37. Son adımlar...

En başından başla
                                    

Kısa bir an durduktan sonra kısık bir sesle "Zavallı şey...." diye mırıldandı. Eli alnımı ısıtırken sesindeki acıma vücudumun buz kesmesini sağlamıştı. "Piyano çalmayı severim. Eğer yapabilseydim, şu anda sana piyano çalar seni rahatlatırdım."

Kısa bir süre daha eli alnımda kaldı. Sonra elini çekti ve gene ezilen çimen sesini duydum. Yattığım yerde vücuduma yayılan öfkenin ateşiyle kavrulduğumu hissettim. Sanki birkaç dakika öncesine kadar hayatta ki tüm soğuk duygularla donmuş olan vücudum artık kavurucu duygularla eriyor gibiydi.

Bana aşağı yukarı 5, 10 dakika gibi gelen bir sürenin ardından tekrar yaklaşan ayak seslerini ve ezilen çimlerin sesini duyduğumda artık yavaş bile olsa hareket edebiliyordum. Daha o benim yanıma varamadan her yerim ağırsa bile yattığım yerde zorla doğrulup oturdum.

Hafif bir ürperti hissettim. Sanki uyanıyor ve anılarımdan uzaklaşıyor gibiydi. Sonra birden bire hızlı adımlarla yanıma yaklaştı ve endişeyle "Daha iyi misin?" diye sordu. Elinde nereden bulduğuna emin olamadığım bir battaniye vardı ve kesik kesik nefes alıyordu.

-ANI SONU-
₹₹

İster istemez yüzümü buruşturmuş Junior'a bakarken beynim patlayacak gibi hissediyordum. Artık o kadar yorulmuştum ki kendimi ağlayamayacak kadar yıpranmış ve boş hissediyordum.

"Jun... Junior... " diyebildim zorla. Kelimeler ağzımdan çıkmayı reddediyordu. Bir nevi kekeliyor ve zorla konuşuyordum. Bir yerlere vurmak yaptığım hesap hatası için kendimi dövmek istiyordum.

"Efendim?" dedi hevesle. Yardımcı olmak istediği sesinden belliydi. Zorla bile olsa bakışlarımı yerden kaldırıp ona baktım. Bana acıyarak bakıyordu. Yüzünde, uzun zaman önce kurtarıcımın bile bana bakarken barındırmadığı acıma duygusu Junior'un yüzündeydi.

"Sen..." Ağlamıyordum. Ama gözlerim son damlasına kadar dolmuştu.

"Hımm?" Yüzümdeki ifadeyi gördüğünde yüz ifadesi değişti. Birden kaşlarını çatmış olayları anlamaya çalışan bir ifadeyle bana bakıyordu.

".... Piyano çalabiliyor musun?"

Derin bir sessizlik oldu.

Çatık kaşları ona dünyadaki en saçma soruyu sormuşum gibi havaya kalktı. Bir süre bana anlam veremez bir ifadeyle baktıktan sonra "Evet piyano çalabiliyorum." dedi. "Hatta piyano çalmayı gerçekten severim. Eğer piyanomuz olsaydı, şu anda sana piyano çalar, seni rahatlatırdım.Müziğin insan ruhunu iyileştirici özelliği olduğuna ina-----"

"Piyano çalmayı severim. Eğer yapabilseydim, şu anda sana piyano çalar seni rahatlatırdım."

"Woaa lanet olasıca kelimeler! Sikalotasyonumunsiktiremedensallamasyonkadarboktaninlediğibeynimetüküreyim! Bunca zaman yanlış kişiyi aramışım! Kendi yaptığım işi ebeler kovalasın! Gerizekalı beynim evrim teorisinden nasip bulsun!! ***********" Derin bir nefes alıp yanaklarımdan süzülen yaşlara aldırmadan gökyüzüne baktım. Junior aniden öfkeyle küfrederek sözünü kestiğim için şoktan kocaman açtığı gözleriyle yüzüme bakıyordu. "İnanmıyorum! Hata yapmışım. Hemde çok büyük bir hata." Hırsla ayağımı yere vurdum.

"Anlamadım." Benim kendi kendime hırslı cümlelerim onun kafasını karıştırmıştı. Sürekli kırpıştırdığı güzel kirpikleriyle olaya anlam vermeye çalışıyor gibiydi.


Beynim zonklamaya başladı.

Elimi şakaklarıma götürüp sertçe sıktım. Biraz olsun rahatlamaya ihtiyacım vardı ama aksine ağrım gittikçe artıyordu. Kendimi aptal gibi hissediyordum. Saçmaydı. Tüm çabalarım, tüm emeklerim, tüm uğraşlarım hatta yaşamım... Tam Junior tekrar konuşmaya başlıyordu ki elimi kaldırıp onu durdurdum. "Bir dakika." Dediğimde merakla bana baktı. Sonunda buruşturduğum yüzümü görünce "İyi misin?" diye sordu.

Who? of VIXXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin