Ejder Lordu ve Cadı

516 59 16
                                    

Bölüm Şarkısı : Emre Aydın - Sen Gitme. İyi okumalar ! ^^ Yorumlarınızı merakla bekliyorum.


Mağaradan uzaklaşmamıştım. Hala gücümü hissediyorken, Kyran için ot topluyordum. Bunlarla yaralarına bastıracaktım. Onu iyileştirmek benim elimdeydi. Gerekirse bütün gece uyumayacaktım. Topladığım otları taşla ezmeye başladım. Bunlar iyi gelmeliydi. Mutlaka ona güç verecekti. Sonra ise saraya gidecektik. Bir şekilde bu ormandan çıkacaktık. Yaptığım bu merhem gibi bir şeyi sol elime almıştım. Sonra Kyran'ın yanına gittim. Gözleri kapalıydı ve terliyordu. Yarasındaki iltihabı temizlemiştim ve kanını emerek zehri çıkarmaya çalışmıştım. Yaptığım merhemi, yaraların üzerine sürdüm. Sonra bluzumdan kopardığımdan parçalarla yaralarını sardım.

Terlerini siliyordum. Gözlerini yavaşça açtı ve bana baygın baygın bakıyordu. Ateşi vardı ve bu beni endişelendiriyordu. Zırhını çıkarmalıydım. Zırhını zorda olsa çıkarmıştım.

Kyran " Benim için korkuyorsun. Korkun, o güzel yüzünü kedere boğuyor." dedi sessizce.

" Korkuyorum çünkü bu hayatta sahip olduğum tek şeyi kaybetmek istemiyorum." dedim.

" Deitra, şu an tek isteğim kucağında yatmak ve sonsuza kadar öyle kalmak."

" Uyursan, zehrin yayılabilir !"

" Yayılmaz. Lütfen kucağında yatayım." dedi nefes nefese.

" Peki, o zaman." dedim ve istediğini yaptım.

Duvara yaslanmıştım ve o da kucağımda yatıyordu. Gözleri kapalıydı. Uyuyor muydu, uyumuyor muydu anlamıyordum. Ellerim saçlarında geziyordu. Her zaman saçlarına önem vermişti. 12 veya 13 yaşında uzatmaya karar vermişti. Sebebi ise kendisini beğendirmek içindi. Aslında çevresindeki kızlar ona bayılıyordu ama Kyran hep beni elde etmek istemişti. Adrian'ın da, Kyran'ın da yeri bende ayrıydı elbette. Adrian benim saf, masum bir aşkımdı. Kyran ise bambaşkaydı. Peki, bir kalp iki zıt kişiyi barındırabilir miydi? Ah, bilemiyordum. Bilmekte istemiyordum.

" Kyran, uyuyor musun ?" diye fısıldadım.

Kyran "Uyuyamıyorum. İçim yanıyor, Deitra. Fakat ellerini saçlarımda hissetmek huzur veriyor ve içimdeki yangını bastırıyor." dedi sessizce.

" Yarın olunca, güçlü olacaksın. İçindeki yangın sönecek."

" Korkma, ben ölmeyeceğim. Benim ölümümü ne zaman anlayacaksın, biliyor musun ?"

" Hayır, bilmiyorum."

" Gece olacak. Sonra bahçemizde olacağız. Çiçeklerin kokusu burnumuza gelecek. Hazırlattığım koltuğumuzda oturacağız. Ben şu an olduğu gibi kucağında yatıyor olacağım. Senin ellerin ise saçlarımda olacak. Tabii saçlarım, yine böyle koyu olacak. Bir anda gözün ilk ve son beyaz saç telime takılacak ve ben o an son nefesimi vereceğim."

" Ve bende senin arkanda, burada mı yaşayacağım ?"

" Evet."

" Hayır! Saçların tamamen beyazlayacak ve huysuz bir ihtiyar olacaksın."

" Hayır, Deitra. Böyle bir şey olmayacak."

" Belki de ben senden önce ölürüm, belli mi olur ?"

" Hayır, ilk ben öleceğim."

" Bana ne olacak ?"

" Çocuklarımıza ışık olacaksın, topraklarını büyüteceğim bu krallığa ışık olacaksın ve yaşadıkça varlığınla aşkımızı yücelteceksin."

Fırtına ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin