4.3

2K 244 496
                                    

Göğsümde sabit duran yumuşak saçlara uzun bir öpücük kondurup ufak kafadan yayılan kıkırdamayı dinledim. Kafasını kaldırıp parlak gözlerle bana baktığında gülümseyerek yanaklarını okşadım. Bir zamanlar alçıda olduğu için kullanamadığı sağ elini tekrardan ağzıma kadar götürdüğünde büyük bir zevkle öpmüştüm onları. Bütün parmakları atlamadan, tek tek. Utangaç bir tavırla sağ elini sol avucunun içine saklayıp sevimlice gülmeye başladığında bende dayanamayıp onunla beraber gülmeye başlamıştım.

"Öğğk!"

Chanyeol'ün çıkardığı hayvansı ses yüzünden romantik ve minnoş ortamımız ne yazık ki bozulmuştu! Gidip kendine yavru köpek falan alıp ameliyat yapsana çocuk sen! (Y/N: Ayrıntıyı geçmeyelim u.u~)

"Az ötede yaşasana." Sakince gülümseyip içimde yanan volkanı gözlerim ile iletmeye çalışmıştım. Gözlerini devirip önümüzde ki masaya yığdığı kitapları toplamaya başlamıştı.

"Geldiğimizden beri evli çiftler gibi oynaşıp duruyorsunuz, olan var olmayan var, az anlayışlı olun!" Sonlara doğru sesini yükseltmişti. Masada üst üste dizdiği kalın kitapları çantasına doldurup Luhan'a dönmüştü.

"Abi dışarıdan istediğin bir şey var mı? Okula gidiyorum ben."

"Sınavın sabah değil miydi senin?"

"Profesör 4 sınav olduğu için sabah ve akşama böldü hepsini." Koltuğun üstünde hazırlamış olduğu mont ve atkısını üzerine geçirip çantasını da sırtına takmıştı.

Üniversite ve hastane farklı yerlerde olduğu için Chanyeol'de mecburen bizimle eve gelip, oradan okula geçeceğini söylemişti. Trafiğin seyrekliği sayesinde kendi hesapladığından çok daha kısa bir sürede eve varmıştık, bu da Chanyeol için biraz daha zaman demekti ve bunu ders çalışarak geçirmişti. Tıp fakültesinde okumak zor olsa gerek. Geleli henüz 1 gün bile olmamıştı ama Chanyeol'ü her boş anında ders çalışırken görüyordum. Yolda gelirken bile her durduğumuz kırmızı ışıkta yanında ki koltuğa bıraktığı notlarla dolu kağıtları alıp okumaya başlıyordu.

Kapıya kadar eşlik ettiğimiz Chanyeol'e bende iyi şanslar dileyip sarılmıştım. Eh, bizimde atışmamız en fazla 2 dakika sürüyordu.

"Ee~ bir şey istiyor musunuz bakalım çifte kumrular."

Çift kumrular hitabından sonra genişçe gülümseyip Luhan'ın eline uzandım. Avucumun içine güzel bir uyumla oturan eli dudaklarıma götürüp ufakça bir öpücük kondurdum.

"Benim istediğim şey yanımda zaten."

"Eiiy~ cheesy." Bana dil çıkarak dalga geçen Chanyeol'ün omuzuna hafifçe vurarak gülmeye başlamıştım. Biz karşılıklı gülerken Luhan'ın ifadesine bakmak için yüzüme ona çevirdiğimde gülümsemem silinmişti.

Kafasını havaya kaldırmış, diğer elinin işaret parmağını alt dudağına belirli aralıklarla vurarak kendini tamamen bizden soyutlamış gibi görünüyordu. Ne yani dediğimi duymamış mıydı? Bütünleşti dünyadan soyutlanıp heyecanla büzdüğü dudaklarıyla konuşmaya başladı.

"Oh~ çilekli çikolata al Chanyeol. Ve- ımm~ ve 3 bardak bubble tea, ananas suyu, büyük böyle kocaman bir pasta al..." Kocamanı anlatırken iki elini de havaya kaldırıp kendi etrafında döndürmüştü. Bunu yaparken elini tuttuğum için benimde kolum onunla hareket etmişti. "... pasta meyveli olsun, baharatlı ve ballı cipste al. Ayrıca bademli mısır gevreği, çilekli süt, fındıklı gofret, meyveli yoğurt, limonlu gazoz ve akşam için mexican pizza al. Başka... Oh oh~ bir de bir sürü ama bir sürü patlayan şeker al! İşte hepsi bu kadar."

Sonunda listesini bitirdiğinde ikimizde ağzımız açık bakakalmıştık. Sevgilim biz daha eve girer girmez yemek yemedik mi? Ne bu günlerdir açmış modu?

Love Craft || HunHan ✔Where stories live. Discover now