkan yüz ifadesi takındı.
'Ne demek bu küçük adam?'dediği sırada dudakları seyirdi.
'Güzel uyandırılmak isterdim açıkçası.'diye mırıldandı.
'Bak,bak. Ne diyorsun,ne yapmalıyım sana küçük adam?' adamın yüzüne çaktırmadan eğildi.İki haftadan uzun bir süredir uzamış olan sakalları yakışıklı suretine oldukça bütünleşmiş,güzel portre nakşediyordu.
'Yani bilemedim küçük hanım.'geniş bir gülümsemeyle yanaklarındaki gamzeleri ortaya çıkarttı.Gamzelerine baktığı adama cevap verdi.'Bir ara borcumu öderim Ali Egemen bey.'aynı oranda gülümsedi.
'Sabırsızlıkla ödemeyi bekliyor olacağım.'dediği sırada gözlerini kaçırdı Müge.Bunu fark eden Ali Egemen kahkahası kulaklara doldu İleriden gelen araba sesiyle aynı anda sağ tarafa doğru döndüler.Arabanın durmasıyla arka taraftan çıkan Servet'e bakmayı sürdürdüler.Sandalyeden kalkıp bir kaç adım atarak Servet'in onlara doğru gelmesini sağladılar.
'Servet'in buraya geleceğinden haberin var mıydı?'
'Hayır yoktu.Bir sorun olmaz,herhalde.'
Müge'nin kulağına doğru eğildi.'Yok benim için bir sorun teşkil etmiyor.Niye etsin ki.'
'Eminsen benlik bir sıkıntı yok hayatım.'dediği sırada iki adım mesafe ilerideki Servet'e doğru yöneldi.'Hoş geldin Servet.'diye sarıldı.Aynı oranda 'Hoş buldum Müge.'sarıldı Servet.İki adım geride olan Ali Egemen'in elini sıktı.Bir adım gerideki bahçe masa ve sandalye köşesine yöneldiler.
'Hangi rüzgâr attı bakalım Servet bey?'imalı ses tonundan kaçınsa da az da olsa söylemekten kurtulmadı Ali Egemen.
'Habersiz geldim kusura bakmayın.Babamla toplantıya gelince hem düğün hediyelerini getireyim,hem de sizi görmüş konuşmuş olurum diye geleyim dedim.Yarın Dubai'ye gideceğim.Belki düğün günü yetişemeye bilirim.Şimdiden yanınızda olduğumu yanınızda olamasam da hissettirmek istedim.'
'İyi düşünmüşsün.Dubai'ye neden gidiyorsun?'kendi frenlemek istese de sinirlenmişti Müge.
'Uzun zamandır mimari projelerimiz var orada.Bir kaç şantiyede mimari proje hatalar varmış.Hem proje aslını götüreceğim.Hem de proje sahipleriyle genel toplantı yapılacak.Babam bu ara tansiyonunu bir inip çıkıyor onu göndermek olmaz sonuçta.'
'Eğer projede eksikleri halledemezseniz Irmak ile konuşun.Proje hatalarını hasarsız hallediyor.'
'Hangi Irmak?'diye sordu.Aslında aklında iki Irmak vardı.Eğer aklına gelen kişi ise piyangosu olacaktı.
Söyleyip söylememe arasında kalsa da söylemenin zararı dokunsa da bir an önce halledilecek kadar sorun teşkil etmeyeceğini emin oldu o dakika düşünce havuzunda...'Çınar kardeşi.'
'Ya bizim Çınar.Sorun çıkarsa haberleşiriz Irmak ile.Neyse ben bir kaç konu hakkında konuşup geç olmadan havaalanına gitmeliyim.'dediğinde Ali Egemen'e baktı.'Aslında Müge bize izin verir misin?Ali Egemen ile konuşmamız gereken bir kaç konu var.'ilgisiz olmaya,güven veremeye çalışsa da Müge bazı eline geçen belgelerden dolayı güven kelimesini yanından bile geçirmiyordu şu dakika genç adamın.
'Hım anladım.Bende birazdan çıkacaktım.Şimdi çıkarım.'oturduğu sandalyeden kalktı.'Az önce konuştuğumuz gibi Ali.Akşam gelmeyebilirim.'dedi ve içeriye doğru hızla girdi.Mutfak girişinde kapıya yaslanmış Yakup'u rastladı.Kapının ardında Sedef'in olduğuna emindi aslında.Her şeyden uzak birbirinden habersiz kalpleri çarpıyordu.Düşünce havuzunu bir tarafa bıraktı genç kadın.Mutfak kapısına yaslanan adamı es geçerek hızla Sedef'in yanına hızla geçti.
'Sedef.'diye seslendiğinde yerinden sıçrayan kadına ufak bir kahkahası dudaklarından firar etti.
'Hey hey benim.Neler yapıyorsun diye bakayım dedim.'ocağın başına iki koca adım atarak ocağın başına geçti.'Yakup içeri girsene.Kaç dakikadır kapıda dikiliyorsun.'yemeklerle ilgilenirken.Bir taraftan Sedef'e baktı.Gözü seğiren kadına gülümsedi.
'Su almaya gelmiştim Müge hanım.'
'Hım neyse Sedef yemek işin bittiyse benim gelirsin değil mi?'
'Nereye?'diyen Yakup'u es geçerek Sedef'in yüzüne baktı.
'Herhangi bir sorun yok inşallah?'
'Ah hadi ama sorun yok.Arkadaşıma gideceğim.Burada beylerle kalma.Hem seninde kafan dağılır.'
'Olur aslında.Ama bir on beş dakikalık ocaktaki yemeği beklesek sorun olmaz değil mi?'
'Ben de hazırlanacağım.Kendine bir kaç kıyafet al.Akşam gelmeyebiliriz.'
Sedef şüphe ile baksa da başını sallamakla yetindi.Arkasındaki adama göz ucuyla baktı.Gözü seğiren adamdan çekti gözlerini.
'On beş dakika sonra kapıda buluşuruz.'
'Tamam.'dedi Sedef.Farklıydı bu aslında.Uzun zaman sonra aslında pek de uzun değildi yalnız arkadaş edinmek.Müge onunla farklı iletişim kuruyordu.Farklıydı işte.Belki de diğer insanlar gibi yetim kız gözüyle değil,özgür ayakları yere sağlam basan kadın görüyordu.Çoğu insanın kadında görmek istediği duruştu.Müge'nin insanları yaklaşımı dış görünüşüne tezat oldukça sıcak,oldukça kibardı.Aşiret kadınlarından duyduğu bazı geçmiş yaşantıları aslında karşısındaki kadını nasıl bu hale geldiğinin görseliydi.Ama bir yerlerden gelen dürtüsü ona güvenebileceğini fısıldıyordu.Elindeki tahta kaşığı tezgah da bulunan ıslak kaşıklığa koydu.Buzdolabına ilerlediğinde hala kapının pervasında duran ve dalgın gözlerle izleyen adamla karşılaştı.Yakışlı çehresi seğirdiğinde olduğu yerden buzdolabına ilerledi.Kapağını açtığı buzdolabına eğildi ve iki biber aldı,tekrar kapattı.Tezgaha bıraktığı biberleri yıkadı evyede.İki adım ilerideki fırından gelen sesle kapağını açtı hemen.Fırın eldiveni giydikten hemen sonra yıkadığı biberleri tepsiye boşta kalan yerlere koydu.Fırında biftek yapsa da her zaman Ali Egemen'in isteği üzerine bol sebze koyuyordu.Oldukça lezzetli olan biftek beylerin ağzını sulandırıyor daha fazla yemelerini sağlıyordu.Bir tepsiyi pişirmek üzere diğer fırında bekletirken şimdi pişmek üzere yemeğe bakıyordu.Yanına yaptığı tane tane şehriyeli pilav,mevsim salatası,yoğurt çorbası ve son olarak da Yakup'un çok sevdiği profiterol yaptı tabi ki.Fırın kapağını aralık bırakarak fırını kapattı,fırın eldivenini çıkardı.Elini yıkamak için mutfağın hemen karşısındaki kapısı aralık banyoya girdi.Kapıyı kapatma gereksinimi bile duymazken ellerini kuruladığı sırada aynadaki suretinin arkasında başka bir suretti daha gördü gözleri.Kapının kapanma sesi kulaklarını kemirirken havluyu avuç içinde sıkmaktan geri kalmadı.Bakışlarına maruz kaldığı adama birkaç adım yaklaştı.Elindeki havluyu göğsüne itecekken bir anda elinden kayıp gitti.Banyo kapısının kilit sesini duydu kulakları.Panikle dudaklarını araladı.İlk defa bu kadar yakın duruyordu Yakup'a.Utangaçlığı yanaklarını kırmızıyı davet etti saniyesinde.Dudaklarını birbirine bastırdı.Omzuna değen elle gözleri buluştu Yakup ile.Genç kadın,Yakup'un bu hamlesinde geri çekildi.Yakup'un etrafından dolanıp banyodan çıkmayı planladı.Çaresi yoktu biraz yakınına girecek sonra bir daha asla yaklaşmayacaktı.Uyuşmaya başlayan beyni az sonra yapacağı hamlede uçup gidecekti.Ama yeni bir duyguyu davet edecekti gönlüne.Yakup'un kollarından tutarak kendine çekti tek hamlede.İri cüssesine nazarınca oldukça çabuk çekebilmişti.Başını geriye doğru atan adamın dudaklarına yaklaştı ilk önce.İri elleri belini bulduğunda olduğu yerde titremeye başladı.Derin bir nefes dışarıya verdi.Yakup kollarında olduğu kadının dudaklarına yaklaştıkça kalbi ağzına doğru yükseliyordu.Saniyeler birbirini kovalarken kapıya doğru döndürdü adamı Sedef.Dudaklarını araladı önce.Ellerini adamın suratına koydu.Avuç içlerinde hissettiği yumuşak ten belinden aşağıya inen bir ürpertiye bıraktı.Kapı ardından gelen ayak sesleri kendine az da olsa getirse de Yakup'un dudaklarına bir mil mesafeye kadar uzandı.Parmak uçlarında yükseldikçe kalbi göğe yükseliyordu.Mil mesafesini ortadan kaldırmak isteyen Yakup,genç kadını belinden çekerek dudaklarını buluşturdu.Elleri yüzünde olan genç kadın birkaç saniye kadar dudakları hareket etmezken sonrasında gelen güven kızıl kasırga dudaklarını birbirine karışmasına neden oldu.Biraz sarhoş olan bedenleri kapı ardından gelen 'Sedef.'nidasıyla birbirinden ayrıldı.Aklından geçenleri koca bir balona koyup göğe göndermişti.Aklından kendine bir araba dolusu laf ederken kapı kilidini açtı genç kadın..Kapıyı açacakken dudaklarına değen dudakların iziyle banyodan çıktı.Ardından kapanan kapı ile derin bir nefes aldı o nadide ciğerlerine.
'Sedef.'diyen Müge'nin yanına doğru hızla ilerledi.Kapı girişinde bekleyen kadına seslendi.Onu görmüyordu o an Müge.Dışarı da Ali Egemen ile Servet'in konuşmalarına odaklanmıştı.Odasına hızla girdi.Büyük gardolabının yanındaki çekmeceden el çantasını aldı.Açık olan dolaptan birkaç kıyafet alıp üstündeki önlükten kurtularak odasından çıktı.Müge'nin yanına geldiğinde derin bir nefes daha aldı az önceki gibiydi nefesinin düzeni.
'Hadi gidelim.'dedi Müge.Elindeki çantayı omzuna attı önce.Kapıyı açtı.
'Peki.'mırıldandı Sedef.Az önce olandan sonra kapıyı kapatırken rast geldiği Yakup'u gördü.Dudaklarını bastırdı kapıyı kapattı.Bir kaç adım ileri de olan Müge'nin yanına koşar adım ilerledi.
'O yüzünün ifadesi ne bakalım küçük hanım?'
'Hiçbir şey.'
'Emin misin Sedef!'
'Evet..'Arabaya binerken gözlerini kaçırdı.Dudakları farklı bakışları farklı dillenmişti.
'Hadi bakalım öyle olsun.Hem Ela'ya gittiğimizde illaki seninle konuşacağız.'Emniyet kemerlerini taktığı sırada göz ucuyla Sedef'e baktı.Ellerini bacaklarına koymuş oldukça gergindi.Aslında gergin olması normaldi.
'Ne konuşacağız ki?'dedi aniden.
'Sedef bir an gerçekten defa salağa bağladığı düşüneceğim.Banyo diyorum keyif aldın mı?'
Müge'nin dudaklarından dökülen cümle ile deyim yerindeyse yerin dibini boylamak için Allah'a yalvarıyordu.utanarak başını öne eğdi.o sırada yola koyulmuşlardı.'Anlamadım ne banyosu?'dedi.Tabi daha fazla kızardı.
'Ah hadi ama Sedef.Sanki hiç anlaşılmıyor.Bu arada gerçekten imkansız falan değilsiniz.İlk anda gördüğümde anladım bakışlarınızı.'
'Ay hayır ben nasıl aptalım.'diye feryat etti.Ellerini kızaran yüzüne koydu.
'Hey herkesin başına gelen doğal bir olay aşk.Hem karşılıklı.'
'Öyle mi dersin?'
'Evet.Hadi şimdi aklındakileri bir tarafa at.Bugün bizim günümüz.'
'Bizim günümüz.'diye çocuklar gibi sevindi.Ellerini havaya kaldırarak kahkahalara buladı aracı.Müge camları açtı yüzlerine değen esintiyle radyoda çalan şarkılara eşlik etmeye başladılar.İşte birer birer kazanıyordu insanları Müge.Uzun bir intikam yolunda belki de en iyi zamanlarındaydı.İşte şuan gerçek Müge'ydi.Maskelerin ardında saklanan genç kadın değildi.Gülüşleri intikam değil gül kokuluydu.
*****
'Yani şimdi sen bana ne demek istedin?Ben anlayamadım.'diye sinirden dudaklarını kemirmeye başladı Müge.Ellerini açıkta kalan kısa saçlarını geriye doğru iteledi.Derin nefes alarak kuzenine bakmayı sürdürdü.
'Dediğimin neresi anlamadın Müge.İşte Ali Egemen'i saf dışı bırakacaksak bir an önce yapmalıyız.En önce o.'
'En önce Burcu.'diye başını dikleştirdi genç kadın.Koltuğun yanındaki ufak sehpadan sütlü kahve fincanını aldı.Zarifçe fincanı dudaklarına götürdü.
Loya,elindeki dosyaları dizine koyup arkasına yasladı.Elleri olabildiğince terliyor,gerginliğini en hat safhada yaşatıyordu.Elinden gelse hepsinin gırtlağına çöküp öldürebilirdi.Ama çektiği acıları düşününce aklındaki sahneler çoğalıyor,koca dağlarla yarışır edaya sahip oluyordu.Ayı gökyüzüyle çarpıştırıyor,güneşin gelişini bekliyordu.Parlayan güneş yüzüne vurduğunda ellerini göğe uzatıp artık burada olmaması için yaradandan yardım istiyordu.
'En önce o bu şu.Yeter Müge.Eğer intikam için kolları sıvadıysan kimseyi gözün görmeyecek.O eskiden nasıl tuttuğunu koparan Müge'ye dönüş.'
'Ben hala o Müge'yim.Senin için bu yola çıksam da artık senden yardım almayacağım.Ne olursa olsun yaptıklarımdan sadece Deniz bilecek.Sen saf dışısın.'
'Yok öyle Müge.Benim yüzümden her şeyi yapacaksın.Ama ben bilmeyeceğim.'
'Sen artık bu durumun dışındasın.Sende istediklerimi hallettin.Bitene kadar Emir'in yanında durmaya devam et.O son darbeyi indirdiğinde ben değil sen izlemiş olacaksın.'
'Emir'in yanında olurum.Bunu kabul ediyorum.Ama bana öğrendiğin,bildiğin her şeyi detaya inmeden anlatacaksın.Detaya girince geriliyorum.'
'Tamamdır kuzen.O zaman sana birkaç hafta idare edebileceğin bir bilgi vereyim.O çok destek uzmanı Mustafa İlhanlı o da Burcu'nun tarafında.Bir anlaşmaları varmış geçmişten gelen.Bunun tek bir detayı var o da sen Sinan ile tanıştıktan sonra Mustafa delirmiş.Ve Burcu'ya gitmiş.Devamını zaten biliyorsundur.Detaya girmiyorum.'
Şaşkınlığını gizleyemedi Loya.Mustafa'nın ona aşık olup bu yüzden Sinan'ın ve Eymen'in ölümüne yol açmıştı.Beyni uyuşmaya başladı.
'Demek istediğim tam da buydu Loya.Her öğrenilen de bu hale gelmendeyse birkaçını öğren yeter.Ve rica ediyorum Mustafa'yı olabildiğince yanında tutmaya gayret et.Onunla da elbet işimiz var.Şimdi hadi aşağıya.Ya da dur sen biraz toparlan.Eyşan'ı biliyorsun hissediyor.'
'Tamam tamam.Hadi aşağıya in sen ben biraz uzansam iyi olur.Bu arada söylemeyi atlamayalım.Selen iki gün sonra gelecek.'
'Biliyorum.Şimdi Paris geri geçtiler.Selen'in sağlık durumu pek iyi değildi.Bulantıları falan oluyormuş.Şimdi gelecek.'
'Güzel.Onu bu durumlardan uzaklaştırmak en iyisi.'
'Bir bebeğin ölümden sonra başka bir bebek daha asla olmayacak.Sonra görüşürüz.'dedi ve oturduğu yerden kalktı.Odadan çıktı.Tırabzanlardan tutunarak aşağıya bebek sesleri gelen salona doğru ilerledi.Sedef,Ela penguen şapkaları takmış Eyşan'ı kahkahalar atmasına vesile oluyordu.Ailenin neşe kaynağıydı tüm bebekler.Doğduklarında ağlayarak acıktıklarını söylemeye çalışmaları,mutlu olduklarında kahkahalarıyla eve neşe kaynağın oluyordu o minikler...Gürültünün merkezine doğru koşar adım ilerledi ve kucağına aldı Eyşan'ı.
'Teyzem.'diye sıkı sıkı sardı.Küçük avuçlarını yüzüne koyan ve kahkaha atan Eyşan'ı içine sokası geldi.
'Yani Müge biraz daha sıksaydın kızımı.'dediğinde Eyşan'ı sıkıca sarmaya devam etti Müge.
'Bu da böyle Sedef.Kızı oldu olası bu böyle.Hatun daha ne olsun işte gül gibi teyzesi var kızımızın.Hem niye kıskanıyorsun.Elimizde büyümedi ama gönlümüzde büyüdü bu afacan.'koltuğa serildi Eyşan ile.
'Şimdi sana kızamıyorum.Bari böyle diyebilirim.Haksızlık ama bu.Sedef dikkatini çekerim kendisi gül gibi teyzeymiş.Bak bunu İrem duymasın.Tam Eyşan'cı.'diye söylendi.İçeriden gelen tanıdık kadın sesiyle gözlerini devirdi.
'Biri benden mi bahsetti.'dedi hızla girdiği salona yankılan sesiyle.
'Vay vay İrem hanımlarda erken gelirmiş.Bak yarım saat erken geldin.Rekor en son kaç on dakikamıydı?'
'Merhaba ablaların en pofuduğu.'dedi ve sarıldı Ela'ya.İki kız kardeş sarıldığında Eyşan'ın çıkardığı sesler ayrılmalarına vesile oldu.Tek kaşını kaldırarak Müge'ye bakan İrem oldukça eğlenileceklerinin işaretlerini veriyordu.
'Ee Müge hanımlarda buradaymış.Ver Eşyan'ı bana.'
Gözlerini devirerek gülmeye başladı Müge.'Bu kız asla değişmeyecek.Bu hep böyleydi.Bak Eyşan bir eşya değil İrem.Hayatım bak bu senin yeğenin.Ona göre hareket et.Ah.'dediğinde Eyşan iki küçük dişiyle ısırmaya başlamıştı yüzünü.
'Bak gördün mü,o da beni istiyorum.Canım,hayatım,balım benim.Ver artık Eyşan'ı ya.'
'İrem daha dün seninle oynadı ya.Of bıktım bu kızdan.Git Onur'a söyle de bebek yapın da kurtulayım.Bu ne canım her hafta iki kez buradasın.'
'Ama abla kalbimi kırıyorsun.Ben istesem de Onur efendi bir halta yaradığı yok.Adam eve giremiyor babası yüzünden.'dedi.Müge kucağındaki Eyşan'ı İrem'e vermeden hemen önce İrem'e sarıldı.Eyşan'ı verdi ve Sedef ile yan yana oturmaya başladı.
'Merhaba ben seni çıkaramadım.'diye sordu Sedef'e hitaben.
'Bu bayan benim yeni evimin yeni dost kervanından.'
'Karaca ailesinde demek,ne güzel.'dedi.Ayağa kalkan Sedef'e içten sarıldı.Eyşan kucağında olsa bile asla sarılmamazlık etmezdi.Ne kadar cıvıl cıvıl bir kadın olsa da onunda elbet hayatında ufak da olsa siyah noktası vardı.
'Ee Sedef buzlar kraliçesi neler yapıyor bakalım.Hala aynı değil mi?Kesin öyledir.Geçen bir davette gördüm suratında huysuz,sert bir ifade vardı işte gıcık şey ne olacak.Hala Mardin'e gidiyor mu?Peki Nazife anne nasıl hasta olduğu duydum.Kontrolü varmış geçen gün.Ha bir de Naif Avcı hala Mardin'de mi?'konuştukça daha fazlası,hatta daha da fazlası gelecek olan kadına şaşkın bakışlarla karşıladı.Müge ve Ela bu duruma yıllardır şahit oldukları için iki taraftan da Sedef'in ne tepki vereceğini bekliyordu.Oturduğu yerden dikleşen Sedef,fincanını eline alıp bir yudum kahvesinden içti.Fincanını küçük sehpaya koyarak zarifçe bacaklarını kendine çekti.
'Buzlar kraliçesi hala aynı İrem.Öyle burnu kafdağına doğru uzadıkça uzuyor.Hala huysuz,ruhsuz,sert,gıcık,teamülü imkansız.Mardin'e ara ara gidiyor.Ama sıklıkla İstanbul'da Şebnem'in evinde.Nazife annemin durumu iyi.Geçen gelmesinin sebebi kontrolü vardı.Naif Avcı dersen bir dönem Mardin'de değildi.Ama birkaç aydır Mardin'de doktorluk yapıyor.'dedi.Konuşmaya devam ettiklerinde aslında Sedef'in Ali Egemen ve Nazife hanım dışında pek Karaca ailesinde haz etmediğini anlamıştı Müge.Ağzından her çıkan kelime Sedef'in daha da yanlarında yer alacağına işaretiydi.Ama bu bir tuzak ise işte can yakma sırası Müge'ye gelecekti.
'İşte dediğim gibi Sedef bu aile bizim pek hoşumuza gitmeyen bir aile.Hele ki Loya'nın çevresinde olduklarında daha çok geriliyoruz.'bir gözü Müge de olan İrem artık tüm sözü Müge'ye paslamıştı.
'Loya'nın başına gelenler oldukça üzücü.Bunu kimler yaptıysa,hatta kimler desteklediyse rabbim daha fazlasını onlara ve ailelerine verir.Öyle insan öldürmek sakin dille anlatılacak kadar yaban bir şey değildi.'
'Sana bir sorum var Sedef.'diye sözünü girdi Müge.'
'Eğer biz o aileyi biliyor ve onların ayağını kaydırmak istiyorsak ne yaparsın.'
'Desteklerim.'
'Emin misin?Peki bu en yakınlardan desem gene mi desteklersin yoksa geri mi çekilirsin.'dedi.Elinden geldiğince sorduğu sorularda nasıl tepki vereceğini gözlemliyordu üç kadın.
'Asla bir ailenin yıkılmasında kim olursa olsun cezasını çekmeli.Hele geride yukarıdaki gibi bir enkaz kadın bırakıldıysa daha da fazlası için çabalamak lazım.'dediği son kelimeyle üç kadından da onay alması asıl konunun gidişatını ilerletti.İşte dostu aramak böyle bir şeydi.Empati yeteneğiyle yaşadıklarını gören bir kadın Loya'nın neden bu kadar acı çektiğini her hücresinden analiz edebilirdi.Tabi bazı kadınların zevk aldığı da aşikardı.
'Onlar cezasını çektiğinde Sinan ve Eymen geri gelmeyecek.Ama insan ne biliyim onların ölmesine sebep olanların canının yanmasını kısasa kısas gibi hissettirebilir.Her güne perdelerin ince güneş ışığından süzülenle yaşamak zor.'kapını pervasında,kollarını birbirine dolamış Loya konuştu.Loya yanağından düşen gözyaşı boynuna kadar yol çizdi.
'Bu yüzden güçlü bir kadın oldu Loya.Diğer kadınlardan daha güçlü.Bizlerden güçlü.Ayrıştırılan bir kadınsın.'
'Ama bir o kadar da eksik,yarım,karışık.Bir o kadar yalnız geçmişle savaşan.'
'Ben ne olursa olsun sizinleyim.'
'O zaman sana birkaç bir şey anlatacağım.Sende bu evden çıktığında nasıl davranıyorsan o şekilde davranacaksın.'diye mırıldandı Müge.'
'Tamam anlat hadi.'Müge'ye oldukça kilitlendi.
'Loya'nın bu hale getirilmesinde ön ayak olan kişi Burcu Karaca.Ona yardım edenlerde var elbet.Mustafa İlhanlı gibi.Sadece bana,bize yardım etmeni istiyoruz.'
'Burcu yaptı.O kadar gözünü sizlerin ailesine diktiğine inanamıyorum.Ben bu aileyi nasıl yaşadım onca yıl.Ali Egemen de var değil bunların arasında.'
'Belli değil o.Ama o da varsa gazabımdan korksun.'
'Bir saniye sen bu yüzden,Ali Egemen ile evleniyorsun.Bu aileye olabildiğince yakın olacaksın.'
'Evet.Olabildiğince yakınım.'
'Bu tehlikeli değil mi?Burcu bunu bilirse sana da zarar verebilir.'
'Tam olarak bizde öyle bir plan yaptık.Burada gördüğün herkes biliyor bunu.Sidar ailesinden birkaçı biliyor ve sen tabi.'
'O zaman ben ne yapabilirim?'
'Sana sadece Ali Egemen ve Yakup çevirdiği tüm işleri bana söylemen.Ben yokken o ikiye bir şeyler oluyor.'
'O bende.Başka da olmalı?Söyle yapabilirim sen yokken eve giren çıkanı sana söylerim.Ufuk,Demir,Selen eve geldiğinde hatta sn yokken geldiklerinde Ali Egemen ile konuşulanları dinleyebilirim.Hatta ses kaydı bile yaparım.'
'Eve verici yerleştireceğiz.Ama bunun haberini illaki Burcu alacak.Bu yüzden hiç ummadığı biri vericileri yerleştirecek yani sen.'
'Nasıl yapacağım?'
'Sana bazı evdeki eşyaların fotoğraflarını göndereceğim.Onlardan bulup içlerine verici yerleştireceğiz.Bunu her toz aldığı,tabi her gün aldığı varsayarken eskisiyle yeni alınanı parlattım bahanesiyle salona yerleştireceksin.Bunlar ver verici tarayıcının bulduğu vericiler eğil.Bunlar İspanya da bazı dedektiflerin kullandığı canlı örümcek ağlar.'bu bilgileri Deniz aracılığıyla ele geçirmiş ve uzun bir aradan sonra bazı işlerden elini çektiğinde kullandığını aklından geçirdi.
'Yani her bibloya canlı örümcek ağı koyacağım.'
'Evet.'oldukça işinde profesörlük edasıyla.
'O zaman ben siz balayından gelene kadar birkaç yerdekini değiştiririm.'dedi oturduğu yerde iyice geriye doğru gerinerek.
'Ama bir detay var ki en önemlisi!Asla Burcu varken panik hareketlerden kaçınacak,sana Müge hakkında sorduğu soruyu detaylandırmadan anlatacaksın.'diye araya girdi Loya.
'Tamam dediğimiz gibi.'
'Bu arada Selen buraya sadece düğünde gelecek.Sonra ertesi gün tekrar buradan gidecek.'
'Sen nereden biliyorsunuz,seninle iletişime mi geçti?'yayıldığı koltuktan dikleşip Müge'ye soru dolu gözlerle baktı.
Demek dememek arasında gidip gelse de Sedef'in bilmesi çok tehlike arz eden bir durum değildi.'Selen'i biz gönderdik.'
'Nasıl yani o damı onlardan yoksa?'
'Onlardan.Burcu'nun yaptıklarına göz yumanlardan sadece biri.Ama onu bu oyundan saf dışı bırakan güzel birde haberi vardı.Bizim de ona saygı duyarak buradan uzağa gönderdik.Çoğu insandan olabildiğince uzak kalması onun için en iyi olanıydı.'
'Güzel bir de haberi var dedin ne ki o?'meraktan göz bebekleri büyüdü.
'Anne olacak.'diye en coşkulu ses tonuyla.Koltuklarda oturan kadınları şu ana kadar iyi bir haber olduğu gözlerindeki ışıltıdan anlaşılıyordu.
'Nasıl yani ay ne güzel.'dedi.Ellerinin çocuk gibi çırptı.
'Ne nasıl ne demeliyim sana Sedef?'diye güldü.Koltuklarda oturan kadınlar aynı orada güldü.
'Ama bir saniye Selen'in bebeğinin babası kim?'diye şaşkın yüz ifadesiyle oldukça sempatikti genç kadın.'
'İşte bu biraz can sıkıcı.Ama bebeğimizin olacağı mutlu bir haber.'
'Babası kim ayol?'
'Demir.'diye mırıldandı.
Sedef'in gözleri irileşti.Ellerini dizine koydu.Ne diyeceğini,nasıl bir cümle kuracağını aklı ermiyordu.Demir Aver ve Selen Soyalp'in bebeği olacaktı.Bu az önce Müge'nin dudaklarından duymuştu.Tezat düşüncelere kapıldı bir an.Onların sürekli kavga edişler,ellerinden gelse birbirlerini boğazlayacaklar gibiydi.Nasıl bu kadar kör olabilmişti.Selen'in olabildiğince Demir'den uzak duruşu tuhaftı ama bu sonuca varılacağını aklına getirmemişti genç kadın.
'Nasıl ben yanlış duydum değil mi?Sürekli birbirini yerlerdi.'
'Demek ki neymiş klasiğe kaçacak ama nefretten de bebek yapılabiliyor.'dedi Loya.Gülüyordu bu sefer.O somurtkan yüz ifadesi az önce girdiği kapının köşesine toz taneleri gibi silkeledi.
'Loya klasiğe kaçmış halin buysa bende şuracıkta bayılırım.'
'Bak hatun benimle lafta özellikle dans etmeye kalkışma ilk raunda kaybedersin.Tribünlerde çekirdek çitleyenlere dönersin bilmiş ol.'dedi.Dudakları meydan okurcasına kıvrıldı.
'Hadi ama gene başlamayın.Bu bünye bu yaştan sonra kaldırmıyor.'diye hayıflandı.Sürekli bu konuşmalara şahit oluyordu Ela.
Gülerek ablasına döndü İrem.'Canım sen otuzluk hatunsun,tabi kaldıramazsın.Çık yukarı düzlerine battaniye falan getir.'kafasına yediği küçük kırlentle susmak zorunda kaldı.Salondakileri kahkahalarını kulak tıkadı ve hali hazır da çenesinin ayarlarını son evreye getirdi.
'Bak bak görende hanımefendi on sekizlik çıtır sanacak.Kızım sende yirmi yedi yaşındasın.Bak bana yaştan bir daha kelime bile söylersen Onur'a söylerim seni.'
'Söyle ablacığım,selam söylemeyi de unutma.'
'Bak ya of bıktım bu kızdan.Evlenince akıllanır dedim .Yok iyice beyni sulandı.'
'Teşekkürler Ela hanımcığım.Neyse biz ne diyordu.İşte Sedef Selen,Demir'in bebeğini taşıyor.'
'Demir'in haberi var mı?'olmadığına ihtimali aklının bir köşesinde bangır bangır bağırsa da sormalıydı.
Bakışlarını buluşturduğu kadına ciddi bir ifade takınarak 'Hayır,olmayacak da.' dedi.
'Anladım.'göğüs kafesinde hissettiği ağırlıkla avuç içini yüzünü saklamakla yetindi.O sırada İrem'in kucağındaki Eyşan hanım sessizliğe radar edasıyla soğuk havayı dağıtmış,sımsıcak gülüşlere bıraktı.
Müge salon çevresinde gülen yüzlere baktı önce sonra bu gülen yüzlerin sebebi olan küçük afacana.Gözlerinin içi gülen Eyşan evrenin onlara ve diğer ailelere verdiği nimetti.Anne değildi,teyze değildi veya hala değildi.O duyguyu hissetmemişti.Dokuz ay on gün boyunca içinde taşıdığı bir bebeği,veya abisinin çocukları olmamıştı.Geçmişinde yaşadığı bir sorundan dolayı belki anneliği geç tadacaktı ama uzun gibi dursa da kısa süre sonra Selen'in bebeğine teyzelik edecekti.Duygu silsilesinden bir oyana bir buyana rüzgar gibi geçen Selen'in durmasında etkilerini görecek,asıl acının en büyüğünü Demir'e uygulayacaklardı Selen ile.Onunda elbet acı dolu uyarılışı olacaktı.Biraz zamanı olsa da düğün günlerinde Selen'i karşısında gören Demir'in ne tepki vereceğini bilemiyordu.Bildiği tek bir şey vardı oldukça acı verecekti Selen'e.Buna bir yanı izin vermek istemese de Selen'in böyle hovarda bir adamın gerçek yüzünü görmesine fırsatı varken değerlendirmeliydi.Selen ve bebeğinin iyi bir geleceği olmalı,aile huzurunun kıymetli olduğunu beynin bir tarafına kazımalıydı genç kadın.Ailesindeki sorunlardan bu hale gelen çok arkadaşı vardı.Birinin annesi uyuşturucu batağında,birinin babası silah kaçakçısı ama kendileri de bir o kadar küçük ve masum.Tıpkı geçmişte annesinin vefatından sonra gelen Aliye hanım ile yaşantısı.Onu dövüyor,bağırmıyor çağırmıyordu ama bir bakış atıyordu ki işte o an küçük olduğunun için ses çıkartamıyordu.Ağabeyi ne kadar sesini çıkartmaya çalışsa da her ses çıkartışında babasının ona uyguladığı şiddet oranı da artıyordu.Uzun bir şiddetli geçimsiz aileyle yaşadı.Gün geldi Bozok ağa rahatsızlandı.Tüm işler ağabeyine kaldı.İşte o an başladı peri masalı günleri.İstediğini yaptı ağabeyiyle.Yeri geldi okyanusa açılıp insanlardan uzak kaldılar.Yeri geldi kutuba gidip orada küçük topluluklara yardım ettiler.Her derdi olana yardım eli uzattılar.Hala da bazı vakıf kuruluşlarında hatırı sayılır hisseleri vardı.Her yıl yaptığı sonbahar,kış koleksiyonların defilelerini,tanıtım günlerinden toplanan bağışların vakıfa bahşediyorlardı.Paranın bir önem olduğunu ama manevi değerlerin daha da önem arz ettiği görüşündeydiler iki kardeş.
Müge ne kadar zaman olursa olsun bu içine girdiği intikam planından elbet çıkacaktı.Etrafındakilerle beraber eski günlerine geri dönecek ve hayatına devam edecekti.Nasıl Loya'nın başına gelenlerden sonra bazı kişiler hayatlarına devam ettirdiyse o şekilde rahat edecekti.Şimdilerden keyifli bir zaman geçirse fena olmazdı.

*****


PERDELERWhere stories live. Discover now