Voya 1- Kraliçe TAMAMLANDI

3. Bölüm

"O kızın söylediklerini bilmiyorsun baba!"

Sinirden ellerim titriyordu ve gözlerim dolmuştu.
"Anlat öyleyse."
Sesi benim aksime sakin ama sertti.
"Bana sürtük dedi, tehdit etti. Yetmez mi?"
"Onu neredeyse öldürüyordun Hilary, yetmez."

Babam haklıydı ama beni tahrik etmişti bende onun pis oyununa gelmiştim. Şuan odasında bana güldüğüne yemin edebilirdim.
"Cezamı ver baba. Çok yorgunum dinlenmek istiyorum."
"Hilary?"
"Efendim baba."
"Prenses şimdi ağlamayı bırak ve bu yaşlı adama sarıl."

Ben ne zaman ağlamaya başlamıştım. Dediğini yapıp ona sarıldım.
"Yaşlı değilsin."
Evet doğruyu söylemiştim babam ya da diğer krallar ve kraliçeler büyük olmalarına rağmen çok genç görünüyorlardı. Elementlerin avantajıydı bu. Babamın inip kalkan omuzlarından güldüğünü anlamıştım.
"Jason bundan sonra sıkı takipte olacak küçük hanım."
"Ne yani cezam bu mu?"

Şaşırmıştım çünkü böyle bir olay olduğunda en hafif ceza bile ev hapisidir.
"Evet, şimdi git uyu Hilary."
"Tamam baba iyi geceler."
Deyip yanağına bir öpücük kondurdum. O da karşılık olarak alnıma bir öpücük kondurdu.
"İyi geceler prenses."

Odadan çıktığımda beni endişeyle bekleyen Jason'a baktım.
"Ceza verdi mi?"
"Evet."
"Ne verdi?"
"Benim korumam olacakmışsın."

Derin bir nefes aldı rahatlamış gibiydi. Anlayışla başını salladı.
"Yarın hafta sonu Jason."
"Yani?"
"Somut his dersinden sonra elementin konusunda yardım edeceğiz."
"Edeceğiz derken."
"Ben ve Olivia."
"Tamam." odamın önüne geldiğimizde Jason gülümsedi.
"İyi geceler Hill."
"İyi geceler Jason."

Odamın kapısını kapatıp derin bir nefes aldım ve kendi kendime gülümsedim.
Daha sonra içimi bir huzursuzluk kapladı.

-----

Sassy'nin sesiyle kendime gelmiştim.
"Uyanın efendim. Derse geç kalacaksınız."
Ah tabi ya somut his dersi. Bunu duymamla yataktan kalkmam bir olmuştu.

Sassy kıyafetlerimi çoktan hazırlamıştı. Hemen banyoya girip iyice yıkandıktan sonra Sassy'nin hazırladığı kıyafetleri giydim.

Aylardan Ağustos'tu ve hava çok sıcaktı. Altıma kısa beyaz bir şort üstüme mercan renginde askılı şifon bir bluz giydim. Ayağıma da bluzumla son derece uyumlu taşları olan sandaleti giydim.

Saçlarımı dağınık bir şekilde yandan ördüm. Gözlerime rimel ve eyeliner sürdükten sonra dudağıma bluzumun renginde hafif bir parlatıcı sürdüm.
Koşar adımlarla saraydan çıkarken birisi beni kolumdan tuttu. Arkama döndüğümde Jason bana gülümsüyordu. Bende ona gülümsedim.

"Nasılsın?" İlk konuşan o olmuştu.
"İyiyim sen nasılsın?"
"İyiyim."
Yol boyunca hiç konuşmadık. Nihayet okula geldiğimizde panoda sınıflarımıza baktık.

"Aynı sınıftayız Jason. Gel benimle."
Kafa sallamakla yetinmişti.
"İşte burası."
Büyük ve beyaz rengin hakim olduğu sınıfa bakıyordu.
"Güzelmiş."
Gülümsedim ve sınıfa geçtik. Ben en öne otururken Jason en arka da oturmayı tercih etmişti.
Sonunda bay Soil gelmişti.

Dersin sonlarına doğru Jake geldi ve hali içler acısıydı. Anlaşılan içmişti yine.