Kaos

371 45 61
                                    

Değişik bir bölüm oldu. Bölüm şarkısı ile iyi okumalar ! Yorumları merakla bekliyorum.

---

Tanith'e bakıyordum ve sabırsızdım. Hiç onu dinleyecek havam yoktu ama o ısrarlıydı.

Tanith " Helion'un annesini ve geçmişini çözdüm."

" Dinliyorum." Dedim bıkkın bir sesle.

" Helion, bir prens !" dedi ve ona çıldırmış gibi baktım.

" Kyran beni hayatta aldatmaz. Çıldırdın mı?" dedim dalga geçer gibi.

" Neyin var? Senin gibi zeki bir kadın nasıl hemen anlamaz."

" Tanith, ben yedinci doğumumu yapamadı çünkü bebeğim düştü."

" Aptallaşma, Deitra. Helion aslında oğlun Felix! Yaptığım büyüde Helion'un annesi kim dediğimde senin yüzün çıktı."

" Hayır, hayır! Her şeyi bugün mü öğrenmek zorundaydım? Felix'im yaşıyor." dedim ve koltuğumun arkasına yaslandım.

Gözlerimi kapattım. Gün bitmek bilmiyordu ve her şey açığa çıkıyor gibiydi. İlk önce Ejder Lordu'nun Adrian olduğunu öğrendim, şimdi de Helion'un Felix olduğunu öğrenmiştim. İçim acıyordu. Oysa ben bugün Adrian'ı suçlamıştım. Bebeğimi öldürdüğü için, ona öfkemle saldırmıştım fakat şimdi Felix'i benim yanıma gönderdiğini öğrenmiştim. Hayır, hayır o adama karşı yumuşamamalıydım. O adam, çocuklarımın geleceğini bozmak istiyordu. Hem Adrian eskisi gibi değildi. Hoş, bende ben değildim.

Gözlerimi açtım ve Tanith'e baktım. Ne kadar rahattı. Kendisi ile gurur duyan bir ifade vardı. Keşke onun gibi dertsiz olsaydım. Uzaktan her şeye sahip gibi gözüken ama hiçbir şeye sahip olmayan esirdim. Esaretim, güç denilen şeyle maskelenmişti. Hayır, böyle düşünmemeliydim. Ben Deitra'yım ve benim bir emrimle dağlar devrilirdi. Her şeyim vardı ve basit birisi olmadım. Çocukluğumdan beri böyle hayal etmiştim ve hayalime ulaşmıştım.

Tanith " İyi misin? Rengin beyazladı."

" Fazlasıyla iyiyim." dedim ve gülümsedim.

" Ne yapacaksın ?"

" Sırtındaki doğum lekesine bakacağım."

" Hayır, herkese ilan edecek misin ?"

" Onu bilemiyorum. O bir prens ama yanlış taraflara çekilirse, öldürülür ve bunu ikinci kez kaldıramayabilirim. Bu yüzden bir yanım onu herkesten saklamak istiyor ama diğer yanım ise açığa çıkarmak."

" Aklım almıyor. Ejder nasıl o çocuğu sağ bıraktı? Hem annesinden nefret et, ona ders vermek iste ama bebeğini yaşat, büyüt. Acaba sana karşı zaafı mı var? Her şeyi bir kurmaca mı?"

" Onun gibi birisinin bana karşı bir zaafı olsaydı, beni acılar içinde boğmazdı! O da benden nefret ediyor ve hep edecek !" diye bağırdım ve Tanith ürktü.

" Sakin ol. Anlaşılan bugün sinirlerin fazlasıyla gerilmiş. Acaba Ejder'in kim olduğunu öğrendin mi ?" dedi ve kafamı salladım.

" Ah, bu konu için konuşmaya hazır değilim. Olaylar üst üstte geliyor ve ben boğuluyorum. Şimdi Helion'un odasına gidelim. Ben onunla konuşurken, sen kapıda beklersin." dedim ve Tanith ile odadan çıktık.

Hislerime göre hareket etmiştim. Dediğim gibi Helion odasındaydı. Beni görünce, şaşırmıştı ama şaşkınlığını hemen üzerinden atıp saygıyla eğilmişti. Odası tipik bir asker odasıydı. Bir askere göre oldukça düzenliydi. Duvarlara yayını ve kılıcını asmıştı. Beraber bir koltuğa oturduk.

Fırtına ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin