5.0

1.2K 155 288
                                    

Çatılmış kaşlar ve kısık, dolu gözler; gözlerim ile olan temasını bir an olsun çekmezken sarf ettiğim laftan fazlasıyla pişman olmuştum. Üzüntüyle nefesimi verip hemen ilerimde bağdaş kurduğu bacaklarıyla oturan bedenin yanına emekledim. Burnumu yanağında gezdirirken, Luhan nefesini tutmuş hareketsizce duruyordu. Hafif tebessüm edip dudaklarımı kulağına taşıdım.

"Özür dilerim bebeğim." sessizce fısıldadıktan sonra dudaklarımı yanağına bastırıp bir süre bekledim. En sonunda sıkı ve sesli bir öpücük bırakıp hala üzgün duran surata baktım. Gözlerimi gözlerine kenetleyip ısrarla birbirimize bakmayı sürdürdüğümüzde Luhan pes edercesine yanaklarımı kavrayıp dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı.

Anın şaşkınlığıyla açık kalan gözlerimi kapatıp tek elimi ensesine götürdüm. Ensesinden dökülen saç tutamlarını okşarken aynı zamanda dudaklarımı Luhan'a uyumlu hareket ediyordum. 

Aniden alt dudağımda hissettiğim yanma ile boğuk bir şekilde inleyip kafamı geri çekmeye çalıştım. Luhan'ın yanaklarımı kavradığı elleri yüzünden hareket edemiyor ve acımasızca alt dudağımı dişlemesine engel olamıyordum. Ellerimi omuzlarına yerleştirip itmeye çalıştığımda ben onu uzaklaştırdıkça zavallı alt dudağımda Luhan'ın dişleri arasında ezildiği için çekiştiriliyordu. 

En nihayetinde onu uzaklaştırmayı başardığımda -daha doğru kendisi dişlerini dudağımdan çektiğinde derin nefesler alıp verdim. Parmaklarım hızla dudaklarımı bulduğunda hala orada olup olmadıklarını kontrol etmeye başladım. Dudağımın alt kısmında uzun bir çizgi gibi oluşan diş izleri tüylerimin diken diken olmasına sebep olmuştu. Hala sağlam bir şekilde dudaklarımın ağzıma yapışık durması mucizeydi.

"T-Tanrım! Sen ne yapıyorsun Luhan, delirdin mi? Dudağımı koparıyordun!"

"İyi yaptım, ağzıma sağlık. Eğer bir daha bana kız muamelesi yaparsan ya da az önce yaptığın gibi direk kız olduğumu vurgularsan bu defa acımam, başka yerlerini tam koparırım! Anladın mı?" Tehdit içerikli ses tonu ürkütse de fazla belli etmemeye çalışıp, usulca kafamı salladım.

Haklıydı. Bu konuda ki hassasiyetini bilmeme rağmen üstüne gitmemem gerekiyordu. Dudak büzüp kafamı öne eğdiğim de bir iç çekme duymuştum.

İnce parmaklar çenemi okşadığında kafa mı kaldırıp gülümseyen Luhan'a baktım. Parmaklarını çenemden alt dudağıma çıkardığında onu da yavaş yavaş okşamaya başladı. 

"Üzgünüm Sehun. Hala acıyor mu?" Ördek gibi büzdüğü dudaklarıyla dudaklarıma bakıp dürtüklediğin de kıkırdayıp dudaklarıma temas eden parmağa öpücük kondurdum.

"Üzülme bebeğim, geçti zaten. Canımı acıtmak istemediğini biliyorum." 

"Hayır ben özellikle acıtmak istedim, böylece beni sinirlendirmenin ne kadar yanlış olduğunu anlayabilirsin." Yüz ifademi düz bir hala getirip Luhan'a baktığımda şaka yapıp yapmadığını anlamaya çalışıyordum ama tek kaşı hava da bakan bir Luhan kesinlikle ciddiydi. Sinirle tıslayıp hala dudaklarımın arasında duran parmağı dilim ile itekledim. İğrenç bir şey görmüş gibi yüzünü eşkittikten sonra 'ıy'layarak parmağını şortuma silmesi daha da sinirimi bozmuştu.

"Tükürüğümden mi tiksiniyorsun?" Hala bozuk limon yemiş gibi büzüştürdüğü suratını salladığında 'hah'layarak devam ettim. "Öpüşürken dilini dilime doluyordun, hatırlatırım!"

"İkisi aynı şey mi?" 

"Farklı mı?"

"O zaman anın verdiği bir heyecan var, tamam mı?" Muzipçe gülümsedikten sonra gözlerini büyütüp şaşkınlıkla bakmıştı. "Hem... Hem, sen neden böyle bir cümle kurduruyorsun ki bana?"

Love Craft || HunHan ✔Where stories live. Discover now