4.7

1.3K 189 116
                                    

♥○•°● m e d y a ●°•○♥

Gelecekte birlikte oyunlar oynadığım çocuğumun silinen hayali ile yapıştığım oturaktan zorlukla ayrıldım. Eve doğru ilerlerken, içimde oluşan hayal kırıklığıyla popomu ovalıyordum. Artık kısır bir erkektim... Kesin öyleydim yani.

Hani o kadar soğukluğa bir zahmet olayım.

Demir kolu çevirip kapıyı açtım ve hızla içeriye girip ellerimi kollarına sürtüp biraz olsun ısınmayı denedim. Yavaşça koltukta yan yana oturan bedenlere ilerleyip ne yaptıklarını görmeye çalıştım.

Luhan'ın eli Chanyeol'ün ensesindeydi ve ona rahatlamak için masaj yapıyordu. Chanyeol ise kafasını Luhan'ın omuzuna yaslamış arada kafasını sallıyordu. Samimi gibilerdi? Konuşmuş olmalılardı, öyle bir ruh halinde görünüyorlardı.

Umarım o kadar soğuğa katlanmama değecek bir konuşma yapmışlardır. Boşu boşuna kısır kalmış olmak istemiyorum.

Sıcağa alışan bedenimin çözülmesi ile Luhan'ın üstüne koşup boşlukta sallanan eline sarıldım.

"İşte buldum seni! Ama aradım, bahçede yoktun."

Sevimli bir şekilde kıkırdadıktan sonra Chanyeol'ün ensesinden çektiği eliyle saçlarımı karıştırdı.

"Aferim sana." Sahte bir sinir ile homurdanıp bozduğu saçlarımı düzelttim. Sonrasında aklıma gelen şey ile sırıtıp burnuna ve yanağına aceleci birer öpücük kondurdum. Gözlerini devirdikten sonra işaret parmağı ile dibinde olan kafamı iteklemişti.

"Sırnaşma!"

"Bulursam öperim demiştim ama."

"Sen hasta mısın yoksa tipin mi öyle gösteriyor? Ateşin yok gerçi ama içeride neler yanıyor bilemem." Elini alnıma koymuş saçma salak konuşan Chanyeol'ün elini yakalayıp ağzıma götürdüm. Sertçe ısırdıktan sonra iğrenç bir şeyi tutmuş fırlattım ve başımı sevimli ördeğimin dizine yasladım.

"Ee, konuştunuz mu?"

"Konuştuğumuzu nereden biliyorsun?" Chanyeol'ün gözlerini kısarak sorduğu soru ile gerginliğimi belli etmemeye çalışarak kafamı yasladığım yerden ayırdım ve sehpada bulunan sarı içeceğe uzandım.

Üstünde yazanları anlamadığım için okuma zahmetine bile girmeyerek kapağını açtım ve büyük bir yudumun boğazımdan akmasına izin verdim. Ancak daha hepsini yutamamışken ağzımda yayılan yoğun ekşi tadı yüzünden ağzımın içinde ki bütün sıvıyı beyaz, tüylü halıya püskürtmüştüm.

Lanet olsun sana Japonya'nın meşhur ekşi içeceği!

Ben nefes alamadığım için iki elim ile boğazımı sarıp öksürmeye çalışırken; sevgilim ve yakın arkadaşım birbirlerini döverek kahkahalara boğulmuşlardı. Bir ara Luhan'ın havada serbestçe sallanan ayaklarını görmüştü.

Nefesimi düzene soktuktan sonra hala gülmeye devam eden ikiliye attığım bakışları, onların görememesi çok yazık olmuştu. Ağızlığı hala ıslak olan şişeyi sıkıca kavrayıp, çığlık çığlığa iki kardeşin üzerine dökmeye başladım. Yaşadıkları şoku atlattıktan sonra; Chanyeol elleriyle abisini korumaya çalışırken, Luhan ise ayaklarını hayata kaldırmış karnıma denk getiremediği hayali tekmeleri atıyordu. Şişede ki bütün içeceğin tamamen üstlerini boşalttıktan sonra, nefes nefese birbirine bakan ikiliye inat deli gibi gülmeye başladım.

Ama kendime geldiğimde çoktan ikisi de ellerinde tuttukları, içi dolu olan şişeler ile tepeme dikilmişlerdi. Birbirlerine attıkları bakıştan sonra kendimi korumak için ya da cephane elde edebilmek zamanım dahi kalmamıştı.

. . .

"Luhan, bir tanem, bana havlu getirebilir misin acaba?"

"Kalk kendin al!" Kulağıma ulaşan olumsuz ve cırtlak cevaptan sonra gözlerimi devirip, banyo kapısını sert bir şekilde kapattım.

Luhan ve Chanyeol'ün adil olmayan saldırısı sonucu saç diplerime kadar yapış yapış olmuştum. Aşırı derecede sinirlendiğim için onlar salaksı kahkahalarına devam ederken koşarak banyoya girmiş ve üzerimde olan bütün kıyafetleri çamaşır sepetine atıp, sıcak suyun içine atlamıştım. Bedenimde ki yapışkanlık hissinden nihayet kurtulduğumda aklıma ancak, yanıma temiz kıyafet almadığım gelmişti. Çoktan banyoya giren Luhan'ı rahatsız edip temiz kıyafet getirmesini istemiştim ve oda bunu söylene söylene yerine getirmişti. Ancak uzun süreden sonra banyo ile işimi bitirdiğimde banyo da havlu olmadığını fark etmiştim. Az önce de ikinci defa Luhan'ı rahatsız ettiğim için haliyle bana tavır yapıyordu. Evin içi yeteri kadar ısıtılsa da ıslak iken bu sıcaklığı zerre hissedemiyordum ve şuan ayak tırnaklarım dahi mor bir renge bürünmüştü ama ne yazık ki Luhan bunu düşünmek için beynini yormaya tenezzül etmeyecek kadar bencildi!

"Al şunu ve bir daha çağırma beni!"

Ya da siz bu son dediğimi görmezden gelin. Heheh.

Ponçik ördeğim benim, sevgilisine kıyamazmış!

Kapıyı aralık bırakacak şekilde açıp kafamı açılan boşluktan dışarıya uzattım. Havluyu, kısa kollarıyla kapının önüne kadar uzatmış ve gözlerini sıkıca kapatmıştı. Bu haline kıkırdadıktan sonra onuda havlu ile beraber buharla kaplanmış banyoya çekmek istesem de sonrasın da yiyeceğim dayak aklıma geldiğinde bu düşündüğümden vazgeçmiş ve havluyu alıp hemen kapıyı üstüne kapatmakla yetinmiştim.

"Teşekkürler."

ㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡ
Hey~ Merhaba 👋 Öncelikle 1 aylık gecikme için üzgünüm fakat anca toparladım hikayeyi ve... Aslında çok geciktiği için uzun ve sürprizli bir bölüm yazmıştım ama meğersem ben bölümü yazdığım sırada güncelleme gelmiş. Eh, yazdığım koca bölümde ateşe atılmışcasına kül oldu...

Şu anlık ancak bu kadarını yazabildim ama gece de geri kalan kısımları yazıp yarın yeni bir bölüm daha güncelleyeceğim. Beklediğinize değeceğini düşünüyorum yani baya kafa yordum kkk~

Yarına görüşürüz~ Kendinize iyi bakın♡😻 Şuraya bir PokeLu bırakıp gidiyorum 😉 Yeni kelime türettim resmen :') PokeLu *-*

Yarına görüşürüz~ Kendinize iyi bakın♡😻 Şuraya bir PokeLu bırakıp gidiyorum 😉 Yeni kelime türettim resmen :') PokeLu *-*

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Love Craft || HunHan ✔Where stories live. Discover now