4.8

1.7K 173 380
                                    

Uzun uğraşlar sonucu titreyerek üstümü giyinmiştim. Merdivenden aşağıya inerken kendimce yumuşak bir parça mırıldanmış ve saçlarımın üstünde durup, kurulama işlemine devam ettiğim havluyu ensemin üstüne bırakmıştım. Ekşimiş limon gibi kokan salona göz atarken yüzümü buruşturdum ve bir alt kata inerek, yukarıda ki kirli salonun aksine daha beyaz döşenmiş olan diğer salona ilerledim. 

Koltuk sırtından yalnızca kafasını seçebildiğim Luhan'a doğru, yüzümde ki tebessüm ile yürürken yaklaştıkça yükselen tuhaf mırıldanma sesleri kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Adımlarımı daha da serileştirip hızla Luhan'ın önünde durduğumda mırıldanan kişinin aslında bir kedi olduğunu fark ettim. Kedi mi? Evlerinde bir kedi beslediklerini bilmiyordum, ya da Luhan'ın kedi beslemeye hevesli biri olduğunu.

Kremsi kahverengi tüylere sahip olan kedi tahminlerime göre hala oldukça küçüktü. Kendini kediyi sevmekte kaybetmiş Luhan'ın önünde dizlerimin üstüne çöküp, bende temiz kediyi sevmeye başladım. Elimin görüş açısına girmesiyle kafasını geyik gibi kaldırıp bana baktığında yüzüne yayılan tatlı gülümseme benimde gülümsememe sebep olmuştu. Boşlukta ki elimi kaldırıp yanağını okşadığımda kıkırdayıp, kediyi kucaklayarak sarılmıştı. Karşımda ki görüntüden sonra kahkaha atıp Luhan'ın nemli ve kabaran saçlarını karıştırdım. Kolları arasındaki kediyi kucağıma fırlatıp homurdanarak saçlarını düzelttiğinde, kucağımda ki kediyi tutayım derken popo üstü, sert yere düşmüştüm. 

Söylene söylene hemen karşımızda duran, duvara dayalı, beyaz deri koltuğa ilerledi. Düştüğüm yerden doğrulmaya çalışırken bir yandan da kediyi Luhan'ın geçtiği koltuğa bıraktım ve bende boş kalan kısma kuruldum.

"Kalçam acıdı!"

"Saçımı bozdun!" Benim ses tonumdan çok daha yüksek bir ton ile bağırıp üstüme fırlattığı kediyi yeniden kucağına aldı. Sevimli elleriyle ufak kedinin kulaklarını okşadığında o kadar tatlı görünüyordu ki! Şu görüntüden sonra üstüne atlayıp onu öpücüklere boğmak istesem de yine kendimi dizginlerken bulmuştum.

"Sorry not sorry. Ayrıca bir kediniz olduğunu bilmiyordum."

"Bizim değil bu. Bir kediye bakmak zahmet gerektirir, yoramam kendimi. Chanyeol'ün hocası getirdi, bu gecelik biz bakacağız. Aslında Chanyeol bakacaktı ama ne o ne de sen bir türlü çıkamadığınız banyodan. Sen birde bana çok masraflı olur falan diyordun. Sen kendi su ihtiyacını karşılasan o bile seni yeterince zorlar zaten. Bu kedi de sevimli ama acıktı galiba kolumu yalayıp duruyor. Sizde gelmediniz ki bir türlü kalkıp mama verin şu kediye. Sakın bana sen niye vermedin deme, şu tüylü için popomu bu rahat yerden kaldıramam. Anladın deği- SEHUN SEN BENİ DİNLEMİYOR MUSUN?" 

Kedinin küçük ve tüylü patisini elime almış ıslık tutturup hafif hafif okşarken, bu sevimli varlığın güzelliğine kapılmış ve kulaklarımı tıkamıştım. Yada sadece Luhan'ın susmak bilmeyen sesini kamufle etmeye çalışıyordum. Ancak tam da başardım derken kulağımın yanına kadar gelip yükselen sesten sonra gözlerimi sıkıca yummuş ve yumruğumu sıkmıştım.

"Dinledim bir tanem. Chanyeol inince mamasını versin, olur mu?" Kaşlarımı kaldırıp cevabını beklediğim de gözlerini devirmiş ve kediyle oynamaya kaldığı yerden devam etmişti.

Luhan'a dikkatlice bakmaya devam ettiğimde kıyafetleri takılmıştı gözlerime. Tuhaf bir şekilde tanıdık geliyorlardı ayrıca kış mevsimi içinde, hele ki duştan yeni çıkmış biri için pekte uygun bir giyim değildi.

"Luhan, üstündekiler fazla açık değil mi? Hasta olacaksın!"

"Kız mıyım ben Sehun? Ev sıcak, sana ne!" Biliyorum, biliyorum sürekli Luhan'ın göz devirmesini düşecekleri korkusundan sürekli uyaran benim ancak onun bu davranışından sonra göz devirmemek elde değildi ki!

Love Craft || HunHan ✔Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt